Erken Yaşlanma Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Yaşlanma, zamanın etkisine bağlı olarak, tüm organizmalarda ortaya çıkan biyolojik bir süreç olup, ilerleyici işlev kaybı ile karakterize bir süreçtir. Yaşamımızın ilk yıllarında hücrelerimizde yenilenme hızlı iken zamanla yavaşlamaya başlar. Hücrelerde yıkım ve kayıplar meydana gelir. Bazı kişilerden bu süreç daha erken başlar ve erken yaşlanmaya yol açar. Özellikle cildimizde bu belirtiler daha net görülebilmektedir. Erken yaşlanma hakkında bilmeniz gereken her şey bu süreci yönetebilmeniz açısından çok önemlidir.
İşte erken yaşlanma hakkında bilmeniz gereken her şey:
İçerikler
Erken yaşlanma nedir?
Yaşlanma dediğimiz kavram 20’li yaşlardan itibaren başlar. Bu sürecin belirtileri genellikle 35 yaş sonrası cildimize yansımaya başlar. Ancak bazı etkenlerden dolayı daha erken yaşlarda ortaya çıkan yaşlılık izleri erken yaşlanma olarak adlandırılabilir.
Nedenleri Nelerdir?
Birçok faktörün etkili olduğu bu süreçte öne çıkan nedenler şunlardır:
Güneş
Yapılan birçok çalışmada güneş ışığına maruz kalan kişilerin ciltlerinde çok erken yaşlarda kırışıklıkların ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. UV ışınları, cilt hücrelerine zarar verip hücrelerin DNA yapısını bozarak süreci hızlandırmaktadır.
Genetik
Genetik yaşlanma sürecimizi de etkilemektedir. Genel olarak, kişinin anne ve babasından geçen bu özellikler; metabolizma hızı veya deri hücrelerindeki melanin oranı gibi cildi içeriden etkileyen faktörlerden oluşur. Melanin oranı yüksek olan kişilerde daha geç yaşlanma görülür. Bu özellik bazı kişileri olumlu yönde etkilerken bazı kişilerde çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Genetik bir hastalık olan Werner sendromu, Hutchinson-Gilford sendromu gibi rahatsızlıklar yaşlanma sürecinin çocukluk çağında başlamasına neden olabilmektedir.
Alışkanlıklar
Sigara, alkol kullanımı: Bu süreci hızlandıran en önemli nedenlerden biri alışkanlıklarımızdır. Sigaranın vücuda birçok zararı olduğunu biliyoruz. Sigara kullanımı yaşlanma süreci de hızlanmaktadır. Özellikle cilt üzerinde lekelenme, kırışıklık, sarkma gibi çok ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Yine yoğun alkol kullanımı da süreci olumsuz etkilemektedir. Ayrıca madde kullanımı cilt üzerinde çok erken yaşlarda yıkıcı etkilere sebep olabilmektedir. Yaşlanmayı hızlandırdığı gibi vücutta yaraların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir.
Uyku: Uyku vücudumuzun dinlenmesi ve yenilenmesi için çok önemlidir. Yeterli ve düzenli uyumama durumunda cilt kendini yenilemekte zorlanır. Yapılan araştırmalarda iyi bir uykunun kollajen üretimini artırdığını, nem dengesini koruduğunu ve göz çevresini yenilediğini ortaya koruyor. İdeal uyku ortamı için tavsiye edilen karanlık ve sessiz bir alan.
Beslenme: Beslenme sağlık açısından çok önemlidir ve cilt sağlığı üzerinde de etkilidir. Sağlıklı beslenme bizi yaşlanmanın etkilerine karşı korumaktadır. A,E,C gibi cilt için çok önemli olan vitaminleri, mineralleri ve diğer bileşenleri beslenme yoluyla vücudumuza alırız. Kızartma, fast food, aşırı yağlı ve şekerli besinler yerine sebze, meyve gibi sağlıklı besinleri tüketmek hem sağlığımızı hem de cildimizi korur. Ayrıca yeterli sıvı tüketimi de cildin nemli, parlak ve sağlıklı olmasında büyük rol oynar.
Stres: Çağımızın en büyük sorunu stres en önemli nedenler arasındadır. Stres düzeyinin artması ile birlikte vücudumuzda salgılanan hormonların değişmesi, bağışıklığın düşmesi vb. sebepler cildimizde yaşlanmanın daha erken görülmesine neden olabilmektedir
Erken Yaşlanmanın Belirtileri Nelerdir?
Yaşlanma 20’li yaşlarda başlasa da genellikle etkileri 30’lu yaşların sonuna doğru görünmeye başlar. Ancak 20-30’lu yaşlarda göle görünür şekilde belirmesi erken yaşlanmanın habercisi olabilir.
Bunlar;
Ciltte gözlemlenen değişiklikler:
Cildin yaşlanması ile birlikte cilt dokusunda belirli oranda bozulmalar ve yıkımlar ortaya çıkar. Bu belirtileri şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Kırışıklıklar ve sarkmalar; Vücuttaki kolajen seviyesinin azalması ile birlikte, alın, yanak ve göz çevresi gibi yerlerde kırışıklıklar ve sarkmalar ortaya çıkar.
- Güneş lekeleri; Uzun yıllar güneşe maruz kalınması sonucu ciltte koyu renkli lekeler oluşmaya başlar. Özellikle yüzde, el sırtında veya ön kolda normal süreçte 40 yaşından itibaren ortaya çıkmaktadır.
- Ellerde sıskalaşma; Yaşa bağlı olarak kolajen üretiminin azalması ile el üzerinde ve parmaklarının cildinde incelme, damarlanma ve kırışık görünümün oluşur. Ortalama 40’lı yaşlarda görülmeye başlar.
- Göğüs bölgesinde renk artışı ve hiperpigmentasyon (lekelenme);Boyun ve göğüs bölgesi arasında kalan kısmın yoğun güneşe maruz kalması sonucu ortaya çıkan lekelenmelerdir. Genellikle güneş lekelerine benzer ve koyu
- Kuru ve kaşıntılı cilt; Cilt kuruluğu derinin incelenmesi sonucu ortaya çıkan ve yaşa bağlı olarak sıklığı artan bir problemdir. Yaşlanmayla birlikte gittikçe incelen deride dehidrasyon meydana gelir. Cilt kuruluğuna bağlı olarak ciltte kızarıklık ve kaşıntı (kserozis cutis) ortaya çıkmaktadır.
- Saç kaybı; Yaşlanma sonucu saç dökülmesi saç köklerinde bulunan hücre sayısının azalması ve yeniden yeterli sayıda üretilememesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak hormonal değişiklikler, çevresel faktörler, genetik yapı gibi nedenler de saç dökülmesine neden olabilmektedir. Genellikle kadınlarda 60-70 yaşlarında erkeklerde ise 50 yaşlarında saç dökülmeleri başlamaktadır.
Nasıl Önlenebilir?
Mümkün olduğunca genç yaşlarda cilt ve vücut için uygun bakım yapılmaya başlanmalıdır. Sağlıklı bir yaşam tarzı sağlıklı bir vücut için çok önemlidir. Kısacası vücut hem içten hem de dıştan desteklenmelidir.
Hafif düzeydeki yaşlanma belirtilerini azaltmak için krem, nemlendirici, losyon, serum vb ürünler ile cilt bakımı yapılabilmektedir. Ancak ilerlemiş olanlar için daha farklı ve etkili yöntemler kullanılmalıdır.
Günümüzde teknoloji ve bilimin gelişmesiyle birlikte zamanın cildimizdeki etkilerini geri döndürmek mümkün. Özellikle ameliyatsız ve kısa süren bu işlemlerde ciltte yaşlanmaya bağlı oluşan deformasyonlar düzeltile bilmektedir.
Son yıllarda cildin daha genç görünmesi için en çok tercih edilen yöntemlerden biri dolgudur. Özellikle hyaluronik asidin deri altına enjekte edilerek gerçekleştirildiği dolgu cildi yenileyip toparlarken daha genç ve sağlıklı görünmesine yardımcı olmaktadır. Ameliyatsız iple cilt germe işlemleri de çok başarılı sonuçlar vermektedir. Yine botoks uygulamaları ile yüzde oluşan kırışıklık, çizgi ve sarkmalar ortadan kaldırılıp yada en aza indirilerek yaşlanma etkileri yüzümüzden silinebilmektedir. Bununla birlikte frekans, lazer vb. birçok farklı uygulama mevcuttur.
Bu işlemler günümüzde giderek yaygınlaşmakta ve çok fazla talep görmektedir. Ancak mutlaka bir uzman tarafından tamamen güvenilir bir merkezde yapılması gerekir. Çünkü yanlış kişiler tarafından yapıldığına geri döndürülemez hasarlar bırakabilmektir.
Heraderma Kliniğimizde yaşlanma karşıtı birçok farklı yöntem uygulamaktayız. Uzman hekimimiz ve ekibi tarafından bu yöntemlerden sizin ihtiyacınıza en uygun olanı seçilerek uygulanmaktadır.