Somon DNA Nedir?
Son yıllarda ismini sıkça duyduğumuz Somon DNA nedir sorusu özellikle ameliyatsız yüz gençleştirme işlemi yaptırmak isteyenlerin merak ettiği bir sorudur. Cildi besleyen, diğer uygulamalarla kombine edilebilen bu yöntem cilt gençleştirme ve besleme de etkili sonuçlar verebilmektedir.
Somon DNA adından da anlaşılacağı gibi somon balığından elde edilen protein ile asit, vitamin, peptit, hyaluronik asit gibi bileşenlerin yüze uygulandığı bir aşılama yöntemidir. Somon balığının kullanılmasının en önemli nedeni DNA yapısının insanın DNA yapısıyla benzemesidir. Bu şekilde insan vücuduna da kolaylıkla uyum sağlayabilmektedir.
İşte Somon DNA yöntemi ile ilgili en çok merak edilen sorular:
İçerikler
Somon DNA Yüze Nasıl Uygulanır?
Somon DNA nedir sorusundan sonra en çok sorulan diğer bir soru nasıl uygulandığıdır.
Uygulama basamakları şunlardır:
- Uygulama öncesinde cilt uygun bir temizleyici ile temizlenir.
- Temizleme sonrası nemlendirilir.
- Uygulanacak bölgeye anestezik solüsyon sürülür.
- Mikroenjeksiyon olarak adlandırılan cilt altına küçük iğneler ile özel olarak hazırlanmış Somon DNA aşısı enjekte edilir.
İşlem her bölge için ortalama 20 dk sürebilmektedir.
Somon DNA Ne İşe Yarar?
Vücudumuzda yaş, hastalık, hormonlar, genetik, sigara, güneş, hastalık stres vb çevresel faktörler zamanla kolajen üretiminin azalmasına neden olur. Kolajen cildin nemli kalmasını, bağ dokunun güçlenmesini, kendini onarmasını ve sağlıklı olmasını yarayan en önemli bileşendir.
Somon DNA uygulaması içeriğindeki zengin bileşenler sayesinde;
- Kolajen üretimini tetikler ve artmasını sağlamaya, hücre yenilemesini hızlandırmaya,
- Elastin liflerini güçlendirip cildi sıkılaştırmaya,
- Sarkma problemlerine,
- Anti aging etkisiyle yaşlanmanın etkilerini yok etmeye veya azaltmaya,
- Renk farklılıklarını dengelemeye,
- Cildi dış etkenlere karşı korumaya,
- Sağlıklı ve parlak bir görünüm kazanmasına,
- Su moleküllerini tutma özelliğiyle derinlemesine nemlendirme ve nem dengesini korumaya yardımcı olabilmektedir.
Somon DNA Kaç Seans Yapılır?
Somon DNA aşısı kişiye göre değişmekle birlikte ortalama 1-3 hafta aralıklarla 2-4 seans sürebilir. Cildinizin analizi yapılarak uzmanınız tarafından size özel bir tedavi programı hazırlanması daha sağlıklı sonuçlar almanızı sağlayacaktır.
Somon DNA Kalıcı Mıdır?
Somon DNA aşısı oldukça etkili bir uygulama olmakla birlikte etkisi 6 ay – 1 yıl sürebilmektedir. Çünkü vücudumuz yaşlanma, çevresel faktörler hastalık vb. durumlardan etkilenmeye devam eder. Somon DNA aşısı bu etkenlerin etkilerini en aza indirmeye veya geciktirmeye yardımcı olabilmektedir. Özellikle yüksek su tutucu özelliği ile cildin nemli kalmasını sağlayarak dış etkenlere karşı korumaya yardımcı olmaktadır.
Bu nedenle düzenli olarak yaptırarak cilt sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Heraderma Kliniğimizde Somon DNA aşısı ile ameliyatsız cilt gençleştirme işlemi yaparak daha genç ve sağlıklı bir cilde kavuşmanıza yardımcı oluyoruz.
Kol Sıkılaştırma Yöntemleri
Vücudumuzun her bölümü estetik görüntümüz açısından mükemmel bütünlüğü oluşturur. Kol sıkılaştırma işlemi bu bütünlüğü oluşturan kollarımızın zamana karşı deforme olması sonucu yapılan bir işlemdir. Sadece giydiğimiz kıyafetlerde daha iyi görünmemizi sağlamaz aynı zamanda psikolojik olarak da daha iyi hissetmemize yardımcı olur.
İçerikler
Kol Altı Sarkmaları İçin Ne Yapmalı?
Kol altı sarkmalarının tedavisi için öncelikle nedenlerine ve derecesine bakmak gerekir. Böylece doğru yöntemler uygulanabilir.
Kol altı sarkmalarının başlıca nedenleri şunlardır:
Kilo: Kilo ile birlikte vücuttaki yağ oranı artar. Kollarda da aşırı kiloya bağlı olarak yağ kütlesi artar. Kolların alt kısımları ağırlıktan dolayı aşağı doğru sarkar. Bununla birlikte kilo alıp verme de sarkmalara neden olur. Özellikle aşırı kilolu kişiler zayıfladıklarında yağ kütlesi azalsa da sarkan deri kendini toparlamakta zorlanabilir. Bu durum da kollarda sarkık bir görünüme yol açar.
Yaş: Yaşla birlikte kolajen üretimin azalmasıyla vücut elastikiyetini kaybetmeye başlar. Bu da sarkmalara yol açar. Kol sarkmaları da yaşla birlikte ortaya çıkmaktadır.
Yerçekimi: Vücudumuz doğduğumuz andan itibaren yerçekimi kuvvetinden etkilenmeye başlar. Bu etki yaş ilerledikçe daha fazla gözle görünür hale gelir. Kollarımız da yerçekimine bağlı olarak zamanla aşağı doğru sarkmaya başlar.
Kolları Sıkılaştırmak İçin Ne Yapmalı?
Kol germe ve sıkılaştırma için belirli uygulama ve yöntemler uygulanabilir.
Kol sıkılaştırma için başlıca yöntemler:
Spor ve Beslenme: Spor yapmak vücuttaki kas oranını artırır. Sağlıklı beslenme de cildin daha sağlıklı ve sıkı olmasını, ve kas için gerekli olan protein miktarını artırır. Bununla birlikte aşırı kilo alıp vermeyi de önler. Düzenli spor ve egzersiz yaparak kollardaki kas oranı artırılarak sarkma önlenebilir. Hafif düzeydeki sarkmalar da sıkılaştırılabilir. Erken dönem spora başlamak kollardaki sarkmaları da geciktirmeye yardımcı olacaktır. Ancak daha ileri düzeyde ve yaşa bağlı sarkmalar için daha profesyonel yöntemlere başvurulmaktadır.
Ameliyatsız İple Ameliyatsız Kol Germe
Cilt altına özel yapılmış içerisinde PDO-Polydioxanone maddesi olan iplikler enjeksiyon ile yerleştirilir. Bu iplikler yeterli oranda çekilerek sarkmış bölge gerilir ve ameliyatsız kol germe işlemi yapılır. İplikler vücuttaki kolajen üretiminin da artmasını sağlar. Etkisi kişiye göre değişiklik göstermekle birlikte 2-3 yıl sürebilmektedir. Kilo vermeye, yerçekimi ve yaşa bağlı kol atı sarkmaları için uygulanabilen ve başarılı sonuçlar verebilen bir uygulamadır.
Soğuk Lipoliz
Soğuk lipoliz uygulamasında vücuttaki yağ kütlesi belirli bir dereceye kadar soğutularak küçültülür. Bu şekilde vücuttan atılması da kolaylaşır. Soğuk lipoliz uygulaması ile kollardaki fazla yağlar yok edilerek kol inceltme ve daha sıkı kollara sahip olmanız sağlanabilmektedir. Spor ve kol egzersizleri ile birlikte yapıldığında çok daha başarılı sonuçlar verebilir.
Sıcak Lipoliz Uygulaması
Sıcak lipoliz uygulamasında deri altındaki yağ kütlesi belirli bir sıcaklığa kadar ısıtılır. Isınmaya bağlı olarak parçalanan yağın vücuttan atımı kolaylaşır. Yağa bağlı kol sarkmalarında etkili sonuçlar verebilen sıcak lipoliz uygulaması ile kollarda sarkmaya sebep olan yağ yok edilerek kol incelteme yapılabilir. Sporla desteklendiğinde daha sıkı kollara sahip olmanızı sağlayacaktır.
Saten Vücut Germe
BTL Elite, BTL Exilis Elite ve BTL Exilis Ultra360 cihazları ile ameliyatsız vücut germe yöntemidir. Ultrason ve radyofrekans dalgalarını aynı anda yayabilen tek sistem olan uygulamada cilt altına gönderilen dalagalar ile kolajen üretimi artırılıp bağ dokusu güçlendirilir. Tüm vücuda uygulanabilen bu yöntemde kol altı sarkmalarında etkili ve kalıcı sonuçlar alınarak ameliyatsız kol germe işlemi yapılabilmektedir.
Emcslupt
Emsculpt cihazı manyetik olarak kaslardaki sinirleri uyarır ve kasların çalışmasını sağlar. Kaslar ihtiyacı olan enerjiyi vücuttaki yağlardan alarak yağ kütlesinin azalmasını sağlar. Kol bölgesine de uygulanan bu yöntemde kaslar uyarılarak kolların daha sıkı ve şekilli bir görünüme kavuşması sağlanıp kol germe işlemi yapılabilmektedir. Ülkemizde sayılı klinikte uygulanan bu yöntem dünyaca ünlü kişilerin vücut şekillendirmede tercih ettiği yöntemlerden biridir.
Cerrahi Müdahale
Bazı durumlarda kol sarkmaları cerrahi müdahale ile toparlanabilmektedir. Aşırı kilolu kişiler zayıfladıktan sonra sarkan deri kendini yeterince toparlayamaz ve deri fazlalığı oluşur. Bu durumda fazla deri cerrahi işlem ile alınıp kol germe işlemi yapılır.
Kol Sarkması Sporla Düzelir Mi?
Spor kasların gelişimi ve şekillendirilmesi için çok büyük etkiye sahiptir. Kaslar vücudun daha sıkı görünmesini sağlarken sarkmaları da önleyebilmektedir. Kol sarkmalarında spor etkili olabilmektedir. Özel egzersiz ve hareketler ile kol sarkmalarının önüne geçilerek geciktirilebilir. Ancak aşırı olan sarkmalarda özellikle deri fazlalıklarında, yaşa bağlı sarkmalarda spor yeterli olmayıp daha profesyonel yöntemlere başvurulmaktadır.
Heraderma Kliniğimizde kol sıkılaştırma için kişiye özel yöntemler uygulanmaktadır. İhtiyacınız olan yöntem belirlenerek daha sıkı ve şekilli kollara sahip olmanıza yardımcı oluyoruz.
Temel Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?
Cildimiz bizim estetik açıdan görünümümüzü etkileyen en önemli faktördür. İç ve dış etkenlerden etkilenen cildimizin bakıma ihtiyacı vardır. Temel cilt bakımı nasıl yapılır sorusu cildimizin temel ihtiyaçlarını karşılamak açısından çok önemli bir sorudur. Çünkü sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt bizi daha genç ve güzel gösterirken bakımsız bir cilt ise tam tersi etki yaratır.
Temel Cilt Bakımı Nedir?
Cildimiz, vücudumuzun tamamını kaplayan en büyük organımızdır. Vücudumuza gelebilecek dış etkenlere karşı koruma kalkanı görevi yapar. Bununla birlikte vücudumuzun da canlı bir parçası olduğu için iç etkenlerden de etkilenmektedir. Bu nedenle kendini onarması, yenilenmesi için düzenli bakıma ihtiyacı vardır. Temel cilt bakımı da cildin temel ihtiyaçlarının karşılandığı ve düzenli olarak yapılan cilt bakımıdır.
Cilt Bakımına Nereden Başlanır?
Temel cilt bakımı nasıl yapılır sorusunda en önemli çıkış noktası doğru sıralamadır. Cilt bakımı aşamalardan oluşur. Bu aşamalar doğru şekilde yapılmalıdır. Ancak öncelikle cildinizi tanımanız gerekir. Çünkü farklı cilt tipleri vardır ve her birinin ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle cildinize doğru bakımı yapabilmeniz için cilt tipinizi ve cildinizin ihtiyacını bilmelisiniz. Bunu uzmanların detaylı cilt analizi yaptığı kliniklerden öğrenebilirsiniz. Böylece çok daha sağlıklı bir yol izleyebilirsiniz.
Temel cilt bakımında en önemli başlangıç adımı cilt tipine uygun ürünler seçmektir. Cilt analizini yaptırdıktan sonra uzmanının tavsiyesi veya kendiniz temel cilt bakımı yapacağınız ürünleri temin etmelisiniz.
Cilt Bakımı İçin Neler Yapılmalı?
Cilt bakımınız için aşağıdaki aşamaları sırasıyla uygulamalısınız.
1.Temizleme
Cilt bakımınızda ilk adımınız cildinizi uygun jel, krem, köpük vb. ürünler ile arındırıp temizleme aşamasıdır. Cilt tipinize uygun temizleyici ile sabah akşam olmak üzere günde iki defa cildinizi temizleyip arındırmanız önerilmektedir. Temizleme işlemi sadece makyaj yaptığınız zamanlarda değil her gün düzenli yapılmalıdır. Çünkü yağ, kir, toz gibi etkenler gözeneklerin tıkanmasına neden olur. Bu da başta akne ve sivilce olmak üzere birçok cilt problemine yol açar.
2.Eksfoliasyon (Tonik)
Cildin temizlenmesinden sonra uygulanan tonik, daha derinlemesine temizlik sağlar. Temizlenerek açılan gözeneklerden derinin daha altına nüfuz ederek yağ, kir gibi tüm kalıntıları tamamen temizler. Gözeneklerin açılması, hücre yenilenmesi için tonik aşamasını mutlaka uygulamalısınız.
3.Serum Uygulaması
Serum uygulaması, nemlendirme işleminden önce tonik aşamasından sonra yapılmalıdır. Gözenekler açık ve temiz olduğu için cilt serumu hızlı bir şekilde emer. Serum da yüksek konsantrasyonlu olduğu için emilimi de hızlıdır. Aynı zamanda cilde sürülecek nemlendiricinin de hızlı bir şekilde etki etmesini sağlar. Serumlar cilde parlaklık, canlılık verir ve yenilenmesini sağlar.
4.Nemlendirici
Cilt hem iç hem de dış etkenlerle nemini yitirir ve nem dengesi bozulur. Cildi nemlendirme ile kaybettiği nemi geri kazanmasını ve nem dengesini korumasını sağlar. Cildinize uygun kullanacağınız nemlendirici ile cildinizin nemli kalmasını sağlayarak dış etkenlere karşı koruyup elastikiyetini kaybetmesini önleyebilirsiniz. Öncesinde kullandığınız serum da nemi hapsederek gün içerisinde uzun süre cildinizin nemli kalmasını sağlayacaktır.
5. Göz Çevresi
Göz çevresi daha ince ve hassas bir yapıya sahiptir. Bu nedenle göz çevremize özel ürün kullanmak daha etkili sonuç verecektir.
6. Güneş Koruyucu
Gündüz bakımlarında güneşin etkilerinden korunmak için bakımınıza mutlaka güneş koruyucu da eklemelisiniz. Cildin yaşlanmasını hızlandıran, leke oluşumuna yol açan güneş ışınlarına karşı güçlü bir güneş koruyucu kullanmalısınız. Gün içerisinde uygulamayı tekrarlayabilirsiniz.
Bunlarla birlikte temel cilt bakımında maske ve peeling de kullanılmaktadır.
Maske: Cildin yenilenmesi, nemlendirilmesi, kırışıklık karşıtı olması gibi birçok özellikte maske bulunmaktadır. İhtiyacınıza uygun bir maske seçerek cildinizi temizledikten sonra maskenizi uygulayabilirsiniz. Haftada birkaç defa uygulayabileceğiniz maskeler daha sağlıklı bir cilde sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
Peeling: Peeling uygulamasının Cildin ölü hücrelerden arınması, yenilenmesi, siyah nokta ve lekelerin giderilmesi gibi birçok faydası bulunmaktadır. Haftada 1-2 kez uygulayabileceğiniz peeling ile cildinizi yenileyebilirsiniz. Ancak aşırı peeling uygulaması ya da yanlış uygulamalar cilde zarar vereceğinden dikkatli uygulanmalıdır.
Temel cilt bakımı düzenli olarak yapıldığında sonuç verir. Evinizde uygulayabileceğiniz temel cilt bakımını kliniklerde de uygulatabilirsiniz. Bununla birlikte temel cilt bakımının yanında belirli periyotlarda profesyonel olarak cilt bakımı yaptırmalısınız. Medikal cilt bakımı ile cildin daha alt katmanlarına ulaşılıp farklı medikal ürünler ile daha etkili bakımlar yapılır.
Profesyonel cilt bakımı günlük uyguladığınız cilt bakımlarının da daha etkili olmasını sağlayacaktır.
Heraderma Kliniğimizde Visia Cilt Analizi ile cildinizin detaylı analizini yapıyoruz. Cildinizin tipini, problemlerini ve ihtiyaçlarını belirliyoruz. Böylece cildinize doğru ürünlerle doğru bakım yaparak en iyi sonuçları almanıza yardımcı oluyoruz. Profesyonel cilt bakımı ile de günlük bakımınıza destek oluyoruz.
Oxygeneo Nedir?
Günümüzde sağlıklı ve daha genç görünüme sahip olmak için birçok farklı uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamalardan biri olan ve adını son yıllarda sıkça duyduğumuz oxygeneo nedir? Bu sorunun cevabı size daha temiz ve ışıltılı bir cilde sahip olmanın aşamalarını sunuyor.
İçerikler
Oxygeneo Nedir?
Oxygeneo; özel bir cihazla yapılan bir cilt bakımı uygulamasıdır. Oxygeneo nedir sorusuna cevap verirken uygulamanın temel mantığını anlamak gerekir. Uygulamanın temelinde cildi besleyen kan dolaşımındaki oksijen miktarını artırarak, hücrelere daha fazla oksijen gitmesi amaçlanıyor. Bu şekilde daha sağlıklı ve yenilenmiş bir cilt ortaya çıkıyor. Uygulama belirli aşamalardan oluşmaktadır. İşlem sırasında bu aşamalar sırasıyla gerçekleştirilerek cildin derinlemesine temizlenip yenilenmesi amaçlanmaktadır.
Oxygeneo uygulamasında cildin yenilenmesini sağlayan ince kırışıklıkları ortadan kaldıran, leke, anti aging leke gibi problemlerin uygun ürünler kullanılmaktadır.
Oxygeneo Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?
Oxygeneo cilt bakımı ultrason ve radyofrekans dalgaları yayan bir cihaz ile birlikte özel solüsyonların kullanıldığı bir uygulamadır. Üç temel aşamadan oluşur. Aynı zamanda her aşama ile cilt bir sonraki adıma hazırlanır. Uygulama öncesinde cilt, cilt tipine uygun temizleyiciler ile temizlenerek işleme hazır hale getirilir.
Oxygeneo cilt bakım aşamaları şunlardır:
Aşama Oksijenleme
Cildin ölü hücrelerden arındırılması ve oksijenlenmesinin sağlandığı bu aşama medikal eksfoliasyon basamağıdır. Cildin üst kısmı cihazın başlığında Capsugen tableti kullanılarak nazikçe soyulur. Bu tablet efervesan tablete benzeyip, karbonat ve sitrik asit karışımından oluşmaktadır. Cilde öncelikle özel bir jel sürülür. Ardından cihaz başlığındaki kapsül ile cilt yüzeyi arındırılır. Kapsül ve ciltteki jel birleştiğinde cilt yüzeyinde kabarcıklar meydana gelir ve ile karbondioksit miktarı artar. Bu artışla oksijen bakımından zengin kan bu bölgeye doğru yoğunlaşır. Oksijen, hücreleri besler, canlandırır.
Bu basamakta cilt derinlemesine temizlenip aynı zamanda beslenir ve diğer basamaklara hazırlanır.
Aşama Radyofrekans Aşaması
Radyofrekans aşamasında belirli bir dereceye kadar ısıtılan cilde, kontrollü olarak hasar verilir. Bu hasar sonucu cilt kendini yenilemeye ve onarmaya çalışır ve kolajen üretimi artar. Böylece bağ dokusunun kuvvetlenmesine, cildin yenilenmesine, kırışıklık görünümlerinin azalmasına, sarkmaları toparlamaya yardımcı olabilmektedir.
Aşama Ultrason
Ultrasonik ses dalgaları cilde uygulanan losyonların daha derine etki etmesini sağlayabilmektedir. Ayrıca yapılan bakımın da etkisini artırmaktadır.
Oxygeneo uygulamasında neorevive ve neobright olmak üzere iki ayrı türü bulunmaktadır. İşlem öncesi cilt analizi yapılarak hangi tür uygulama yapılacağına ve hangi ürünler kullanılacağına karar verilir.
Neorevive: Hassas ve kuru ciltler için uygulanmaktadır. Gençleştirme ve yaşlanma belirtilerini azaltmaya, cildi yaşlanma etkilerinden korumaya yardımcı olmaktadır.
Neobright: Yağlı ve lekeli ciltler için uygulanmaktadır. Bu uygulama cildi aydınlatmaya, besleyerek gençleştirmeye yardımcı olmaktadır.
OxyGeneo Kaç Seans?
Oxygeneo uygulamasının seansları kişiye göre değişiklik gösterebilmekle birlikte ortalama 4-6 seans sürebilmektedir. Seans araları ortalama 15 gün olup işlem yaklaşık 45 dk. sürebilmektedir. Tedavi için seans sayısına karar vermeden önce uzmanınız cilt analizi yaparak tedavi sürecine karar verecektir.
Oksiterapi Nedir?
Oksiterapi (oksijen terapisi) cilde dışarıdan oksijen verilmesi işlemidir. Oksiterapi uygulamasında cildin kendini yenileyebilmek için ihtiyaç duyduğu oksijen, derin dokulara, kılcal damarlara kadar iletilir. Oksijen vücudumuzda dokuların yenilenmesi, onarılmasını sağlar. Oksiterapi ile medikal cilt bakımı, akne tedavileri, yaşlanma belirtilerinin ortadan kaldırılması, leke tedavileri yapılabilmektedir.
Heraderma Kliniğimizde cildinizin analizi yapılarak size uygun oxygeneo uygulaması ile cildinizin derinlemesine temizlenmesine ve gençleşmesine yardımcı olmaktayız.
Altın İğne Uygulaması İzmir
Ameliyatsız cilt gençleştirme uygulamaları dünyada yoğun ilgi görmektedir. Başta büyük şehirler olmak üzere ülkemizde de çok fazla talep gören bu uygulamalardan altın iğne uygulaması İzmir bu anlamda öne çıkan illerimizden biridir. Deneyimli ve uzman doktorların başarılı ve etkili sonuçlar veren ameliyatsız yüz gençleştirme işlemleri yapması bunun en önemli nedenleri arasındadır.
İçerikler
Altın İğne Uygulaması Nedir?
Altın iğne uygulaması cilt altına radyo frekans dalgalarının gönderilmesine dayanır. Bu enerji dalgaları cilt altında hedeflenen sorunlu bölgelere kontrollü olarak hasar verir. Bu da hasar gören cildin kendini yenilemesi ve onarmasını tetikler. Böylece cildin gergin, sıkı görünmesini, yenilenmesini, nemlenmesini sağlayan kolajen üretimi artar. Deforme olmuş cilt yerine sağlıklı bir cilt tabakası gelir. Uygulamada altın iğne kullanılmasının nedeni enerji kaybını önlemek ve cilt yüzeyini korumaktır. Bu şekilde işlem sırasında cilt altında hedeflenen alana işlem yapılarak cilt yüzeyine ve sağlıklı dokulara zarar verilmez.
Altın İğne Nelere İyi Gelir?
Altın iğne tedavisi ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemlerinden biri olup daha sağlıklı ve gergin bir cilde sahip olmanıza yardımcı olabilmektedir.
Altın iğne tedavisinin cilde sağladığı başlıca faydaları şunlardır:
- Cildin sıkılaşmasına,
- İnce çizgiler ve kırışıklıkları azaltmaya ya da tamamen ortadan kaldırmaya,
- Cilt yenileme,
- Canlı ve parlak görünmesine,
- Gözeneklerin sıkılaştırılması, sarkmaların toparlanmasına,
Gençleşmesine, - Leke tedavisi yaparak cilt lekelerinin giderilmesine,
- Sivilce akne, hastalık vb. durumlarda ortaya çıkan yara izleri, çukur gibi problemlerin giderilmesine yardımcı olabilmektedir.
Altın İğne Tedavisi Kalıcı Mı?
Altın iğne tedavisi etkili sonuçlar verebilen bir uygulamadır. Ancak cilt doğal sürecinde yaşlanmaya ve iç-dış etkenlerden etkilenmeye devam ettiği için tekrarlanması gereken bir uygulamadır. Tekrarlanma sayısı ve süresi kişinin yaşına, yaşam alışkanlıklarına, cildin yaptığı bakıma göre değişebilmektedir. Ancak genel olarak kalıcı ve gözle görülür sonuçlar verebilmektedir.
Uygulamada tek seans tedavi için yetebileceği gibi seans sayıları kişiye göre ve yaşanan probleme göre değişiklik gösterebilmektedir. İlk seanstan sonra ikinci seans genellikle 2 ay sonra yapılmaktadır. Bu sürede işlem sonrası iyileşme ve cildin kendini onarması için önemlidir. Sonraki seanslar 3 ila 6 ay arayla yapılabilmektedir. En doğru tedavi programına uzmanınız karar verecektir.
Altın İğne Acıtıyor Mu?
Altın iğne tedavisi öncesinde uygulanacak bölge lokal anestezi krem ile uyuşturulur. Bu şekilde kişi daha az acı hisseder. Hissedilen acı kişinin acı eşiğine göre değişir.
Altın İğne Zararlı Mı?
Altın iğne cerrahi işlem uygulanmadan gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte güvenilir ve cildin yenilenmesi için oldukça yararlıdır. Uygulama sonrasında hafif kızarıklık görülebilir. Bu da çok kısa süreli olup geçici bir durumdur. Ancak uzman olmayan kişiler ve uygun olmayan koşullarda yapıldığında telafisi olmayan zararlar verebilir.
Bu nedenle uzman ve deneyimli kişiler tarafından uygun koşullarda yapılması önemlidir.
Heraderma Kliniğini altın iğne uygulaması İzmir genelinde ve farklı şehir hatta ülkelerden kişiler tarafından tercih edilmektedir. Uzman ekibimiz ile altın iğne uygulaması ile daha genç ve sağlıklı bir cilde kavuşmanıza destek oluyoruz.
Soğuk Lipoliz İle Zayıflama Nasıl Olur?
Soğuk lipoliz kilo vermek için yağların dondurulduğu bir yöntemdir. Kilo vermeyi deneyenler ve başarılı olamayanlar için etkili sonuçlar verebilen bu yöntem son yıllarda oldukça tercih edilen uygulamalardan biridir
İçerikler
Soğuk Lipoliz Nedir?
Lenf drenaj olarak da bilinen soğuk lipoliz uygulamasında deri altındaki yağ hücreleri eliminasyon derecesine kadar soğutulur. Bu şekilde soğukla büzülüp küçülen yağ hücreleri vücuttan daha kolay atılabilir. Özellikle diyet ve egzersiz gibi yöntemleri denemiş ama kilo verememiş, bölgesel fazlalıkları olanlar için başarılı sonuçlar veren bu uygulama vakumlu başlıkları olan FDA onaylı cihaz ile yapılmaktadır. İşlem sırasında sadece yağ hücreleri hedef alınır, diğer doku ve hücreler zarar görmez.
Uygulama kalça, karın, basen, göbek gibi bölgelere uygulanabilir, ortalama 45 dk – 1 saat sürmektedir.
Soğuk Lipoliz Gerçekten İşe Yarıyor Mu?
Fazla kilonun nedeni vücuttaki artan yağ hücreleridir. Kilo problemi de sağlığı olumsuz etkilerken estetik açıdan kişinin mutsuz olmasına neden olabilmektedir. Soğuk lipoliz ile birlikte deri altındaki yağ hücreleri hedef alınarak belirli dereceye kadar soğutulup küçülmesi sağlanır. FDA onaylı Cryo Lipo cihazı ile yapılan uygulama dünya genelinde milyonlarca kişiye uygulanmış ve başarısı onaylanmıştır. Çalışma prensibi olarak da inatçı yağların vücuttan kolay atılmasını sağlayarak bölgesel incelme ve vücuttaki yağ oranını azaltmayı sağlayabilmektedir. Cerrahi işlem olmadan ameliyatsız zayıflama isteyenler için ideal bir yöntemdir.
Soğuk lipoliz uygulaması etkili ve kalıcı sonuçları olan bir uygulamadır. Ancak tedavi sonrasında kişi eğer yediklerine dikkat etmez ve sağlıksız beslenirse yine kilo alıp eski görüntüsüne geri dönebilmektedir. Bu nedenle uygulamadan sonuç alabilmesi için bol su tüketmesi, sağlıklı beslenmesi ve egzersiz yapması önerilmektedir.
Soğuk Lipoliz Kaç Cm İnceltir?
Soğuk lipoliz sonrasında incelme kişiden kişiye ve bölgeye göre değişiklik gösterebilmektedir. İşlem sonrası yaklaşık 21 gün içerisinde vücut kendini toplarken uygulamanın etkileri 3-6 ay içerisinde görülmeye başlanır. Uygulanan bölgelerde %20 – %40 arası incelme görülürken bu süre içerisinde 2 cm ila 10 cm arasında incelme görülebilmektedir.
Soğuk Lipoliz Kaç Seans Uygulanır?
Uygulamadaki seans sayısı kişiye göre değişebilmektedir. Bazı kişilerde tek seansta sonuç alınabilirken bazılarında 2 veya daha fazla seans uygulanmaktadır. Buna uzman kişiye özel gerekli analizleri ve kontrolleri yaptıktan sonra karar verir.
Soğuk Lipolizin Zararları Nelerdir?
Soğuk lipoliz oldukça güvenli ve başarılı sonuçlar verebilen bir uygulamadır. Uygulamadan sonra kızarıklık, morluk, uyuşma ve karıncalanma görülebilir. Bunlar geçici süreli etkiler olup kısa süre içerisinde geçer. Ancak uzman olmayan kişiler tarafından yapılan uygulama vücutta geri dönüşü olmayan deformasyona neden olabilmektedir. Bu da kişiye hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi zarar verebilir.
Bu nedenle uygulamayı yaptıracağınız yerin mutlaka güvenilir olmasına ve yapacak kişilerin de deneyimli ve uzman olmasına dikkat etmeniz gerekir.
Heraderma Kliniğimizde uzman doktor ve ekibimizle uyguladığımız soğuk lipoliz uygulaması ile bölgesel incelme ve kilo vermenize yardımcı oluyoruz.
Yüzdeki Kolajen Nasıl Arttırılır?
Zamanın izlerini geciktirmek, genç görünümümüzü korumak yüzdeki kolajen nasıl arttırılır? Çünkü vücudumuzdaki kolajen miktarı çeşitli etkenlere bağlı olarak zamanla azalmaktadır. Bu da yaşlı görünümün yanında farklı problemlere de yol açabilmektedir.
İçerikler
Kolajen Nedir, Ne İşe Yarar?
Kolajen bağ dokusunun temel hücresi olan fibroblastlar ve diğer hücreler tarafından vücut tarafından üretilen bir yapısal protein türüdür.
Kolajenin vücudumuza sağladığı başlıca faydalar şunlardır:
- Eklem, kas, kemik, kıkırdak yapı, kas, tendon gibi kısımlara hareket kabiliyetini, eklem sağlığını korumayı,
- Vücudu oluşturan dokuları bir arada tutmayı,
- Bağ dokuya esneklik kazandırarak cildin daha gergin ve sıkı görünmesini,
- Cildin kendini yenilemesini, onarmasını,
- Cildin olumsuz iç ve dış etkenlere karşı daha dirençli olmasını,
- Beyin, kalp gibi hayati iç organların sağlığını korumayı,
- Saç ve tırnakların güçlenmesini,
- Hücre zarını koruyup, güçlendirmeyi sağlar.
Vücudun yaşlanması; “zamanın etkisine bağlı olarak, tüm organizmalarda ortaya çıkan biyolojik bir süreç olup, ilerleyici işlev kaybı ile karakterize bir süreçtir.” Bu tanıma bakıldığında yaşlanmanın temelinde hücre yenilenmesi ve onarımı vardır. Yaş ile birlikte hücrelerin kendini yenilemesi ve onarımı azalmaya başlar. Bunun da nedeni cildimizden yaşamsal organlarımıza, hücre zarına kadar koruma ve yenilenmesini sağlayan kolajen miktarının azalmasıdır. Bu nedenle kolajen temel olarak sadece genç kalmamızı değil sağlıklı olmamızı sağlayan çok önemli bir bileşendir.
Kolajeni Artırmak İçin Ne Yapılmalı?
Yaş, stres, sigara, hastalık, kilo-alıp verme, beslenme vb. nedenlerle vücuttaki kolajen üretimi zamanla azalır. Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren kolajen kaybı yılda %1-2 civarında olmaya başlar. Bu oran yaşın ilerlemesiyle birlikte artar.
Kolajen üretimini artırmak için;
- Beslenme: Soya ve soya ürünleri, Omega 3 yağ asitleri içeren besinler, et, yeşil sebzeler, yumurta akı, antioksidan içeren gıdalar gibi besinler kolajen üretimini artırabilmektedir. Kemik suyu tüketmek de kolajen miktarını artırmaya yardımcı olabilmektedir.
- Güneşten korunmak: Uzun süre UV ışınlarına maruz kalmak cildin yapısını bozar. Bu nedenle mutlaka güneş koruyucu kullanarak zararlı etkileri en aza indirilmeye çalışılmalıdır.
- Hyaluronik asit: Cildin doğal yapısında bulunan Hyaluronik asit kolajen üretimini de destekler. Besinler, takviyeler veya enjektörler yoluyla alınabilmektedir.
- C Vitamini: Cildin korunması ve kolajen üretimi için C vitamini büyük önem taşımaktadır. Vücudun üretemediği bu vitamin doktor tavsiyesi ile mutlaka alınmalıdır.
- Krem, losyon, serum vb ürünler: İçerisinde bulunan retinol, vitaminler, antioksidan, asit gibi bileşenler ile kolajen üretimini artırıp, korumaya yardımcı olabilmektedirler.
- Estetik uygulamalar: Özellikle deri altına Hyaluronik asit, mineral, vitamin, asitler vb. faydalı bileşenler enjekte edilerek kolajen üretimi artırılabilmektedir.
- Bol sıvı tüketimi: Cildin susuz kalması kolajen üretiminin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle günlük gereken sıvı miktarı karşılanmalıdır.
- Sağlıklı yaşam alışkanlıkları: Egzersiz, sağlıklı beslenme, sigara, alkol gibi alışkanlıklardan, stresten uzak kalmak vücudunuzdaki kolajen miktarının artmasını sağlayabilmektedir. Bu şekilde aynı zamanda aynı zamanda sağlıklı bir vücuda sahip olmanızı sağlamaktadır. Bununla birlikte kolajen üretimini artırmak için yaptırdığınız uygulama, aldığınız takviyelerden daha etkili ve uzun süreli sonuçlar almanızı da sağlayabilmektedir.
Vücuttaki kolajen miktarını artırmak için hangi tip kolajene ihtiyacınız olduğunu bilmeniz çok önemlidir. Çünkü farklı tiplerde kolajen türleri bulunmaktadır.
Kolajen türleri:
- Tip 1 Kolajen: Cilt altı dokular çoğunlukla bu kolajenden meydana gelmektedir. Yaşlanma karşıtı için tip 1 kullanmalısınız. Bununla birlikte daha etkili sonular için tip 1 ve tip 3’ün beraber kullanılması önerilmektedir.
- Tip 2 Kolajen: Kemik, kıkırdak ve eklem kısımlarındaki kolajendir. Eklem sağlığını koruma, kireçlenmeyi önleme gibi durumlarda kullanılmaktadır.
- Tip 3 Kolajen: Vücutta iç organlar, yumuşak dokular, damar, kan gibi dokularda bulunur. Hücre zarında bulunan tip 3 kolajen dokulara esneklik, dayanıklılık ve sağlık kazandırır.
- Tip 4 Kolajen: Cildin derin katmanlarında bulunup sindirim ve solunum yüzeylerini oluşturmaktadır.
- Tip 10 Kolajen: Yeni kemiklerin oluşumu, eklem kıkırdaklarının gelişiminde rol almaktadır.
Yüz İçin Hangi Kolajen?
Yüzde gençleştirme ve yaşlanmayı geciktirmek için özellikle tip 1 kolajen etkilidir. Çoğunlukla daha etkili sonuçlar için tip 1 ve tip 3 kolajenin beraber kullanılması tavsiye edilmektedir.
Yüzdeki Kolajeni Artırmak İçin Ne Yapmalı?
Daha genç ve sağlıklı bir yüze sahip olmak için yüzdeki kolajen nasıl arttırılır sorusuna cevap olarak:
- Sağlıklı beslenme (özellikle kolajen üretimini destekleyen),
- Güneşten korunma,
- Egzersiz
- C vitamini alma,
- Yeterli miktarda sıvı alımı,
- Zararlı alışkanlıklardan uzak durma,
- Stresi azaltma,
- Düzenli uyku,
- Şeker ve rafine ürünleri azaltmak,
- Krem, serum, maske vb. ürünleri kullanma,
- Kolajen takviyeleri alma kolajen üretimini arttırmaya yardımcı olacaktır.
Bununla birlikte özellikle bazı durumlarda bu önlemler yetersiz kalabilmektedir. Bu durumlarda cildin altına içeriğinde hyaluronik asit bileşenleri olan serumlar enjekte edilerek kolajen üretimi artırılabilir. Yine yüz için uygulanan mezoterapi, lazer vb. estetik gençleştirme uygulamaları da kolajen üretimini artırabilmektedir.
Bu uygulamalar direkt cilt altına etki ettiği için etkili ve uzun süreli sonuçlar alınabilmektedir.
Heraderma Kliniğimizde cildinizin daha gergin ve sağlıklı görünmesi, yaşlanmanın etkilerini azaltmak için, cildinize uygun uygulamalar ile kolajen üretiminin artmasına yardımcı oluyoruz.
Göz Altı Morlukları Nasıl Giderilir?
Göz altı morlukları kadın ve erkeklerde görülebilen, kişiyi çoğunlukla estetik açıdan rahatsız edebilen bir problemdir. Göz altı morlukları nasıl giderilir sorusu bu problemin çözümünü arayan kişilerin sıkça sorduğu bir sorudur. Bazı kişilerde basit çözümler işe yararken bazı kişilerde daha profesyonel yöntemlere ihtiyaç duyulabilir.
Göz Altı Morlukları Neden Olur?
Göz altı morluklarının ortaya çıkma nedenini bilmek doğru bir tedavi uygulayabilmek açısından önemlidir.
Göz altı morluklarının başlıca nedenleri şunlardır:
Genetik Faktörler: Ailede benzer öykü varsa kişide de kalıtıma bağlı olarak görülme olasılığı yüksektir.
Yaş: Doğal yaşlanma sürecinde kolajen kaybı, derinin incelmesi gibi nedenlerle deri altındaki damarlar daha görünür hale gelir. Bu da göz altlarında morluklara yol açabilir.
Uykusuzluk: Yeterince uyumama veya çok fazla uyku da göz altlarında şişme morarma gibi problemlere yol açabilmektedir.
Yorgunluk: Uzun süre ekrana bakmak gözlerde yorgunluk ve gerilime yol açar. Bu da göz çevresinde halkalara, morluklara neden olabilmektedir.
Yeterli su tüketmeme (Dehidrasyon): Su cildin nemlenmesine ve beslenmesine yardımcı olur. Yeterli su alınmadığında vücuttaki sıvı dengesi bozulur ve dehidrasyon meydana gelebilir. Cilt yapısının da bozulmasına neden olup göz çevresini olumsuz etkileyebilmektedir.
Alerji: Ciltte kaşınma, kızarıklık gibi semptomlara yol açan alerji daha ince ve hassas olan göz çevresindeki derinin tahriş olmasına yol açabilir. Bununla birlikte alerjiye bağlı damarlarda ki genişlemeler de yine mor bir görüntüye yol açar.
Güneş ışınları: Güneş ışınlarına aşırı şekilde maruz kalmak ciltteki pigment yapısını bozar. Göz çevresinin de aşırı güneş ışığına maruz kalması mor halkaların oluşumunda etkilidir.
Bununla birlikte bazı hastalıklar da göz çevresinde morluklara neden olabilmektedir. Göz altı morluklarının nedenlerini uzman bir doktorun tespit etmesi sağlık açısından önemlidir.
Göz Altı Kararmasına Ne İyi Gelir?
Göz altı kararması kişiye daha yorgun ve yaşlı bir yüz ifadesi vermektedir. Bu nedenle kişi estetik açıdan bu görünümden genellikle rahatsız olmaktadır. Hafif düzeyde ve zaman zaman ortaya çıkan (uykusuz bir gece ya da uzun bir çalışma günü vb.) basit maskeler, kremler gibi ürünlerle giderilebilmektedir. Ancak ileri düzeyde olanlar için daha profesyonel bir desteğe ihtiyaç vardır.
Göz altı morlukları nasıl giderilir sorusunun cevabı olarak; göz altı morluklarının tedavisinde uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:
PRP ve Mezoterapi Uygulaması: Bu iki yöntem ile cilt yenilenerek renk açılması ve morlukların giderilmesi sağlanabilmektedir.
Kimyasal peeling: Kimyasal peeling yöntemi ile yine daha sağlıklı ve yeni bir cilt ortaya çıkarken cilt renginde açılma meydana gelir. Bu da göz çevresindeki mor görüntünün azaltılmasına ya da tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Lazer tedavileri: Q-switched Nd: YAG, Long Pulse Nd: YAG lazer, ablatif lazerler ile göz çevresindeki deri kontrollü tahrip edilir. Cildi kendini onarması için tetikleyen bu yöntem ile daha sağlıklı bir cilt elde edilebilmektedir. Bu şekilde göz etrafındaki morluklar da giderilebilmektedir.
Krem, Maske, Serum: Topikal uygulanan bu ürünler bir uzman tarafından cildin yapısı ve ihtiyacına göre belirlenip uygulanır.
Bu yöntemler ile birlikte göz altındaki çukurlaşma, kolajen kaybı sonucu oluşan çöküntülerin yol açtığı morluklar için hyaluronik asit içeren göz altı ışık dolgusu uygulamaları yapılmaktadır.
Göz çevrenize uygulanacak yönteme uzmanınız karar verecektir. Hassas ve göze çok yakın olan göz çevresine yapılacak uygulamaların, deneyimli ve uzman kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Yanlış uygulamalar kişide ciddi ve telafi edilemez sağlık problemlerine yol açabilmektedir.
Göz Morluğunu En Çabuk Ne Geçirir?
Herkes göz çevresindeki morluklardan bir an önce kurtulmak ister. Bu nedenle problemini en hızlı çözecek yöntemi uygulamak ister. Ancak tedavi süresi göz altı morluğunun durumuna göre değişebilmektedir. Bazı durumlarda göz çevresine çay, soğuk kompres yapmak hızlı sonuçlar verirken bazılarında bir tedavi süreci izlenmesi gerekebilir.
Burada önemli olan tedavinin kalıcı ve etkili olabilmesidir. Örneğin lazer gibi yöntemler ile etkili sonuçlar belirli bir tedavi sürecinden sonra elde edilebilmektedir. Tedavinizin süreci ve süresini uzmanınız belirleyecektir.
Heraderma Kliniğimizde göz altı morluklarının tedavisi için öncelikle gerekli inceleme ve analizleri yapıyoruz. Ardından sizin için en uygun tedavi yöntemleri seçerek sağlıklı ve daha genç görünen bir göz çevresine sahip olmanıza yardımcı oluyoruz.
Yüz Lifting Nedir?
Yaşlanmanın yüzümüzdeki etkilerini azaltarak daha genç bir görünüme kavuşmamamıza yardımcı olan yüz lifting nedir? Cildimiz maruz kaldığımız dış etkenlerden ve iç etkenlerden etkilenir ve bu etkileri de gözle görülür bir şekilde yansıtır. Yüz liftingi ise cildimizi olumsuz etkileyen bu etkileri en aza indirmeye yardımcı olur.
İçerikler
Yüz Liftingi Nedir?
Yaşamımızın ilk yıllarında sağlıklı, diri ve sıkı olan cildimiz zamanla bu özelliklerinin bir kısmını ya da tamamını kaybeder. Yaşlanma, yerçekimi, güneş, yaşam alışkanlıklarımız, stres, kilo, hastalıklar gibi etkenler cildin sıkı ve sağlıklı görünmesini sağlayan yağ, kas dokusunun, kolejenin, elastikiyetin azalmasına yol açar. Bu da ciltte sarkma, çökme ve kırışıklık gibi problemlere yol açar. Kişinin yüzü yaşlı ve yorgun bir hal alır. Yüz lifting nedir sorusunun cevabında bu problemlerin çözümleri bulunmaktadır.
Yüz lifting ile yüzde, sarkmalar, kırışıklıklar toparlanır, cilt kaybolan hacmini geri kazanır. Kişi gergin, sıkı ve sağlıklı bir cilde dolayısıyla daha genç bir görünüme kavuşur.
Yüz Liftingi Nasıl Uygulanır?
Yüz liftinginde deri altına dolgu maddesi enjekte edilir. Dolgu maddeleri ile cilt altı doldurulup kırışıklıklar açılır ve sarkmalar toparlanır. Zamanla bozulan yüz hatları ve yüz konturları düzelir.
Öncelikle yüze gerekli analizler yapılarak uygulanacak bölge ya da bölgeler belirlenir. Ardından uygulanacak bölgeye küçük iğne deliği açılıp oradan mikro kanüller ile dolgu maddesi uygulanır.
Yüz liftingi; yanak, çene, göz çevresi ve ağız çevresine rahatlıkla uygulanabilmektedir. Bu yöntemle aynı zamanda cerrahi işlem uygulanmadan ameliyatsız yüz germe sağlamaktadır.
Lifting Dolgu Nedir?
Lifting dolgu yüz liftinginin diğer adıdır. Lifting dolguda yüze enjekte edilen bileşenler ile cilt germe ve gençleştirme sağlanır. Dolgu maddesi olarak önceki yıllarda silikon kullanılırken günümüzde daha doğal bir bileşen olan hyaluronik asit kullanılmaktadır. Silikon yabancı bir madde olduğu için vücutla uyumunda sıkıntılar meydana gelebilmekte ve farklı komplikasyonlara neden olabilmektedir. Kolajen (hayvansal) de yine vücuda yabancı olduğu için alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu nedenle hyaluronik asit ile dolgu işleminde hem vücuda uyumda problem yaşanmaz hem de cilt beslenir, kolajen üretimini artar ve cildi gençleştirir.
Yüz Lifting Ne İşe Yarar?
Yüz liftingi;
- Cildin canlandırır,
- Hücre yenilenmesini,
- Kırışıkları giderir,
- Sarkıkları toparlar,
- Gözlerde, yanak gibi bölgelerde çökmeleri toparlar,
- Yüzün kaybolan hacmini geri kazandırır,
- Yüz kontürünü düzeltir ve belirginleştirir,
- Cildi besleyerek kolajen üretimini destekler,
- Cilt gençleştirme sağlar.
Üst Yüz Lifting Nedir?
Yüz lifting işleminde yüz bölümlere ayrılır.
Yüzün bölümleri:
- Üst yüz: Alın ve kaşlar
- Orta yüz: Yanak, burun ve gözler
- Alt yüz: Ağız, çene ve boyun
Üst yüz liftingi uygulamasında yüzün alın ve kaş bölgesine dolgu enjekte edilmektedir. Alın bölgesinde oluşan çizgiler, kaşlarda meydana gelen düşmeler likit lifting ile giderilebilmektedir.
Yüz liftingi uygulaması oldukça güvenilir ve etkili sonuçlar verebilen bir uygulamadır. Ancak deneyimli bir uzman tarafından yapılmalıdır. Kullanılan dolgu malzemesi, uygulanacak bölge başarılı sonuçlar için çok önemlidir. Bununla birlikte yanlış uygulamalar yüzde şekil bozukluklarına, komplikasyonlara yol açabilmektedir.
Heraderma Kliniğinde yüz liftingi uygulaması ile ameliyatsız gençleştirme işlemi yapılabilmektedir. Deneyimli uzman tarafından gerekli analizler ile hijyenik bir ortamda güvenli bir şekilde uygulama yapılmaktadır.
Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır?
Dolgun ve daha estetik görünümlü dudaklara kavuşmamızı sağlayan dudak dolgusu nasıl yapılır? Bu sorunun çok fazla sorulması, dudakların güzellik kavramında çok büyük bir etkiye sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
Şekilli ve dolgun dudaklara sahip olmak isteyenler için dudak dolgusu hakkında en çok merak edilenler:
İçerikler
Dudak Dolgusu Nedir?
Dudak dolgusu nasıl yapılır sorusundan önce dudak dolgusunun ne olduğunu tam olarak bilmek yapacağınız işlem konusunda sağlıklı karar almanıza yardımcı olacaktır. Dudak dolgusu; ince, zamanla şeklini kaybetmiş ya da daha dolgun dudaklara sahip olmak isteyenler tarafından tercih edilen bir uygulamadır. Dudaklara dolgu maddesi enjekte edilerek dudak eski halini alır ya da daha dolgun bir görünüme kavuşur.
Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır?
Dudak dolgusu çok ince ve küçük iğneler ile dudağa dolgu maddesi enjekte edilerek yapılır. İlk aşamada kişinin istediği dudak şekli ve gerekli analizler yapıldıktan sonra nasıl bir şekil elde edileceğine karar verilir. Ardından kişinin acı hissetmemesi için lokal anestezi yapılır. Dudak kenarlarına küçük iğneler ile dolgu maddesi enjekte edilir.
Dolgu sonrasında şişlik, morarma, kızarıklık, ödem gibi etkiler görülebilir. Ancak bu belirtiler geçici olup 2-3 gün içerisinde geçmektedir.
Dudak dolgusu hangi maddeden yapılır?
Dudak dolgusunda farklı dolgu maddeleri kullanılabilmektedir.
- Silikon: Önceki yıllarda çoğunlukla silikon ile dudak dolgusu yapılmaktaydı. Ancak vücuda yabancı madde girdiği için alerjik durumlar ortaya çıkabilmektedir.
- Kolajen: Hayvanlardan elde edilen kolajen, dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu maddenin de insan vücuduna uyum sağlamasında problemler çıkarak komplikasyonlar oluşabilmektedir.
- Hyalüronik asit: Son yıllarda hyalüronik asit, en çok tercih edilen dolgu maddesidir. İnsan vücudunda doğal olarak bulunan ve kolajen üretimini destekleyerek cildin yenilenmesi, canlanması ve yaşlanma etkilerine karşı korumaktadır. Dudak dolgularında kullanılan hyalüronik asit, vücudun doğal yapısında bulunduğu için herhangi bir alerji problemi yaşanmamaktadır. Bununla birlikte hem dudağa dolgunluk şekil verebilmekte hem de dudağı besleyerek yenilenip canlanmasına yardımcı olabilmektedir. Bu nedenle en sağlıklı dolgu maddesi hyalüronik asittir.
Dudak Dolgusu Kaç Yıl Gider?
Dudak dolgusunda kullanılan malzemeler belirli bir süre içerisinde vücut tarafından emilir. Bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Dolgunun kalıcılık süresi ortalama 6-12 ay arasında değişebilmektedir. Bu nedenle belirli aralıklar ile yenilenmesi gerekmektedir.
Belirtilen süreler hyalüronik asit, kolajen gibi doğal dolgu maddeleri için geçerlidir. Diğer yabancı maddeler daha kalıcıdır. Çünkü bu maddeler için vücut tarafından emilmez. Ancak bu tür bazı dolgularda yüz şeklinde kalıcı bozulma, yumru oluşumu gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Bununla birlikte cerrahi işlem uygulanarak dudak estetiği yapılabilmektedir. Dudak estetiği uygulamasında dudağın alt veya üst kısmına ya da her iki bölgesine silikon yerleştirilir.
Heraderma Polikliniği dudak dolgusu işleminde hyalüronik asit kullanarak sağlıklı ve güvenli bir şekilde dolgun dudaklara kavuşmanıza yardımcı olabilmektedir.