Burunda Kılcal Damar Çatlaması Neden Olur?
Yüz bölgesinde bulunan kılcal damarlar çeşitli nedenlerle hasarlandığında, cildin üzerinde mor veya kırmızı renkte örümcek ağını andıran genişlemiş damar görünümü ortaya çıkar. Yüzdeki kılcal damar çatlamasının en yaygın görüldüğü bölgeler burun, yanak, çene ve göz çevresidir.
Özellikle burun sırtında ve yanlarda ortaya çıkan kılcal damar çatlaması gerek estetik açıdan kaygı yaratması, gerekse kanamaya yol açabilmesi nedeniyle en çok şikayet edilen problemler arasındadır. Bu durum günümüzde çeşitli yöntemlerle kolayca tedavi edilebilmektedir.
Burunda kılcal damar çatlamasının nedenleri
Vücuttaki en küçük damarlar olan kılcal damarlar son derece ince yapıdadır. Bu nedenle daha kolay hasar görebilirler. Kılcal damarlar soğuktan sıcağa veya sıcaktan soğuk bir ortama geçişten olumsuz etkilenebilir. Sıcak kılcal damarların genişlemesine; soğuk ise küçülmesine yol açar. Kasların büzüşememesine bağlı olarak kılcal damarlarda kan birikimi çatlamaya neden olur.
Kılcal damar çatlamasının diğer yaygın nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Hassas ve ince yapılı cilt
- Genetik faktörler
- Yaşın ilerlemesi
- Güneşe aşırı maruziyet
- Yetersiz su tüketimi
- Gebelik
- Kortizonlu kremler,
- Hormon hapları
Burundaki kılcal damar çatlaması ise yukarıdaki nedenlere ek olarak;
- Burun ameliyatları,
- Burun travmaları,
- Kronik alerjik rinit nedeniyle meydana gelebilir.
Burunda kılcal damar çatlamasının en yaygın belirtisi kırmızı, pembe veya mor renkteki ince damarların ciltte görünmesidir. Bunun dışında burun kanaması da kılcal damar çatlamasının bir nedeni olabilir. Sık tekrarlayan burun kanamalarında mutlaka doktora başvurularak problemin neden kaynaklandığı tespit edilmelidir.
Burunda kılcal damar çatlaması kimlerde görülür?
Burunda kılcal damar çatlaması yukarıda da saydığımız nedenlerle her yaştan bireyi etkileyebilmektedir. Grip ve nezle gibi hastalıkları sık geçiren ve kronik alerjik rinit rahatsızlığı olanlarda burun bölgesinde kılcal damar çatlaması görülebilir.
Estetik veya fonksiyonel amaçlı burun ameliyatları sonrası da travmaya bağlı kılcal damar çatlaması oluşabilmektedir.
Hassas ve ince ciltler kılcal damar çatlaması açısından dezavantajlıdır.
Ayrıca alkol kullanan kişilerde de kılcal damar çatlaması sık görülmektedir.
Kılcal damar çatlaması nasıl tedavi edilir?
Burun başta olmak üzere yüzdeki kılcal damar çatlaması için farklı tedaviler mevcuttur. Tedavi planlanırken kılcal damar çatlağının yeri, kalınlığı ve oluşum nedenine bakılır. Özellikle burun bölgesinde meydana gelen kılcal damar çatlaklarının tedavisi daha uzun süreli olabilmektedir.
Burunda kılcal damar çatlaklarının en etkili tedavi yöntemlerinin başında lazer uygulaması gelir. Radyofrekans tedavisi de kılcal damar çatlaması şikayeti olanların tercih edebileceği bir uygulamadır. Kılcal damar çatlakları için kriyoterapi yöntemi ve ilaç tedavileri de kullanılabilir ancak bu yöntemler sonuç başarısı bakımından lazer kadar etkili değildir.
Lazerle burunda kılcal damar tedavisi
Lazer tedavisi, cilde zarar vermeden sadece kılcal damar çatlaklarını hedef alır. Hasarlı damarlar ısıtılarak tahrip edilir ve vücut tarafından yok edilir. Lazer tedavisi burundaki kılcal damar çatlaklarını kalıcı olarak giderir. Ayrıca kılcal damar çatlamasına bağlı burun kanaması şikayetleri de tedavi sonrası ortadan kalkar.
Lazer tedavileri kullanılan cihazın özelliklerine göre tiplere ayrılır. ND Yag Lazer, IPL Lazer, KTP Lazer öne çıkan yöntemlerdir.
ND Yag Lazer (1064 nm) tarafından yayılan ışık enerjisi direkt kılcal damarlara nüfuz eder. Enerji ısı üreterek damar içindeki kanı pıhtılaştırır ve kapanmasını sağlar.
IPL Lazer (yoğunlaştırılmış atışlı ışık tedavisi), çevre dokulara zarar vermeden sadece varisli damarlara konsantre ışık darbesi göndererek ısı üretir ve damarlarda kontrollü hasar yaratır. Bu sayede damar küçülür ve kaybolur.
KTP lazer, cilde veya onu çevreleyen dokuya zarar vermeden varisli kılcal damarları hedef alarak ısıtır; çeşitli yüzeysel vasküler lezyonları başarılı bir şekilde tedavi eder.
Lazer tedavileri uzman doktorlarca uygulandığında son derece etkin ve güvenlidir. Uygulamalardan sonra geçici hafif kızarıklıklar oluşabilir ancak bunun dışında herhangi bir yan etkisi bulunmaz.