Kriyoterapi Tedavisi: Adım Adım Süreçleri
Kriyoterapi düşük sıcaklık kullanılarak çeşitli cilt problemlerinin tedavi edildiği özel bir yöntemdir. Bu tedavi, vücutta belirli bir bölgeye çok soğuk ısı uygulanarak dokuların kontrollü bir şekilde etkilenmesini içerir.
Cilt hastalıkları başta olmak üzere çeşitli sağlık problemlerinin tedavisinde kullanılan kriyoterapinin tarihi eski Mısır’a kadar uzanmaktadır. Buz tedavisi, soğuk tedavi veya yaygın kullanım alanı nedeniyle siğil dondurma gibi isimlerle de anılan kriyoterapi geçmişten günümüze ulaşmış etkin bir tedavi yöntemidir.
Kriyoterapi nedir?
Yunanca kökenli “Kryo” kelimesi soğuk anlamına gelir; kriyoterapi de en basit tabiriyle soğukla tedavi sağlanmasıdır.
Ciltteki problemli bölgenin dondurulması veya aşırı soğutulmasıyla gerçekleştirilen kriyoterapi yönteminde sıvı azot kullanılmaktadır. Sıvı azot gazı doğrudan cilde veya dokulara uygulandığında hızlı bir şekilde buharlaşarak çevre dokuları dondurur. Bu da hücrelerin kontrollü bir şekilde tahrip edilmesine ve bölgede doğal iyileşme mekanizmasının harekete geçmesine yol açabilir.
Kriyoterapi, siğil dondurma, cilt sorunlarının giderilmesi, deri kanserinin tedavisi, tırnak batması, iltihaplanmanın azaltılması gibi çok farklı amaçlarla uygulanabilmektedir.
Kriyoterapi tedavisi, uygulama bölgesine ve cilt problemine bağlı olarak bir veya birkaç seans şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Kriyoterapi nasıl uygulanır?
Kriyoterapi tedavisi başta dermatologlar olmak üzere bu alanda uzman doktorlar tarafından uygulanır. Yaygın olarak siğil dondurma amacıyla uygulanan kriyoterapi deri lezyonları, prekanseröz lezyonlar veya tırnak batması gibi durumları tedavi etmek için de kullanılabilir.
Kriyoterapi nasıl yapılır sorusunun cevabı şu şekildedir:
- Öncelikle tedavi bölgesi temizlenerek kirden arıtılır ve steril hale getirilir.
- Gerekirse lokal anestezi kullanılabilir, ancak çoğu durumda lokal anesteziye ihtiyaç duyulmaz.
- Sıvı azot, özel bir aplikatör kullanılarak doğrudan hedeflenen problemli bölgeye uygulanır.
- Sıvı azot, uygulandığı bölgeyi ve çevre dokualanlarını dondurur.
- Hücrelerde donma nedeniyle hasar meydana gelir ve bu kontrollü hasar lezyonun çıkartılmasını veya tedavi edilmesini sağlar.
- Donmuş dokular genellikle bir süre sonra kendiliğinden dökülür.
- Kriyoterapi sonrası iyileşme sürecihastadan hastaya değişebilir.
Kriyoterapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
Kriyoterapi tedavisinin başlıca uygulama alanları şu şekilde sıralanabilir:
- Siğil Dondurma : Siğil, virüs kaynaklı bir cilt lezyonudur. Siğiller yüzde, ayakta, ellerde ve genitalbölgede çıkabilir. Genital siğiller (kondilom) cinsel yolla bulaşan HPV virüsü nedeniyle oluşur. Kadınlarda rahim ağzı kanserine yol açabileceği için genital siğil dikkate alınmalı ve mutlaka tedavi edilmelidir. Kriyoterapi ile siğil dondurma işlemi ile siğilin dökülmesi sağlanır.
- DermatolojikTedaviler: Bazı lezyonlar, benler, güneş lekeleri, nasır, rahim ağzında yara gibi cilt problemleri kriyoterapi ile tedavi edilebilir. Cilt yüzeyine uygulanan düşük sıcaklıklar, lezyonun dondurulmasına ve ardından dökülmesine neden olabilir.
- Deri kanseri tedavisi: Kriyoterapi, özellikle bazal hücreli karsinom (BHK) ve skuamöz hücreli karsinom (SHK) adı verilen yaygın deri kanseri tiplerinin tedavisinde kullanılabilir. Bu yöntemle, kanserli hücrelerin dondurularak yok edilmesi amaçlanmaktadır.
- Kozmetik Uygulamalar: Kriyoterapi, cilt gençleştirme ve selülit tedavisi gibi estetik amaçlar için de kullanılabilir. Düşük sıcaklıkların cilde uygulanması, cilt dokusunu sıkılaştırmaya ve kan dolaşımını artırmaya yardımcı olabilir.
- Diğer tedaviler: Bazı romatoid artrit vakalarında eklem iltihaplarını hafifletmek amacıyla kriyoterapi yönteminden faydalanılmaktadır. Kriyoterapi ayrıca ağrıtedavisinde (kas spazmları, bel ağrısı gibi) kullanılabilmektedir.
Kriyoterapi kimlere uygulanır?
Kriyoterapi, uzman doktor tarafından yapılan değerlendirme sonrası başarılı sonuç alınabileceği düşünülen uygun hastalara yapılabilmektedir.
Kriyoterapi tedavisi yaygın olarak:
- Siğil ve genital siğil problemi olan kişilere,
- Cilt lezyonu olanlara,
- Deri kanseri hastalarına,
- Güneş lekesi, ben, nasır gibi cilt problemleri olan kişilere uygulanabilmektedir.
Mezoterapi ile Cilt Yenileme Nasıl Yapılır
Mezoterapi, cilt ve saç problemlerinden ağrı ve bölgesel yağlanma sorununa kadar birçok alanda kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle cilt gençleştirme ve yenileme amacıyla uygulanan bu yöntem, vitamin mineral ve hyaluronik asit gibi maddelerin cilde doğrudan özel iğne ile enjekte edilmesini içerir. Mezoterapi uygulamaları öncesinde hasta konforunu artırmak için lokal anestezi yapılabilmektedir.
Mezoterapinin türü ve uygulamada kullanılacak içerikler, kişinin ihtiyaçlarına ve problemlerine göre değişmektedir.
Mezoterapi uygulaması nedir? Nasıl uygulanır?
Mezoterapi uygulaması, belirli ilaçların veya diğer özel maddelerin cilde enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, cilt problemlerini, ağrıları veya belirli sağlık durumlarını tedavi etmek veya hafifletmek amacıyla uygulanır.
Mezoterapi çeşitli içeriklerin doğrudan sorunlu bölgeye enjekte edilmesi yoluyla hızlı bir şekilde etki gösterir. Mezoterapide kullanılan içerikler genellikle çeşitli vitamin , mineral , amino asit, enzimler ve diğer biyoaktif maddelerden oluşmaktadır.
Biyolojik serum uygulaması da mezoterapi kapsamına girmektedir. Bu yöntemde hastanın kendi kanından elde edilen T.bosit yönünden zengin Plaz.Ma. işlemden geçirilerek yeniden hastaya enjekte edilir.
Mezoterapi uygulaması cildin yeniden yapılanmasını destekleyerek daha genç ve canlı bir cilt görünümü elde edilmesine yardımcı olabilmektedir. Cilt altında kolajen üretimini teşvik ederek, cildin sıkılığını ve elastikiyetini destekleyebilir. Ayrıca antioksidan özelliklere sahip içerikler sayesinde, hücrelere zarar veren serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesine yardımcı olur; bu da cildin genel sağlığına katkı koyabilir.
Mezoterapide enjeksiyonlar, lokal olarak hedeflenen bölgelere yapıldığından, kan dolaşımı üzerinde etkisi sınırlıdır. Ancak, kullanılan içeriklerin de etkisiyle uygulandığı bölgelerde kan dolaşımını dolaylı olarak artırabilir. Mikrodolaşımı artırarak, o bölgedeki hücrelere daha fazla oksijen ve besin maddesi ulaşmasını destekleyebilir.
Mezoterapi uygulama çeşitleri nelerdir?
Mezoterapi, kişinin ihtiyaçlarına, tedavi amacına ve uygulama yapılacak bölgeye bağlı olarak değişebilir.
Mezoterapi çeşitleri şöyle sıralanabilir:
- Yüz mezoterapisi: Yüz mezoterapisi, anti aging yani gençleştirme amacıyla göz çevresi de dahil olmak üzere yüz bölgesine uygulanan bir mezoterapi türüdür. Bu tedavide yaşlanma belirtilerini azaltmak, kırışıklıkları gidermek, cildin elastikiyetini artırmak ve genel olarak daha taze bir görünüm elde etmek amacıyla cilde belirli vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer biyoaktif maddeler enjekte edilir.
- Saç mezoterapisi : Saç mezoterapisi, saç foliküllerini güçlendirerek saç dökülmesini önlemek, saç büyümesini teşvik etmek ve saçların daha sağlıklıolması için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide saç köklerine doğrudan vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer besleyici maddeler enjekte edilmektedir.
- Vücut mezoterapisi : Vücut mezoterapisi, derialtına belirli vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer biyoaktif maddelerin enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir. Vücut mezoterapisinin uygulandığı bölgede cilt dokusunda iyileşme, selülit görünümünün azalması, yağ yakımının artması veya genel vücut konturunun düzelmesi gibi etkiler görülebilir.
- Ağrı mezoterapisi: Ağrı mezoterapisi, lokal ağrıların hafifletilmesini ve ayrıca iltihaplanmanın azaltılması veya kas spazmlarının rahatlatılması amacıyla gerçekleştirilir. Ağrılı bölgeye, ağrının şiddetine ve nedenine göre belirlenen ilaçların enjekte edilmesini içermektedir.
- İğnesiz mezoterapi : Geleneksel uygulamalarda kullanılan mezoterapi iğnesiyerine, cilt üzerine düşük seviyede elektrik akımı verilir. İğnesiz mezoterapi tedavisinde ultrason, radyofrekans gibi cihazlar yardımıyla aktif maddeler cilde iletilmektedir. Bu yöntem, özellikle iğne korkusunu veya hafif rahatsızlık hissini azaltmaya yöneliktir.
Mezoterapi uygulaması kalıcı mıdır?
Mezoterapi uygulama amacına, kullanılan maddelere ve kişinin vücut tepkisine bağlı olarak farklı etkiler sunabilir. Genellikle birden çok seans halinde uygulanır ve tedavinin kalıcılığı kişiden kişiye değişebilir. Mezoterapinin kalıcılığı, kişinin cilt yapısı, yaşam tarzı alışkanlıkları ve genel cilt bakımı ile de ilişkilidir. Tedavi sonrasında, uygun cilt bakım ürünlerini kullanmak ve gerekirse takip seanslarına devam etmek, etkinin uzun süreli olmasını sağlayabilmektedir.
Mezoterapi uygulaması kimlere uygulanır?
- Mezoterapi uygulaması etkili bir cilt gençleştirme yöntemidir. Bu özelliği ile kırışıklık, sarkma gibi problemleri olanlara yapılabilir.
- Saç dökülmesi veya saçlarında zayıflama, cansızlık sorunları olanlar mezoterapiden faydalanabilir.
- Kas ve eklem ağrılarından şikayetçi olan kişilere uygulanabilir.
- Yara izlerini azaltmak veya iyileştirmek isteyenler mezoterapiden fayda görebilir.
- Mezoterapi akne tedavisi kapsamında uygulanabilmektedir.
- Kilo kontrolü ve zayıflama ihtiyacı duyanlar için de alternatif bir yöntem olan mezoterapi yağ yakımını teşvik eder, selülit tedavisindede etkili sonuçlar verebilir.
Genç Bir Görünüm İçin Kırışıklık Tedavi Yöntemleri
Yaşlanma her canlı için doğal bir süreçtir ve yaşlanmanın en büyük işaretlerinden biri de ciltte meydana gelen değişimlerdir. Yaş ilerledikçe, cildin esnekliği ve kolajen üretimi azalır. Bunun bir sonucu olarak cilt daha ince hale gelir ve mimik kırışıklıkları yerini kalıcı çizgilere bırakır; sarkma, matlaşma gibi problemler ortaya çıkar. Bunun yanı sıra genetik faktörler, yaşam alışkanlıkları, güneş ışınlarına maruz kalma, sağlıksız beslenme, aşırı mimik hareketleri gibi etkenler de cildin olduğundan yaşlı görünmesine yol açabilir. Yaşlanma etkilerinin tamamen giderilmesi her ne kadar mümkün olmasa da, günümüzde ameliyatsız estetik uygulamalar sayesinde cilt kırışıklıkları başta olmak üzere birçok sorun büyük ölçüde iyileştirilebilmektedir. Kırışıklık tedavisi mezoterapi , dolgu, lazer , radyofrekans gibi farklı yöntemleri içermektedir.
Kırışıklık tedavisi nedir?
Kırışıklık tedavisi cildin olduğundan daha genç görünmesi ve esnekliğini geri kazanması; çizgilerin ve kırışıklıkların azaltılması veya önlenmesi için yapılan çeşitli yöntemleri içerir. Kırışıklık tedavisi yöntemleri yaşlanma belirtilerini azaltmaya, cildi sıkılaştırmaya ve daha pürüzsüz hale getirmeye odaklanmaktadır.
Kırışıklık tedavisi ameliyatlı veya ameliyatsız yöntemlerle sağlanabilir. Özellikle medikal kozmetik alanındaki gelişmelere paralel olarak günümüzde bıçak altına yatmadan ameliyatsız işlemlerle kırışıklıklarda gözle görülür iyileşme sağlanabilmektedir.
Kırışıklık tedavisi alın , kaş arası, göz altı, kaz ayakları, yanak gibi yüz bölgelerine; boyun ve dekolte bölgelerine; el, kol, bacak gibi vücut bölgelerine uygulanmaktadır.
Kırışıklık tedavi çeşitleri nelerdir?
Kırışıklık ve sarkma tedavisi için birçok farklı yöntem mevcuttur. Bu yöntemler arasından hangisinin tercih edileceği kişinin cilt yapısına ve problemlerine göre değerlendirilmektedir.
Günümüzde en yaygın uygulanan kişiye özel kırışıklık tedavileri şöyle sıralanabilir:
- Dolgu Uygulamaları
- Yüz Mezoterapisi
- Fraksiyonel Radyofrekans
- BBL Forever Young
- Scarlet S
- Fraksiyonel Lazer
- Örümcek Ağı ile Kırışıklık Tedavisi
Kırışıklık tedavisi nasıl uygulanır?
Kırışıklık tedavisinin uygulama şekli seçilen tedavi yöntemine göre değişmektedir. Çoğu uygulamada lokal anestezik kullanılarak hasta konforu artırılmaktadır.
- Dolgu uygulamaları : Kırışıklıkları ve yüzdeki volüm kaybını düzeltmeyi amaçlayan işlemlerdir. Dolgu işleminde, hyaluronik asit, kalsiyum hidroksiapatit, poli-L-laktik asit veya diğer dolgu maddeleri kırışıklıkların olduğu noktalar hedeflenerek cilt altına ince iğnelerle enjekte edilir.
- Yüz mezoterapisi : Cilde genç bir görünümkazandırılması ve çeşitli cilt sorunlarının tedavi edilmesi amacıyla uygulanır. Yüz mezoterapisi, mikro enjeksiyon yöntemiyle cildin alt tabakalarına doğrudan vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer besleyici maddelerin verilmesiyle gerçekleştirilir. Yüz mezoterapisi ciltte yeniden yapılanmayı teşvik eder.
- Örümcek ağı tedavisi : Yüzdeki kırışıklık, çizgiler ve sarkma problemlerinin iyileştirilmesinde örümcek ağı tedavisi kullanılmaktadır. Örümcek ağı tedavisi, göz çevresi de dahil olmak üzere yüzbölgesine uygulanabilir. İşlemde deri altına ince iğneler yardımıyla örümcek ağını andıran bir şekilde medikal ipler yerleştirilir. Örümcek ağı tedavisi hem lifting etkisi yaratır hem de kırışıklık ve sarkma görünümünü iyileştirir.
- Fraksiyonel Radyofrekans : Fraksiyonel radyofrekans (FRF), cilt gençleştirmealanında kullanılan etkin bir yöntemdir. Bu tedavi, radyofrekans enerjisinin mikro iğneler aracılığıyla cilde uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Fraksiyonel radyofrekans, cildin derin katmanlarına ulaşarak burada kolajen üretimini artırır ve cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.
- BBL Forever Young : BBL (BroadBand Light), geniş bir ışık spektrumunu kullanarak cilt sorunlarını tedavi edebilen bir lazer sistemidir. Forever Young ise, bu teknolojinin yaşlanma karşıtı özellikleri üzerine odaklanır. BBL Forever Young tedavisi, genellikle yüz, boyun, dekolte ve eller gibi bölgelerdeki kırışıklıkları, cilt tonu ve dokusunu iyileştirmeyi amaçlar. İşlem, cildin alt katmanlarına enerji vererek kolajen üretimini artırır ve cildin yeniden yapılanmasını destekler.
- Scarlet S : Mikro iğneleme ve radyofrekans teknolojisinin bir kombinasyonunu kullanan bu tedavi, cilt yüzeyine çok sayıda ince iğnenin kontrollü bir şekilde yerleştirilmesini ve ardından bu iğnelerin radyofrekans enerjisi ile ısıtılmasını içerir. Scarlet S, kollajen üretimini artırarak cildin sıkılaşmasını ve gençleşmesini hedefler.
- Fraksiyonel Lazer: Fraksiyonel lazer, kırışıklık tedavisinde yaygın olarak tercih edilen bir anti aging uygulamasıdır. Bu yöntem, lazer ışığının mikroskobik ışık hüzmeleri halinde cilde uygulanmasıyla gerçekleşir. Lazer ışığının ciltte oluşturduğu mikroskobik delikler, cildin alt katmanlarında mikro travmalara neden olur ve cildin iyileşme sürecini başlatır. Fraksiyonel lazer, belirli bölgeleri hedef alarak kolajen üretimini artırır ve cildin yeniden yapılanmasında rol oynar.
Kırışıklık tedavisi kalıcı mıdır?
Kırışıklık tedavilerinin kalıcılığı ve etki süresi, sadece kullanılan yönteme değil kişinin cilt tipine, yaşına, genetik faktörlere, yaşam tarzına ve tedavinin uygulandığı bölgeye bağlı olarak değişebilir.
Ameliyatsız kırışıklık tedavileri kalıcı değildir; birkaç aydan 1-2 yıl veya daha uzun süreye kadar etkileri devam edebilir. Dolgu , yüz mezoterapisi, fraksiyonel radyofrekans gibi işlemlerin etki süresi düzenli uygulamalarla uzatılabilmektedir.
Kırışıklık tedavisi kimlere uygulanır
Kırışıklık tedavisi yaşlanma belirtileri gösteren, erken yaşlanma etkilerinden korunmak isteyen, yaşlanma etkilerinin azaltılmasını arzu eden tüm yetişkin bireylere uygulanabilir.
- Cildinde ince çizgiler, mimik çizgileri, derin kırışıklıklar, sarkma, nemve elastikiyet kaybı problemleri olanlar,
- Uzun süreli güneş maruziyeti nedeniyle ciltte lekesorunu yaşayanlar,
- Cilt tonu düzensizliği olanlar,
- Kolajen ve elastin kaybı yaşayanlar
- Genetik olarak cildi kırışma eğilimde olan kişiler kırışıklık tedavilerinden faydalanabilirler.
Ciltte Doğal Işıltı: Işık Dolgusu Nedir?
Göz çevresi kişinin yüz güzelliğini yansıtan en önemli odak noktalarından biridir. Bu bölgedeki çöküklükler, torbalanmalar, kırışıklıklar, morluk ve koyu halkalar ise kişiyi olduğundan yaşlı ve yorgun gösterebilir. Yaşam alışkanlıklarından strese, genetik faktörlerden yaşlanmaya kadar birçok nedenle göz çevresi zamanla eski ışıltısını ve canlılığını yitirebilir. Bu problemlerin çözümünde günümüzde kullanılan en etkili yöntemlerin başında ışık dolgusu gelmektedir.
Göz altı ışık dolgusu tedavisi sayesinde göz altı çukurluklarının azaltılması, halkaların giderilmesi, ince kırışıklık ve çizgilerin yok edilmesi, torba görünümünün hafifletilmesi sağlanarak kişinin eskisinden daha aydınlık, ışıltılı, pürüzsüz ve canlı bir göz çevresine kavuşması mümkün olmaktadır.
Işık dolgusu nedir?
Göz altı ışık dolgusu, daha çok göz altı bölgesindeki koyu halka ve çukurların görünümünü azaltmak amacıyla yapılan gençleştirme uygulamasıdır. Bu işlem, hyaluronik asit başta olmak üzere çeşitli dolgu maddelerinin kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Hyaluronik asit, ciltte doğal olarak bulunan bir maddedir ve en önemli özelliği cildi nemlendirmesidir. Göz altı ışık dolgusunun içeriğinde bulunan vitamin, antioksidan ve amino asitler de hem hücre yenilenmesini destekler hem de cilde nem kazandırır.
Göz altı işık dolgusu, göz altı bölgesindeki deriye enjekte edilen dolgu maddesi sayesinde ciltteki boşlukları doldurarak daha ışıltılı, dinlenmiş ve genç bir görünüm sağlamayı amaçlar. Ayrıca, bu işlemle göz altındaki koyu halkaların görünümü önemli ölçüde giderilmiş olur.
Göz altı ışık dolgusu dermatologlar veya estetik alanında uzman doktorlar tarafından uygulanır.
Işık dolgusu kalıcı mıdır?
Göz altı ışık dolgusunda kullanılan dolgu maddeleri vücut tarafından zamanla emilir ve çözülür. Bu nedenle, göz altı işık dolgusu kalıcı bir uygulama değildir. İşlem sonuçlarının süresi, kullanılan dolgu maddesi, uygulama tekniği, bireyin cilt yapısı ve yaşına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Etki süresi 9 ila 12 ay arasında değişmekte; bazı kişilerde bu süre daha uzun veya kısa olabilmektedir. Işık dolgusu düzenli yapıldığında kalıcılık süresi de uzamaktadır.
Işık dolgusu kimlere uygulanır?
Yaşlanma, ciltte elastikiyet kaybı, genetik faktörler, stres, uykusuzluk, zararlı yaşam alışkanlıkları gibi nedenlerle göz altı bölgesinde estetik problemler yaşayan 18 yaşından büyük yetişkinlere göz altı işık dolgusu uygulanabilir.
Göz altı dolgusu:
- Göz altı çukurluklarından şikayetçi olanlara,
- Göz altı morluklarıve koyu halka problemi yaşayanlara,
- Hafif seviyedeki göz altı torbalarıiçin çözüm arayanlara,
- Göz altında ince kırışıklıklar olanlara,
- Göz altı ve çevresinin genel görünümünü iyileştirmek isteyenlere uygulanabilir.
Ancak, herkes için göz altı ışık dolgusu uygun olmayabilir. Hamilelik, emzirme dönemi, belirli sağlık sorunları veya alerjik reaksiyon riski gibi durumlarda göz altı dolgusu önerilmemektedir.
Işık dolgusu nasıl yapılır?
Işık dolgusu işleminin ilk adımı ön değerlendirmedir. Bu süreçte cildin yapısı, problemleri ve bu problemlerin seviyesi belirlenir. Kişinin genel sağlık durumu ve alerjik reaksiyon geçmişi de göz önünde bulundurularak uygun kişilere ışık dolgusu yapılır.
Işık dolgusu göz yaşı oluğu adı verilen ve alt göz kapağı ile yanak arasında kalan bölgede deri altına ince iğne ile enjekte edilerek uygulanır.
İşlem öncesinde lokal anestezi uygulanarak, hastanın herhangi bir rahatsızlık hissetmemesi sağlanır.
Göz altı bölgesine genellikle hyaluronik asit içeren dolgu maddesi, ince bir iğne aracılığıyla enjekte edilir. Dolgu maddesi, göz altındaki boşlukları doldurarak cildi destekler; daha genç ve taze bir görünüm sağlar. Cilt doğal ışıltısına kavuşur.
İşık dolgusu sonrası evde yapılması gereken bazı bakım talimatları da bulunmaktadır. İşlem bölgesine masaj yapılması veya ovulması sakıncalıdır. İşlem sonrası ilk gün bölge yıkanmamalıdır ve aşırı sıcak ortamlardan da kaçınılmalıdır. İlk birkaç gün hafif şişlik veya kızarıklık görülebilir ancak bu genellikle kısa süre içinde düzelir. Böyle bir durumda doktor tarafından soğuk uygulama önerilebilir.
Güneş Lekeleri İçin Etkili Cilt Tedavisi
Güneş lekeleri, cildin ultraviyole (UV) ışınlara maruz kalmasının bir sonucu olarak oluşan renk değişiklikleridir. Yaz aylarında artma eğilimi gösteren güneş lekeleri yüz ve eller başta olmak üzere açıkta kalan vücut bölgelerini etkiler.
Özellikle yüzde ortaya çıkan güneş lekeleri birçok kişide estetik kaygılara neden olabilmektedir. Uygun tedavilerle güneş lekelerinin yok edilmesi ise mümkün olmaktadır. Peeling temelli cilt bakım uygulamaları ve lazer tedavileri güneş lekelerinin giderilmesinde etkilidir.
Güneş lekeleri nedir?
Güneş lekeleri, genellikle yüz, eller, omuzlar, kollar ve alın gibi güneşe maruz kalan bölgelerde oluşan; cildin kendi renginden daha koyu ve genellikle kahverengi tonlardaki lekelerdir. Güneş lekelerinin birincil nedeni cildin uzun süreli ve düzenli olarak ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmasıdır. Bu durum deride melanin adlı pigmentin aşırı üretilmesine neden olabilir. Bu pigment ciltte kümelendiğinde güneş lekeleri ortaya çıkar.
Güneş lekelerinden korunmak için özellikle yaz aylarında güneşe çıkmadan önce geniş spektrumlu, yüksek faktörlü bir güneş koruyucu kullanmak, güneşten koruyucu giysiler giymek ve özellikle güneşin en şiddetli olduğu saatlerde öğlen saatlerinde doğrudan güneş ışığına maruz kalmamak önemlidir.
Güneş lekeleri nasıl olur?
Güneş her ne kadar yaşam kaynağımız olsa da güneş ışınlarına doğrudan ve uzun süreli maruz kalmak cilt lekesi ile birlikte deri kanseri gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.
Ultraviyole (UV) ışınları, güneşten gelen en zararlı ışınlardır. Bu ışınlar, cildin epidermis tabakasına nüfuz eder. Cildimiz, UV ışınlarına maruz kaldığında koruma mekanizması olarak melanin adlı pigmenti üretir. UV ışığına maruz kalındıkça cilt daha fazla melanin üretir, bu da cildin koyulaşmasına (bronzlaşma) neden olur. Ancak, bazen melanin ciltte eşit dağılmaz ve belirli bölgelerde kümelenir. Bu kümelenme, ciltte güneş lekeleri olarak adlandırılan koyu renkli lekelere yol açar.
Güneş maruziyeti dışında bazı faktörler de leke oluşumunu tetikleyebilmektedir. Bu faktörlerin başında yaşlanma gelir. Zamanla, cildin UV ışınlarına karşı doğal koruma mekanizmalarını zayıflar. Bu da yaşla birlikte güneş lekelerinin oluşma riskinin artmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra genetik faktörler ve cilt tipi de lekeler üzerinde etkilidir. Bazı insanların genetik olarak güneş lekelerine yatkın olduğu düşünülmektedir. Ayrıca açık tenli ve açık renkli saçlara sahip olanlar güneş lekelerine daha yatkın olabilir.
Güneş lekeleri nasıl tedavi edilir?
Güneş lekelerini yok etmek veya görünümünü azaltmak için çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Kişiye en uygun, doğru tedavinin belirlenmesi için bir dermatoloji uzmanına başvurulması önerilmektedir.
Güneş lekeleri için yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:
- Topikal Kremler:Hidrokinon, retinoidler, kojik asit, azeleik asit içeren kremler, melanin üretiminin yavaşlatılmasına ve lekeleri aydınlatmaya yardımcı olabilir.
- Kimyasal Peeling: Bu yöntem, ciltteki üst tabakayı soyarak yeni, daha parlak bir cilt tabakasının ortaya çıkmasını teşvik eder.
- Mikrodermabrazyon:Bu yöntemde, ölü cilt hücrelerini soyarak daha taze bir cilt tabakasının ortaya çıkmasına yardımcı olan ince kristallerle cilt yüzeyi zımparalanır.
- Lazer Tedavisi:Lazer, ciltteki melanin pigmentini hedef alarak güneş lekelerini aydınlatmaya yardımcı olabilir.
- Yoğun Atımlı Işık(IPL) Terapisi: IPL, ciltteki renk değişikliklerini hedef alarak güneş lekelerini azaltmaya yardımcı olabilir.
- Kriyoterapi: Bu yöntemde, sıvı azot kullanılarak güneş lekeleri dondurulur, bu da lekenin soyulmasını ve yeni, sağlıklı cilt hücrelerinin oluşmasını teşvik eder.
Güneş lekeleri tedavisi kalıcı mıdır?
Güneş lekesi tedavilerinin etkisi kişinin cilt tipine, genetik faktörlere, yaşına ve lekelerin koyuluğuna göre değişebilmektedir. Ancak uygun tedavilerle güneş lekelerinin tamamen yok edilmesi mümkündür. Tedavi sonrasında yeniden güneşe maruziyet durumda ise yeni cilt lekeleri ortaya çıkabilir. Dolayısıyla tedavi etkisinin kalıcı olması için düzenli güneş koruyucu kullanmak ve diğer bakım önlemlerini uygulamak önem taşımaktadır.
Ameliyatsız Karın Germe Yöntemleri Nelerdir
Karın bölgesinde yağlanma birçok insanın yaşadığı; özellikle orta yaş ve sonrasında daha belirgin hale gelen bir durumdur. Kadınların en yaygın estetik şikayetleri arasında bulunan karın yağlanması problemi çeşitli yöntemlerle çözülebilmektedir. Düzenli egzersiz, diyetisyen kontrolünde uygulanan beslenme programları, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi gibi çözümlerin etkili olmadığı durumlarda ise ameliyatlı ve ameliyatsız karın germe yöntemleri devreye girmektedir.
Günümüzde gelişen teknolojinin de yardımıyla ameliyatsız karın germe yöntemleri, bıçak altına yatmadan karın yağlarından kurtulmayı mümkün hale getirmektedir.
Karında yağlanma neden olur?
Kilo alımına bağlı olarak karında iki şekilde yağ birikimi olur: Subkutan (deri altı) yağ ve viseral (iç organları çevreleyen) yağ. Her iki durum da kişinin genel sağlığını olumsuz etkilerken, özellikle kadınlar için estetik kaygıları beraberinde getirebilir. Karında yağlanmanın birçok farklı nedeni vardır. Sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite eksikliği, genetik yatkınlık, yaş, hamilelik süreci, alkol tüketimi, stres, uyku bozuklukları, çeşitli hastalıklar karın yağlanmasına yol açabilmektedir.
Ameliyatsız karın germe nedir?
Ameliyatsız karın germe; cerrahi bir müdahale gerektirmeden karında biriken fazla yağların yok edilmesini, karın bölgesinin daha sıkı ve düzgün görünmesini sağlayan estetik uygulamalardır. Ameliyatsız liposuction olarak da tanımlanan bu tür işlemler, genellikle minimal invaziv teknikler veya enerji bazlı cihazlar kullanılarak gerçekleştirilir.
En yaygın kullanılan ameliyatsız karın germe yöntemlerinin başında lazer tedavileri gelir. Lazer dışında ultrason, radyofrekans, plazma gibi enerjileri kullanan yöntemler de sıkı bir karın elde edilmesine yardımcı olmaktadır. Lazer, radyofrekans tedavileri aynı zamanda ciltte çatlak görünümünün azaltılmasını da sağlayabilmektedir.
Ameliyatsız karın germe kalıcı mıdır?
Karın bölgesinde yağ yakımı, sıkılaşma ve düzleşme sağlayan ameliyatsız işlemlerin ardından hastalarda hızlı bir iyileşme görülür. Ameliyatsız karın germe belli bir süre içinde etkisini göstermektedir. Uygulamaların sonunda elde edilen düz ve sıkı karın görünümünün korunması ise kişinin doğru beslenme, egzersiz, alkolden uzak durmak gibi sağlıklı alışkanlıkları benimsemesi ile mümkündür.
Ameliyatsız karın germe kimlere yapılır?
Ameliyatsız karın germe işlemi bölgesel yağlanma sorunu yaşayan sağlıklı her yetişkine uygulanabilir.
- Karın bölgesinde yağ birikimi, sarkmave sıkılık kaybı olan kişiler,
- Orta yaş ve üzeri cilt elastikiyetini kaybetmiş kişiler,
- Karın bölgesinde doğum sonrası fazlalık, sarkma, şekil bozukluğu problemleri oluşan kadınlar,
- Diyet programlarına ve düzenli egzersize rağmen karındaki fazla yağlarından kurtulamayanlar,
- Cerrahi müdahale istemeyen kişiler ameliyatsız karın germe işlemleri için uygundur.
Ameliyatsız karın germe nasıl yapılır?
Ameliyatsız karın germe yöntemleri, bölgesel incelme ve sıkılaşma etkisi sunan özel cihazlar kullanılarak gerçekleştirir. İnvaziv olmayan bu işlemler hasta açısından konforludur.
- Lazer Tedavileri: Lazer liposuction işlemiyle yağ hücreleri küçültülebilmektedir. Cilt altına gönderilen lazer enerjisi, kolajenve elastinin yeniden yapılandırılmasını teşvik eder; bu da cildin daha sıkı ve elastik hale gelmesine yardımcı olabilir.
- Radyofrekans (RF): Radyofrekans enerjisi, kolajen üretimini artırmak için deriye uygulanır. Bu işlem, cildin sıkılaşmasına ve gençleşmesine yardımcı olabilir.
- Ultrason: Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason enerjisi, yağ hücrelerini hedef alarak yok ederken aynı zamanda sıkılaştırmaetkisi de gösterebilir.
- Soğuk Lipoliz (CoolSculpting): Bu yöntemde özel cihazla yağ hücreleri dondurularak yok edilir. Bu işlem esas olarak yağ hücrelerini azaltmaya odaklıdır ve doğrudan cilt sıkılaştırma etkisi minimaldir.
- Plazma Pen: Bu cihaz, cilt yüzeyine plazma enerjisi uygulayarak cildin sıkılaşmasını teşvik eder.
- Emsculpt: Özellikle karın ve kalça bölgeleri için kullanılan popüler bir vücutşekillendirme yöntemidir. Emsculpt, yüksek yoğunluklu odaklanmış elektromanyetik (HIFEM) enerji kullanarak kasları uyararır; hem kas yapısını artırmayı hem de bölgesel yağları azaltmayı amaçlayan non-invaziv bir estetik tedavi yöntemidir.
Kalıcı Akne Tedavisiyle Pürüzsüz Bir Cilde Kavuşun
Akne birçok insanın hayatının bir döneminde karşılaştığı yaygın bir cilt sorunudur. Özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan akne, yetişkinlerde de görülebilir. Akne probleminin giderilmesinde kişiye özel birçok tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Kalıcı akne tedavisi sayesinde pürüzsüz, lekesiz, akne ve sivilcelerden arınmış bir cilde sahip olmak mümkündür.
Kalıcı akne tedavisi nedir?
Kalıcı akne tedavisi sadece ergenlikte değil her yaşta ortaya çıkabilen akne, sivilce ve akne lekelerinin giderilmesini ve kişinin yeniden sağlıklı bir cilde kavuşmasını sağlayan yöntemlerdir.
Aknenin şiddetine ve türüne bağlı olarak birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Akne tedavisi kapsamında dermatologlar tarafından topikal kremler, oral ilaçlar, hormonal sorunlara bağlı akne oluşumlarında ise hormon tedavileri uygulanabilmektedir.
Akne ve akneye bağlı cilt problemlerinin çözümünde kimyasal peeling, lazer tedavileri, serum ve enjeksiyon uygulamaları gibi medikal kozmetik yöntemler de son derece etkili sonuçlar vermektedir.
Kalıcı akne tedavisi yöntemleri nelerdir?
Akne ve akne izi tedavisi için birçok medikal kozmetik yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında en yaygın uygulanan medikal kozmetik tedaviler şöyle sıralanabilir:
- Kimyasal Peeling: Akne ve sivilce tedavisi ile akne lekelerinin azaltılmasında kullanılır. Kimyasal peelingişleminde yüzeye uygulanan asit solüsyonları cildin üst tabakasını soyarak cilt yenilenmesini teşvik eder. Hem sivilce izi hem de güneş lekelerinin görünümünü azaltabilir.
- LazerTedavileri: Cilt yenileme ve leke tedavisi için kullanılır. Cildin derin tabakalarına nüfuz eden lazer ışınları, kolajen üretimini tetikler, lekelerin görünümünü azaltır, cilt kalitesini artırır, cildi sıkılaştırır.
- Cilt problemlerinin tedavisinde ve cilt gençleştirmeamacıyla ileri teknolojiye sahip fraksiyonel CO2 lazer tercih edilmektedir. Fraksiyonel CO2 lazer işlemiyle, ciltte binlerce mikrotermal alan oluşturularak hedefe yönelik tedavi gerçekleştirir.
- Karbonpeeling ise özellikle cilt gözeneklerinin temizlenmesi, cilt tonunun eşitlenmesi, yağlı ciltlerin tedavisi ve akne izlerinin hafifletilmesi için kullanılan bir lazer tedavi yöntemidir.
- Radyofrekans Tedavileri: Radyofrekans enerjisi kullanılarak cildin derin tabakalarına nüfuz edilir. Uygulama, kolajen üretimini teşvik ederek cilt yüzeyinin düzeltilmesine yardımcı olabilir.
- Mezoterapi: Akne ve akne lekeleri için vitaminler, enzimler ve diğer besleyici maddelerin derialtına enjekte edilmesi ile cildin iyileşmesi teşvik edilebilir. Ayrıca kişinin kendi kanındaki yenileyici ve onarıcı t.bosit zengini plaz.ma.ların ayrıştırılarak yeniden kişiye enjekte edildiği Biyolojik Serum Uygulaması yöntemi de akne tedavisinde mezoterapi ile birlikte uygulanabilmektedir.
- Somon DNAtedavisi: Ciltteki kırışıklıkları azaltma, cilt yenilenmesini teşvik etme, akne lekeleri ve yara izlerini giderme, ciltteki nem dengesini artırma amacıyla kullanılan bir estetik cilt tedavi yöntemidir. Somon DNA serum tedavisi, somonun spermasından elde edilen saf bir DNA molekülü olan polideoksiribonükleotit (PDRN) içeren enjeksiyonları kapsar.
Bu tedavilerin her biri, aknenin ve lekelerin şiddetine, tipine, yerine ve kişisel faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle akne ve leke tedavisi bir dermatoloji uzmanı tarafından kişinin cilt problemlerine uygun olarak planlanmalıdır.
Kalıcı akne tedavisi faydaları nelerdir?
Kalıcı akne tedavisi sonrası:
- Kişi daha düzgün ve pürüzsüz bir cilde kavuşur.
- Cilt sağlığı genel olarak iyileşir; sebum üretimi dengelenir ve tıkalı gözenekler engellenir.
- Akne ve sivilce izleri büyük oranda giderilir.
- Bazı akne türlerinin kişide yol açtığı ağrı şikayeti ortadan kaldırılabilir.
- Aknenin etkili bir şekilde tedavi edilmesi sonrası hastalar için cilt bakımıdaha basit ve hızlı hale gelir.
- Akne problemi psikolojik olarak kişileri olumsuz etkilemektedir. Tedavi sonrası özgüven kaybı geri kazanılabilir ve kişiler daha aktif bir sosyal hayata adım atabilir.
Kalıcı akne tedavisi hangi bölgelere uygulanır?
Akne, vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilir. Akne ve sivilce oluşumlarının en yaygın görüldüğü bölge yüzdür. Yanaklar, alın, burun, çene bölgesi akne probleminden etkilenebilir. Yüz dışında, sırt, omuzlar, göğüs bölgesi, kollar, kasık ve kalçada akne ve sivilce görülebilmektedir.
Akne ve sivilce tedavisi, vücutta bu cilt probleminin görüldüğü her bölgeye uygulanabilir. Her bölge için farklı tedavi yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler dermatoloji uzmanları tarafından belirlenir.
Yaşlanma Belirtilerine Karşı Kırışıklık Tedavileri
Yaşlanma fiziksel değişimleri beraberinde getiren doğal bir süreçtir. Yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan fiziksel belirtilerin başında cilt kırışıklıkları gelir. Kırışıklık her ne kadar yaşlanma sürecinin bir uzantısı olsa da farklı faktörler de cilt kalitesinin bozulmasına yol açarak kişinin olduğundan daha yaşlı görünmesine neden olabilmektedir.
Yaşlanma belirtilerine karşı geliştirilen kişiye özel kırışıklık tedavileri sayesinde cilt kaybettiği dolgunluğu, esnekliği ve ışıltıyı geri kazanabilmektedir. Kırışıklık görüntüsünün iyileştirilmesi kişinin daha genç, sağlıklı ve güzel görünmesine de yardımcı olmaktadır.
Kırışıklık tedavisi nedir?
Kırışıklık tedavisi, cildin yaşlanma belirtilerini azaltmayı amaçlayan yöntem ve ürünlerden oluşmaktadır. Yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkması ve ilerlemesinde kolajen ve elastin kaybı, genetik nedenler, çevresel etkiler ve yaşam tarzı seçimleri gibi bir dizi faktör etkili olmaktadır. Yaşlanma nedeniyle yüz, boyun, dekolte, eller başta olmak üzere ciltte ince çizgiler ve kırışıklıklar, sarkmalar, yağ bezeleri, lekeler, kuruluk ve matlaşma, incelme, renk değişiklikleri gibi belirtiler meydana gelir. Kırışıklık tedavisi tüm problemleri çözmek üzere kişiye ve kişinin cilt ihtiyaçlarına özel birçok farklı medikal estetik yöntemi ve cerrahi işlemleri içerir.
Günümüzde içeriği zenginleştirilen etkili ürünler ve gelişmiş teknolojiye sahip cihazların da yardımıyla ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemleri büyük ilgi görmektedir. Ameliyatsız kırışıklık tedavileri ile yaşlanmaya bağlı bölgesel problemlerin tamamında başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Kırışıklık tedavisi yöntemleri nelerdir?
Kırışıklık tedavisinde birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Cildi canlandırmak, nemlendirmek, yaşlanma belirtilerini azaltmak, kırışıklık görünümünü iyileştirmek için uygulanan FDA onaylı yöntemler şöyle sıralanabilir:
- Mezoterapi
- Toks.
- Dermal Dolgu
- Lazeruygulaması
- BBLLazer
- Ultrason ve Radyo Frekans Tedavileri
- Yağ Enjeksiyonları (Lipofilling)
- Mikrodermabrazyon
- Kimyasal Peeling
- Dermaroller ve Mikro iğneleme
Kırışıklık tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Kırışıklık tedavisi kişinin cilt problemlerine, cilt tipine ve beklentilerine göre özel olarak planlanmaktadır. Ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemlerinin her biri farklı şekillerde gerçekleştirilir.
- Mezoterapide vitaminler, mineraller, amino asitler, hyalüronik asit, peptidler ve diğer özel bileşenler mikro iğnelerle cilt altına enjekte Mezoterapi yüz, boyun, dekolte bölgesinde uygulanarak bu bölgelerde cildin gençleşmesine, nemkazanmasına ve canlanmasına yardımcı olur. Kişinin kendi kanından elde edilen yüksek oranda t.bosit içeren plaz.ma.nın yeniden kişiye enjekte edildiği Biyolojik Serum Uygulaması ile kombine edildiğinde daha etkili sonuçlar alınabilmektedir.
- Göz çevresikırışıklıklarında göz mezoterapisi; hacim kaybı ve morluk gibi şikayetlerde de ışık dolgusu gibi yöntemler enjeksiyon ile uygulanabilmektedir.
- Toks. cilt altınaenjekte edilerek kasları geçici olarak felç eder. Bölgesel kırışıklıkların kısa sürede açılmasını sağlayan bu yöntem, özellikle alın, kaş arası ve göz kenarlarındaki kaz ayağı kırışıklıkları ve mimik çizgilerinin giderilmesi için uygulanır. Kırışıklık dışında terleme ve diş sıkma tedavisinde de bot. Toks. kullanılmaktadır.
- Dermal Dolgu, hyaluronik asit, kalsiyum hidroksiapatit ve poli-L-laktik asit gibi maddelerin cilt altına mikroenjeksiyon yöntemi ile tatbik edilmesidir. Bu yöntem, ciltteki çizikleri ve kırışıklıkları doldurarak cildin daha dolgun görünmesini sağlar.
- Kırışıklık tedavisinde kullanılan cilt yenilemeyöntemlerinden bir diğeri de lazerdir. Lazer ışınları ile atış yapılan bölgelerde cildin üst tabakası soyulur ve kolajen üretimi teşvik edilir.
- BBL (BroadBand Light) terapisi de kırışıklık tedavileri arasında tercih edilmektedir. BBL Lazer, cilt üzerine geniş bantlı ışık enerjisi gönderilerek gerçekleştirilir. Yoğun darbeli ışık teknolojisi ile pigmentasyon, kızarıklık ve diğer cilt sorunları hedef alınır.
- Ultrason ve radyofrekans tedavileri cildin derin katmanlarına enerji gönderilerek uygulanmaktadır. Kolajen ve elastinüretimi tetiklenerek cildin sıkılaştırılması sağlanır.
- Yağ enjeksiyonu uygulamasında kişinin kendi vücudundan alınan yağlar işlemden geçirilerek yüzdeki çukur ve kırışıklıklara enjekte edilir. Bu yöntemle cilt doğal hacim kazanır.
- Kimyasal Peeling bir tür cilt soyma işlemidir. Cildin üst tabakası soyularak alttaki yeni, daha pürüzsüz cildin ortaya çıkmasına yardımcı olur.
- Mikrodermabrazyon, dermaroller, mikro iğneleme gibi yöntemlerde de özel aletlerle cilde kontrollü hasar verilerek, cildin üst tabakası hafifçe soyulur. Bu işlemler cildin yenilenmesine ve kırışıklıkların azaltılmasına yardımcı olurken aynı zamanda leke tedaviside sağlar.
Kırışıklık tedavisi kalıcı mıdır?
Fda olaylı ameliyatsız kırışıklık tedavileri belli süre etkilidir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte dolgu işlemleri 1-2 yıl, bot. Toks. 6-8 ay süreyle etkilerini korumaktadır. Lazer, ultrason, radyofrekans gibi cihazlı gençleştirme tedavileri ise birkaç yıl süreyle etki sağlamaktadır.
Medikal estetik uygulamalarının belli dönemlerde tekrarlanması ciltteki etkinin daha uzun süreli korunmasını sağlar.
Dermal Dolgu ile Genç ve Işıltılı Bir Görünüm
Dermal Dolgu ile Genç ve Işıltılı Bir Görünüm
Ciltte zamanla ortaya çıkan kırışıklık, hacim kaybı, elastikiyetin azalması gibi problemlerin çözümünde yaygın olarak kullanılan medikal estetik yöntemlerinden biri de dermal dolgu uygulamasıdır. Dermal dolgular çoğunlukla hyalüronik asit bazlıdır ve ciltte doğal olarak bulunan maddeleri taklit ederek cildin daha dolgun, genç ve ışıltılı görünmesine yardımcı olur.
Dermal dolgu nedir?
Dermal dolgu günümüzde Bot. Toks. ve mezoterapi gibi uygulamalarla birlikte en çok tercih edilen cilt gençleştirme yöntemlerinden bir tanesidir. Hacim kaybını, kırışıklıkları ve ince çizgileri gidermek için cildin alt tabakalarına dolgu maddesi enjekte edilerek gerçekleştirilen bir estetik prosedürdür. Bu yöntem, özellikle yaşla birlikte ciltte meydana gelen değişikliklerin iyileştirilmesi amacıyla uygulanır.
Dermal dolgu yöntemiyle şu sonuçlar elde edilebilmektedir:
- Hacim Artırma: Derialtına enjekte edilen dolgu maddesi, kaybedilen hacmi geri kazandırarak cildin daha dolgun ve genç görünmesini sağlar.
- Kırışıklık ve İnce Çizgileri Düzeltme: Dolgular, ciltteki kırışıklıkların ve ince çizgilerin içerisine enjekte edilerek bu bölgeleri doldurur.
- Dudak Dolgunlaştırma: Dermal dolgular, dudaklara daha dolgun bir görünüm kazandırmak için dudak içerisine enjekte edilebilir.
- ElmacıkKemikleri ve Yanak Şekillendirme: Yaşla birlikte yanaklarda sarkma ve hacim kaybı gözlemlenebilir. Dolgular bu bölgeleri doldurarak kişiye daha genç ve çekici bir görünüm kazandırabilir.
- Nem Kazandırma: Hyaluronik asit bazlı dolgular, cilde nem kazandırarak daha taze ve canlı bir görünüm elde etmeye yardımcı olabilir.
- Cilt Yüzeyinin Pürüzsüzleştirilmesi: Dolgular, cilt yüzeyinin düzensizliklerini doldurarak daha pürüzsüz bir görünüm elde edilmesini sağlar.
Dermal dolgu ile gençleştirme yönteminde kullanılan dolgu maddeleri genellikle hyaluronik asit, kalsiyum hidroksiapatit, poli-L-laktik asit gibi maddelerden oluşur. Bu maddelerin birçoğu biyouyumludur. Dermal dolgu yaptırmadan önce bir uzmana danışılmalıdır.
Dermal dolgu hangi bölgelere yapılır?
Dermal dolgu, kırışıklıkları doldurmak, hacim kaybını telafi etmek ve belirli alanları vurgulamak için şu bölgelere uygulanabilir:
- Alındaki yatay kırışıklıklar doldurulabilir.
- Kaşarasındaki dikey kırışıklıkların giderilmesi ve kaş kaldırma sağlanabilir.
- Gözatı bölgesindeki çukurluklar ve morluklar tedavi
- Yanakve elmacık kemiği bölgesinde daha dolgun bir görünüm ve lifting etkisi sağlanabilir.
- Dudakların dolgunluğu artırılabilir, dudakçevresindeki ince çizgiler doldurulabilir ve dudak şekli belirginleştirilebilir.
- Yaşla belirgin hale gelen Nasolabial kıvrımlar (burun yanlarından ağıza doğru olan kıvrımlar) doldurulabilir.
- Yaşlanmayla birlikte sarkma eğilimi gösteren Marionet hattı (ağız köşelerinden çene hattına doğru olan çizgiler) düzeltilebilir.
- Çene dolgusuile çene hattı daha belirgin ve keskin hale getirilebilir.
- Çeneucu belirginleştirilebilir.
- Ayrıca burun dolgusuile seçili hastalarda burun şeklinin düzeltilmesi ve hafif yukarı kaldırılması sağlanabilir.
Dermal dolgu kalıcı mıdır?
Dermal dolgu uygulamasının etkisi cilt yapısına, kişinin cilt problemlerinin seviyesine ve kullanılan malzemeye göre değişmektedir. Uygulamanın sonuçları genellikle 6 ila 24 ay arasında sürer. Dolgu işleminin etkisi geçtikten sonra yeniden tekrar edilebilmektedir.
Dermal dolgu nasıl yapılır?
Dermal dolgu uygulaması, belirli bir bölgedeki hacim ve yumuşak doku kaybını gidermek, kırışıklıkları azaltmak veya belirli alanları vurgulamak için cilt altına özel dolgu maddelerinin enjekte edilmesi işlemidir.
Uygulama öncesinde, hastanın yüzü değerlendirilerek hangi noktalarda dolgu ihtiyacı olduğu belirlenir. İşlemden önce uygulama yapılacak bölge makyaj, yağ ve kirden arındırılır.
Dolgu işlemi öncesinde genellikle lokal anestezi uygulanarak, enjeksiyon kaynaklı rahatsızlık azaltılır. Daha sonra belirlenen bölgelere dolgu maddesi ince iğnelerle enjekte edilir.
Dermal dolgu işleminin süresi, uygulanan bölgelere ve kullanılan dolgu miktarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir, ancak genellikle 15 dakika ila 1 saat arasında sürer. Uygulama sonrası hafif şişlik, kızarıklık veya morluk oluşabilir, ancak bu belirtiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur.
Yüz Gençleştirmede Yeni Trendler Genç ve Taze Bir Cilt
Medikal kozmetik alanındaki gelişmeler sayesinde artık kişiye ve ihtiyaçlarına özel uygulamalarla daha genç, güzel ve taze bir cilde kavuşmak mümkün olabiliyor. Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamaları cerrahi müdahalelere kıyasla minimal invaziv oluşu ve komplikasyon riskinin azlığı nedeniyle tercih edilebiliyor.
Yüz gençleştirme nedir?
Yüz gençleştirme, kişinin daha genç, canlı, parlak ve taze bir görünüm kazanması için gerçekleştirilen çeşitli teknik ve yöntemler için kullanılan genel bir ifadedir. Yüz gençleştirme yöntemleri ameliyatlı ve ameliyatsız olmak üzere iki farklı başlık altında değerlendirilebilmektedir. Yüz germe operasyonu, liposuction ve yağ enjeksiyonu, kepçe kulak operasyonu, göz kapağı estetiği gibi işlemler ameliyatlı yüz gençleştirme uygulamalarına örnektir.
Ameliyatsız yüz gençleştirme ise cerrahi bir müdahale olmaksızın yapılan estetik prosedürleri içerir. Bu tür işlemler, genellikle minimal invazivdir. Ameliyatsız yüz gençleştirme denildiğinde ilk akla gelen yöntemler mezoterapi uygulamalarıdır. Mezoterapi ince iğnelerin cilt altına tatbik edilmesi işleminin genel bir adıdır. Mezoterapi yönteminde genellikle cildin kolajen üretimini tetikleyici vitaminler, enzimler, hormonlar ve bitki özleri gibi aktif bileşenlerin cilde enjekte edilmesiyle canlanma ve gençleşme sağlanır. Dolgu, Bot.oks., PRP, Gençlik Aşısı, Örümcek Ağı, Paris Işıltısı gibi uygulamaların çoğu mezoterapi çatısı altına girmektedir. Bunun yanı sıra lazer, radyofrekans, ultrason enerjilerinin kullanıldığı yöntemler ile dermapen, kimyasal peeling, LED terapi gibi uygulamalar da ameliyatsız yüz gençleştirme sağlamaktadır.
Yüz gençleştirme hangi bölgelere uygulanır?
Yüz gençleştirme adından da anlaşıldığı üzere yüz bölgesinde, alın, yanak, çene, göz çevresi, kaş, dudak ve çevresine uygulanmaktadır. Yüz bölgesinin tamamında etkili olabilen uygulamaların yanı sıra belli bölgelerdeki problemlerin giderilmesi için de özel yöntemler mevcuttur. Örneğin; kişinin ihtiyaçlarına göre yanak bölgesine, dudaklara, göz altına dolgu uygulanabilmektedir. Kaş kaldırma ile kişi daha çekici bir görünüme kavuşturulabilir. Yüze yağ enjeksiyonu gerçekleştirilerek hacim kaybı giderilebilir ve doğal gençlik etkisi sağlanabilir. Ameliyatsız yüz germe işlemi ile cildin sıkılığı ve elastikiyeti artırabilmekte ve sarkma problemi giderilebilmektedir.
Cilt gençleştirme işlemleri kırışıklık, sarkma gibi yaşlanma etkilerini giderirken kişinin daha canlı ve tazelenmiş bir görünüm kazanmasına yardımcı olmaktadır.
Yüz gençleştirme kalıcı mıdır?
Cerrahi yüz germe ve gençleştirme işlemleri kalıcıdır. Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamalarının etkisi ise yönteme ve kişiye göre değişmektedir. Genellikle ameliyatsız cilt gençleştirme işlemleri 6 ay ila 3 yıl arasında değişen süreler boyunca etkisini korur. Bu işlemler tekrar edilebilir ve düzenli uygulama ile kalıcılık süresi uzatılabilmektedir.
Yüz gençleştirme nasıl uygulanır?
Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamaları klinik ortamda gerçekleştirilmektedir. Bazı işlemlerde hastanın konforunu artırmak amacıyla lokal anestezi veya anestezik kremler uygulanabilir.
Yüz gençleştirme, farklı yöntemler ve teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilebilir. Uygulama şekli, seçilen yönteme bağlı olarak değişiklik gösterir.
En yaygın yaşlanma karşıtı işlemler şu şekilde uygulanmaktadır:
- oks. ve dolgu: Mikro iğneler kullanılarak kırışıklıkların ve çizgilerin azaltılmasına yardımcı olacak içerikler derialtında özel noktalara enjekte edilir.
- Mezoterapi: Vitaminler, enzimler ve diğer bileşenler mikro enjeksiyon yöntemiyle cilde tatbik edilir. Bu işlemle cildin canlanması, nemlenmesi ve gençleşmesi hedeflenmektedir.
- Lazer Tedavisi: Lazer cihazıyla cilt yüzeyine enerji uygulanarak ciltte kolajen ve elastin uyarımı sağlanır. Böylece daha sıkı, gençleşmiş ve eşit tonlu bir cilt edilebilir.
- Kimyasal Peeling: Özel bir solüsyon cilt yüzeyine uygulanır. Bu işlemle cilt yüzeyinin üst katmanları soyulur; yerine sağlıklı ve yenilenmiş bir cilt yüzeyi çıkar.
- Mikrodermabrazyon: Küçük kristallerle cildin üst katmanının hafifçe aşındırılması sağlanır. Bu şekilde daha pürüzsüz ve genç bir cilt yüzeyi elde edilebilir.
- Radyofrekans ve Ultrason Tedavisi: Cilt altına radyofrekans veya ultrason dalgaları gönderilir. Böylece cildin sıkılaşması ve kolajen üretiminin artırılması sağlanabilmektedir.