HArmonyCA: Yüz Germe ve Kollajen Üretimini Birleştiren Devrim
HArmonyCA C/C+ Tedavisi, kalsiyum hidroksiapatit (CaHA) ve hyalüronik asit (HA) içeriği ile anında uzun süreli kaldırma ve yüz germe etkisi sağlarken; cilde kaybettiği elastikiyeti geri kazandırarak kolajen üretimini tetikler.
HArmonyCA, yaşlanma karşıtı yöntemler arasında kolay ve hızlı uygulanması, anında etkisini göstermesi ve kalıcılığını uzun süre korumasıyla öne çıkmaktadır.
HArmonyCA Dolgusu nedir?
HArmonyCA, anti-aging alanında dünyanın sayılı markalarından Allergan tarafından geliştirilen Juvederm® dolgu serisinin en yeni ve tamamlayıcı ürünüdür. Çift etkili hibrit bir dermal dolgu olan HArmonyCA, hyalüronik asit ve kalsiyum hidroksiapatiti bir arada sunar.
HArmonyCA Dolgusu:
- %55.7 Kalsiyum hidroksiapatit (CaHA)
- 20 mg/mL Hyalüronik asit (HA)
- %0.3 Lidokain HCI içermektedir.
Hyalüronik asit (HA) anında gözle görülür kaldırma etkisi sunarken, Kalsiyum hidroksiapatit (CaHA) kolejen sentezi yoluyla uzun süreli kaldırma sağlar.
Eşsiz bir içeriğe sahip HArmonyCA Dolgusu, cildin yeniden şekillenmesine yardımcı olarak anında tazelenmiş ve gençleşmiş bir görünüm kazandırır.
HArmonyCA, lokal anestezik olarak bilinen lidokain de içerir. Bu sayede uygulama bölgeleri uyuşturularak işlem sırasında hastaların konforu da artırılmış olur.
HArmonyCA nasıl uygulanır?
HArmonyCA Dolgusu Jowl (gıdı), Mandibula (alt çene) Köşesi ve Mandibular Ramus (alt çene kemiğinin arka ve üst kısmı) olmak üzere 3 enjeksiyon noktasından uygulanmaktadır.
Uygulamanın etki ettiği bölgeler şöyle sıralanmaktadır:
- Zigoma: Yanak kemiği veya elmacık kemiği olarak da bilinir. Zigoma, yüzün yapısını ve kontürünü belirginleştiren önemli bir bölgedir.
- Pre-auriküler: Kulakların önünde bulunan bölgeyi ifade eder.
- Çene Hattı: Alt çene kemiği boyunca uzanan ve yüzün alt kısmını tanımlayan hat veya kontürdür. Estetik açıdan, belirgin bir çene hattı genç bir görünüm sağlayabilir.
- Submalar: Submalar, yanakların altındaki alandır. Zigoma kemiklerinin altında bulunan cilt, yağ dokusu ve kasları içerir.
HArmonyCA Dolgusu, uzmanlar tarafından cildin derin dermal ve/veya subdermal katmanlarına enjekte edilmektedir. CaHA (Kalsiyum Hidroksiapatit) kristalleri sürekli kolajen stimülasyonunu tetiklerken, HA (Hyaluronik Asit) bileşeni anında kaldırma etkisi sağlar. Lifting etkisi uygulamanın hemen ardından elde edilirken, yaklaşık 1 hafta içinde yeni kolajen lifleri oluşmaya başlar.
HArmonyCA Dolgusu kimlere uygulanabilir?
HArmonyCa yüzün yan taraflarını hedefleyerek kırışıklık ve sarkmaları tedavi eder. HArmonyCA tedavisi az ve orta seviyede hacim kaybı, elastikiyet kaybı, kolajen miktarında azalma şikayeti olanlara uygulanır. İleri derece hacim kaybı olanlarda Juvederm tedavisi ile kombine edilebilir.
Özellikle gülümserken yüzün yan tarafında ve kulakların önünde bulunan pre-auriküler bölgesinde kırışıklık şikayeti olan hastalar için uygundur. Aynı zamanda yüz kaldırma ve germe etkisi de sunduğu için sarkma şikayetlerinin de giderilmesine yardımcı olmaktadır.
HArmonyCA kalıcı mıdır?
HArmonyCa® çift etkili bir dolgu maddesidir. İçeriğindeki hyalüronik asit cildin yapısını iyileştirirken dolgunluğunu artırır; kalsiyum hidroksiapatit kristalleri ise yavaş yavaş ortaya çıkan uzun süreli kolajen sentezini sağlar. Yüz kenarlarındaki kırışıklık ve dinamik çizgiler gözle görülür oranda azalır, yüz yukarı doğru kalkar, cilt daha pürüzsüz bir yapıya kavuşur.
HArmonyCA dolgusunun etkisi kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 1 yıla kadar kalıcılığını korur. Daha uzun bir etki ve kalıcılık için uzmanların önereceği aralıklarla tekrarlanabilir.
El Gençleştirme İle Elleriniz Genç Kalsın
Günlük aktivitelerde sürekli kullandığımız ellerimiz yaşlanma belirtilerinin kendini en belirgin şekilde gösterdiği bölgedir. Diğer bir deyişle, eller insanın yaşını gösteren bölgelerin başında gelir.
Güneşe maruz kalma, su sabun deterjan gibi maddelerle sık temas, genetik faktörler, yaşam tarzı alışkanlıkları ve genel yaşlanma süreciyle birlikte ellerde kırışıklıklar, ciltte incelme, leke, pigmantasyon, hacim kaybı gibi problemler ortaya çıkar.
Erken yaşlanmaya karşı alınabilecek basit önlemlerin başında elleri güneşten koruma, düzenli nemlendirme ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimseme adımları gelmektedir. Bu önlemlerin yanında el yaşlanması belirtileri ortaya çıkmaya başladığında profesyonel uygulamalar devreye alınabilir. Ameliyatlı ve ameliyatsız el gençleştirme uygulamaları ile yaşlılık belirtilerinin giderilmesi veya azaltılması mümkün olmaktadır.
El gençleştirme nedir?
El gençleştirme, ellerde yaşlılık belirtilerinin önlenmesi; kırışıklık, incelme, lekelenme gibi problemlerin iyileştirilmesi için uygulanan ameliyatlı veya ameliyatsız medikal estetik uygulamaların genel adıdır.
Ameliyatsız el gençleştirme işlemleri arasında saf hyaluronik asit içerikli enjeksiyonlar, mezoterapi, yağ enjeksiyonu, dolgu uygulamaları, lazer uygulamaları ve çeşitli cilt bakım yöntemleri ön plana çıkmaktadır. İleri el yaşlanması olan kişilere ise estetik cerrahi uygulanabilir.
El gençleştirme kalıcı mıdır?
El gençleştirme yöntemlerinin kalıcılığı, kullanılan yöntemlere, uygulama şekline, kişinin yaşına, genetik yapısına, yaşlanma seviyesine bağlı olarak değişebilir. Bazı el gençleştirme prosedürleri geçici sonuçlar sağlayabilirken, bazıları daha uzun süreli sonuçlar sunabilir.
Ameliyatsız el gençleştirme uygulamaları, doğru yaşam alışkanlıkları ve cilt bakımı rutinleri ile desteklendiğinde daha uzun süre etkisini koruyabilmektedir.
El gençleştirme kimlere uygulanır?
El gençleştirme uygulamalarından:
- Cildinde incelme meydana gelen,
- Ellerinde güneş veya yaşlılık lekesi olan,
- Pigmantasyon bozuklukları bulunan,
- Ellerde kırışıklıklar oluşmaya başlayan,
- Hacim kaybı, matlaşma, kuruluk gibi şikayetleri olan,
- Yüz ve vücut estetiği yaptıran ve bu bölgeler arasında el yaşlanması göze çarpan kişiler faydalanabilir.
El gençleştirme nasıl yapılır?
El gençleştirme işlemleri cilt incelmesinin durdurulabilmesi, hacim kaybının giderilmesi, el sırtında ortaya çıkan kırışıklık ve leke görünümünün azaltılması, ellere nem kazandırılması için gerçekleştirilmektedir.
Yeniden genç, pürüzsüz ve güzel ellere kavuşmayı sağlayan birden çok estetik uygulama mevcuttur.
- El germe ameliyatı, sarkmış ciltve dokuların çıkarılması ve geriye kalan derinin sıkılaştırılmasını sağlar. Kalıcı bir çözümüdür ancak invaziv yani cerrahi bir yöntemdir.
- Yağ enjeksiyonu, hacim kaybını tedavietmek için uygulanır. Bu işlemde ameliyathane ortamında vücudun başka bir bölgesinden alınan yağ doku, eldeki kırışıklıkların dolgunlaştırılması için problemli noktalara enjekte edilir.
- Ameliyatsız yöntemler arasında mezoterapi yani deri altı enjeksiyon yöntemleri ön plana çıkar. Saf hyaluronik asit enjeksiyonu, cildi nemlendirerek ellerdeki yaşlanma belirtilerini azaltmak ve ellerin genç, dolgun ve daha pürüzsüz görünmesini sağlamak için kullanılır. İşlem kapsamında cilt altına saf hyaluronik asitenjekte edilir.
- Farklı içeriklere sahip dermal dolgu maddelerinin mikro iğneler yardımıyla cilt altına enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen el dolgusu sayesinde ellerdeki kırışıklıklar ve hacim kaybı tedavi edilebilmektedir. El dolgusu tedavilerinde yüksek kalıcılığı ile ön plana çıkan yöntem hidroksiapatit dolgu uygulamasıdır. CaHa dolgu veya kristal dolgu olarak da bilinen bu yöntemde cilde enjekte edilen kristaller kolajen üretimini tetikler. Bu uygulama sonrası ellerdeki kırışıklıklarda gözle görülür azalma sağlanabilir, el sırtı kaybettiği hacmi geri kazanır, cilt daha yumuşak ve elastik bir yapıya kavuşabilir.
Dolgu maddeleri vücut tarafından belli bir süre sonra emileceği için düzenle uygulamalarla kalıcılığı korunabilmektedir.
- Lazertedavisi ile el bölgesine atışlar yapılarak kolajen üretimi uyarılır; ciltte sıkılaşma ve gençleşme sağlanabilir. Ayrıca, lazer tedavisi eldeki kahverengi lekelerin azaltılmasına ve cilt tonunun düzeltilmesine de yardımcıdır.
- IPL (Intense Pulsed Light) tedavisi, ciltteki yaşlılık lekeleri, kılcal damarlar ve güneş hasarı gibi sorunları tedavi etmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde, yoğun ışık enerjisi cilt sorunlarını hedef alarak cildi yenilemeye yardımcı olur. IPL ellere de uygulanabilmektedir.
- Elde özellikle lekelenme problemi olanlara kimyasal peeling işlemi uygulanabilir. İşlemde seyreltik asitler ile el sırtı soyulur; yerine sağlıklı deri gelir.
Cildinize Uygun Güneş Kremi Nasıl Seçilir?
Güneşin sağlık açısından faydaları kadar zararları da vardır. Güneş ışınlarına aşırı maruziyet güneş yanıklarına, cilt kanserine, cilt yaşlanmasına, göz hasarına yol açar ve ayrıca vücut sıvı kaybedebilir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için alınması gereken önlemlerin başında güneş kremi kullanımı gelmektedir. Ancak etkili bir koruma sağlanabilmesi için mutlaka cilt tipine uygun güneş kremi seçilmeli ve krem doğru şekilde uygulanmalıdır.
Güneş kremi ne işe yarar?
Güneş kreminin temel işlevi cildi güneşin zararlı etkilerine karşı korumasıdır. Güneşin ultraviyole (UV) ışınları, ciltte güneş yanığı, kanser , erken yaşlanma belirtileri ve diğer cilt hasarlarına yol açabilir. Güneş kremleri, içerdiği SPF sayesinde güneş yanığına karşı korur. Düzenli güneş kremi kullanmak, cilt kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Güneş kremleri içerdiği antioksidanlar ve diğer koruyucu maddelerle cilt sağlığını destekler. Erken yaşlanma belirtilerine karşı da koruma sağlayabilmektedir.
Güneş kremi seçerken dikkat edilecekler
Cilt sağlığı için yaz kış ihmal edilmemesi gereken bakım adımlarından biri güneş kremi kullanımıdır. Bu noktada; cildimize en uygun güneş kremi nasıl seçilir ? sorusu detaylı bir şekilde cevaplandırılmalıdır.
Güneşten koruyucu krem seçerken dikkat edilebilecek faktörler şöyle sıralanabilir:
- SPF (Güneş Koruma Faktörü): Güneş kremleri genellikle SPF30 ila 50 arasında değişen seçeneklerle sunulur. Daha açık tenli veya hassas cilde sahip olanların SPF değeri yüksek güneş kremi seçmeleri önerilmektedir.
- Geniş spektrumlu koruma: Güneşin UVAışınları cildin derinliklerine nüfuz ederek kırışıklıklara neden olabilirken, UVB ışınları güneş yanığına yol açabilir ve deri kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle güneş kremi hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma sağlamalıdır.
- Cilt tipine uygunluk:Güneş kremi seçerken mutlaka cilt tipine uygun ürün tercih edilmelidir.
-Kuru cilde sahip kişiler nemlendirici özellikteki güneş kremlerini kullanmalıdır.
-Yağlı veya akne eğilimli ciltler için yağsız, hafif formüle sahip güneş kremi daha uygundur.
-Normal cilt yapısına sahip kişiler geniş spektrumlu (UAV – UVB korumalı) olmak koşuluyla her tür güneş kremini kullanabilir.
-Karma cilt tiplerinin ise yağlı olmayan ancak nemlendirici özelliği bulunan ürünlere yönelmeleri önerilmektedir.
- Hassasiyet: Cilt hassasiyeti olan kişiler, parfüm ve kimyasal katkı maddeleri içermeyen, hipoalerjenik güneş kremi tercih etmelidir.
- Suya dayanıklılık: Yazın özellikle denize veya havuza girilecekse suya dayanıklıbir güneş kremi seçmek önemlidir. Bu tür bir güneş kremi, belirli bir süre boyunca su temasına dayanabilir ve koruma etkisini sürdürebilir. Suya dayanıklı ürünler terleme şikayeti olan kişiler için de önerilebilir.
Güneş kremi çeşitleri nelerdir?
Güneş kremi çeşitleri temelde iki tipe ayrılır: Fiziksel (mineral) güneş kremleri ve kimyasal güneş kremleri.
- Mineral veya fiziksel güneş kremleri, çinkooksit veya titanyum dioksit gibi mineraller içerir. Bu mineraller, UV ışınlarını cilt yüzeyinden yansıtarak koruma sağlarlar. Açık tenli, hassas cilde sahip kişiler için genellikle daha iyi bir seçenektir.
- Kimyasal güneş kremleri, ciltte UV ışınlarını emerek enerji olarak dağıtan kimyasal maddeler içerir. Kimyasal güneş kremleri genellikle daha hafif bir his bırakır ve daha kolay yayılır.
Bunun yanı sıra;
- Günlük kullanıma uygun, SPF 30 ila 50 arasında UV korumalı güneş kremleri,
- Çocuklara yönelik, parfüm veya kimyasal katkı maddeleri içermeyen güneş kremleri,
- Suya ve terlemeye karşı dayanıklı ürünler,
- Renkli veya tonlu güneş kremleri,
- Yaşlanma karşıtı bileşenler içeren güneş kremleri de bulunmaktadır.
Güneş kremi nasıl kullanılır?
Cildimizi güneşten en iyi şekilde korumak için güneş kremi nasıl seçilir konusunun yanı sıra güneş kreminin nasıl uygulaması gerektiğini de bilmek önemlidir.
Günlük güneş kremi kullanım adımları şöyledir:
- Maksimum koruma için önce yüz yıkanmalı daha sonra güneş kremi doğrudan cilde uygulanmalıdır.
- Yeterli miktarda güneş koruyucu cilde güzel bir şekilde yayılmalıdır.
- Sadece yüze değil açıkta kalan tüm bölgelere (boyun, dekolte, ellerin üzeri, omuzlar vb.) güneş kremi sürülmelidir.
- Güneş kreminin koruyucu etkisini sürdürmesi için düzenli aralıklarla tekrar uygulanmalıdır. Genellikle her iki saatte bir uygulamaönerilmektedir.
- Göz çevresi için özel güneş kremi kullanılmalıdır.
- Makyaj yapılacaksa, güneş kreminin üzerine uygulanabilir.
Yazın Kuru Ciltler İçin Etkili Tedavi Yöntemleri
Kuru cilt yapısına sahip kişiler için cilt bakımı her mevsim bir gerekliliktir. Ancak yazın kuru ciltlerin bakımı diğer mevsimlerden daha yoğun bir özen isteyebilir. Kuru cilt tedavisinde nemlendirmeden beslenmeye kadar birçok faktör etkili olurken güneşten korunma ise özellikle yaz aylarında cilt bakımının ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
Cildimiz neden kurur?
Kuru cilt tedavisi adımlarından önce cevaplanması gereken ilk soru cildimizin neden kuruduğudur. Yüz, el, bacak gibi birçok vücut bölgesinde meydana gelebilen cilt kuruluğunun nedenleri doğru tedavi ve çözümlerin hayata geçirilmesi açısından önemlidir.
Cilt kuruluğu birçok farklı faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu faktörler;
- Cildin doğal nem dengesinin bozulması,
- Hava koşullarının etkisi (Kışın soğukve kuru hava; yazın güneş, rüzgar vb. faktörler),
- Banyosırasında sıcak su ve sabun benzeri sert, nemlendirme özelliğinden yoksun temizleyici ürünlerin kullanılması,
- Yaşlanma nedeniyle ciltteki yağ üretiminin azalması ve cildin daha az nem tutması,
- Zararlı kimyasal içerikli, alkol bazlı yanlış kozmetik ürün tercihi,
- Sigara ve alkol tüketimi, stres, kötü veya yetersiz beslenme, çeşitli sağlık sorunlarıdır.
Kuru cilt belirtileri nelerdir?
Cilt tipinizin kuru olup olmadığını gösteren işaretler şöyledir:
- Kuru ciltlerin elastikiyeti azalır ve gerginlikhissi oluşur.
- Cilt yüzeyinde kuruluk, pul puldökülme oluşur; cilt mat ve cansız bir görünümdedir.
- Kuruluğun bir sonucu olarak ciltte kaşıntıoluşabilir. Kaşıntı bazen ciltte tahrişe, kızarıklığa ve hatta çatlaklara yol açabilir.
- Kuru ciltler dış etkenlere karşı daha hassas reaksiyon verebilir.
- Tıraşsonrası kuruluk da bir belirtidir. Kuru ciltler hassas yapıda olduğu için yanlış tıraş uygulaması sonrası tahriş meydana gelebilir. Vücut ve yüze tıraş yapılırken doğru ürünlerle ve nazik dokunuşlarla uygulama gerçekleştirilmelidir.
- Kuru ciltler erken yaşlanmaya eğilimlidir, kırışıklar daha belirgin görünümdedir.
- Dermatit, ciltte kızarıklık, kabarıklık, dökülme ve kaşıntıya yol açabilen bir deri problemidir. Kuru ciltlerde dermatit gibi deriirritasyonları daha sık görülür.
Kuru cilt nasıl önlenir?
Yaz aylarında cilt kuruluğu sorununun önüne geçmek için uygulanması gereken ilk adım nemlendirmedir. Kışın nasıl ki soğuk hava cildi kurutuyorsa; güneş, rüzgar, havuz suyu, deniz suyu gibi faktörler de yazın cilt kuruluğunu tetikleyebilir. O nedenle hafif, su bazlı nemlendirici ürünler tercih edilmeli ve cilt düzenli olarak nemlendirilmelidir.
Vazelin kuru ciltlerin imdadına yetişen ürünlerdendir. Vazelin cildi yoğun bir şekilde nemlendirir.
İkindi adım ise güneş korumasıdır. Güneşe maruziyet cilt kuruluğu, yanıklar, lekelenme gibi durumlara ve kanser gibi çok ciddi hastalıklara da yol açabilir. Geniş spektrumlu, en az SPF 30 korumalı bir güneş kremi tercih edilmeli ve düzenli uygulanmalıdır.
Yaz aylarında doğru bakım ürünleri seçmek de önemlidir. Örneğin hafif ve nemlendirici içerikli temizleyicilerle cilt kirden arındırılmalı; cilt temizliği yapılırken ılık su kullanılmalıdır.
Banyo yaparken sıcak ve çok sıcak su kullanılmamalı; sabun tipi cildi kurutan ürünlerden kaçınılmalıdır.
Kuru ciltler için doğal çözümler de etkili olabilmektedir. Örneğin hindistan cevizi yağı, badem yağı, zeytinyağı, argan yağı gibi doğal yağlar cildi nemlendirir.
Cilt kuruluğu yaşayanlar doğru beslenme ve yeterli su tüketimine özen göstermelidir. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin yiyecekler, zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar ve bol miktarda meyve ve sebze tüketmek ciltte nemlendirici etki yaratabilir.
Kuru cilt tedavisi nedir?
Kuru cilt tedavisi, yaşam alışkanlıkları ve günlük kişisel bakım adımlarının dışında kuru cilt sorunlarının ve egzama benzeri dermatolojik rahatsızlıkların iyileştirilmesinde kullanılan medikal kozmetik uygulamalardır. Cilt hassasiyetini azaltma, nemlendirme ve cilt kuruluğunun yol açtığı problemlerin giderilmesinde dermatologlar tarafından önerilen tedavilerin yanı sıra mezoterapi ve medikal cilt bakımı uygulamalarıyla da cilt kuruluğu şikayetlerinin önüne geçilebilir.
Kuru cilt tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Cilt kuruluğu için tedavi yöntemleri arasında en etkili uygulamalardan biri mezoterapidir. Kuru ciltler için yazın da güvenle yaptırılabilen mezoterapi uygulamasında kullanılan içerikler hyaluronik asit, aminoasit, peptidlerin karışımından oluşur. Cilt kuruluğunun etkili olduğu tüm bölgelere ince iğnelerle hyaluronik asit, aminoasit, peptid içeren karışım enjekte edilir. Mezoterapi cildi nemlendirirken yeniler. Anti-aging özelliği ile de cildin elastikiyetini artırır, kolajen sentezini hızlandırır, cilde nem, parlaklık ve pürüzsüzlük kazandırır.
Kuru cilt tedavileri arasında mezoterapi kadar etkili bir diğer yöntem ise Forlle’d nem bakımlarıdır.
Nobel ödüllü Forlle’d markasının nem bakımı; cilt kuruluğunu giderir, cildi derinlemesine nemlendirir ve aynı zamanda lekeleri azaltır. Bunun yanında içeriğindeki hyaluronik asit sayesinde anti aging etkisi sunarak ince kırışıklıkların giderilmesinde de yarımcı olur.
Genç Görünmek İçin Ameliyatsız Yüz Sarkması Tedavisi
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi, cildin görünümünü gençleştirmek ve yenilemek için tasarlanmış cerrahi olmayan işlemleri ifade eder. İnvazif olmayan tedaviler son yıllarda giderek daha çok tercih edilmektedir. Bunun en büyük nedenleri; ameliyatsız yüz germe tekniklerinin hızlı sonuç vermesi, hastaların bıçak altına yatmasına gerek kalmaması, komplikasyon riskinin minimal seviyede olması ve iyileşme sürecinin çok kısa olmasıdır.
Ameliyatsız yüz germe işlemleri hem cildin toparlanmasını sağlar hem de ince kırışıklık görünümünün azalmasına yardımcı olur. Bu işlemler kolajen üretimini de tetikleyerek cildin yenilenmesini ve yeniden gençlik ışıltısına kavuşmasını sağlayabilmektedir.
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi nedir?
Yaşlandıkça, cildimizde birtakım değişikler meydana gelir. Genç ve sağlıklı bir cilt esnek, sıkı ve ışıltılıdır. Yaşlanan ciltlerde ise lekeler, kırışıklıklar, sarkmalar ve matlaşma ortaya çıkar. Cilt yaşlanmasının temel nedeni kolajen ve elastin kaybıdır. Kolajen ve elastin cildi destekler, esnek, pürüzsüz ve sıkı kalmasını sağlar. Yaşlanma sürecinde kolajen üretimindeki yavaşlamanın yanı sıra cilt ve yüz dokularında hacim kaybı da oluşur. Bu durum cildin sarkmasında büyük rol oynar. Hacim ve kolajen kaybına bir de yer çekiminin etkisi ve yüz kaslarının zayıflaması eklendiğinde cildimiz sarkar. Cilt sarkması problemini gidermeye yönelik cerrahi olmayan uygulamalar ameliyatsız yüz sarkması tedavisi olarak adlandırılmaktadır.
Lokal anestezi ile klinik ortamda gerçekleştirilen ameliyatsız tedavi yöntemleri orta yüz düşüklüğünü, yanak bölgesindeki sarkmaları, kaş düşüklüğünü, çene hattında oluşan deri sarkmalarını, boyun sarkması ve kırışıklıkları giderebilmektedir.
Ameliyatsız yüz sarkması tedavi çeşitleri nelerdir?
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi aslında birbirinden farklı çok sayıda yöntemin genel adıdır.
Yaygın uygulanan ameliyatsız yüz sarkması tedavi çeşitleri şöyle sıralanabilir:
- Radyofrekans uygulamaları
- Lazer yöntemleri
- Fokuslu ultrason
- Mezoterapi ve PRP işlemi
- Dolgu ve botoks gibi enjeksiyon uygulamaları
- İple yüz germe (Fransız Askısı, Happy Lift vb.)
- Dermapen (Mikro iğneleme)
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi nasıl uygulanır?
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi farklı yöntemlerle uygulanmaktadır. Kimi yöntemler cihazlarla gerçekleştirilirken, kimi yöntemler ise enjeksiyon, cilt altı ipleri gibi işlemleri içermektedir.
Yaşlanma karşıtı tüm tedavilerde olduğu gibi sarkma tedavisinde hastaya özel doğru yöntemin seçilmesi önemlidir. Yapılan ön değerlendirmede hastanın sarkma şikayetinin seviyesi, beklentileri, cilt yapısı gibi kriterler göz önünde bulundurulur.
Uzmanlar tarafından uygulanan hastaya özel ameliyatsız cilt germe tedavileriyle; yanaklara yeniden hacim kazandırılır, nazolabial çizgiler düzleştirilir, kaş kaldırma gerçekleştirilir, orta yüz düşüklüğü toparlanır, çene hattı belirginleştirilir, yüze daha oval ve çekici bir görünüm kazandırılır, boyun gerginleştirilerek sarkma ve kırışıklık problemi giderilebilir.
Ameliyatsız yüz germe tedavileri arasında lazer lifting en çok tercih edilen uygulamalardan biridir.
Fraksiyonel lazerle uygulama bölgesine atış yapılarak cildin alt katmanlarında kontrollü hasarlandırma meydana getirilir. Lazer ışınları cildin kendini yenileme mekanizmasını harekete geçirerek, yüz bölgesinin sıkılaşmasına, toparlanmasına yardımcı olur.
Cilt gençleştirme ve yenileme alanında yaygın kullanılan radyofrekans ve fokus ultrason gibi uygulamalar kapsamında da yine özel cihazlar eşliğinde sarkma ve kırışıklık tedavisi gerçekleştirilir.
Fransız askısı yöntemiyle, özel medikal ipler belli noktalardan cilt altına tatbik edilir. Bu yöntem yüz ifadesini koruyarak doğal bir gençleşme sağlar. Sarkmalar toparlanır, ince kırışıklıklar yok olur.
Dolgu uygulamalarıyla da cildin hacim kaybı giderilebilmektedir. 6 ve 8 nokta teknikleri kullanılarak ciltte sarkma ve kırışıklık olan bölgelere dolgu maddesi enjekte edilir.
Yöntemlerin tamamı klinik ortamda gerçekleştirilir. İşlem öncesinde uygulanan lokal anestezi veya anestezik kremlerle hastanın konforu artırılabilir. Hastalar günlük yaşamlarına işlemlerin ardından hemen dönüş yapabilirler.
Ameliyatsız yüz sarkması tedavisi kalıcı mıdır?
Ameliyatsız tedavi yöntemleri kalıcı olmamakla birlikte belli süreyle etkisini korumaktadır. Uygulamaların etkisi sona erdiğinde yeniden tekrarlanabilmektedir.
Hastadan hastaya değişmekle birlikte;
- Fransız askısı yöntemi 5 yıla kadar kalıcılığını korur.
- Dolgu uygulamaları genellikle 12 ila 18 aya kadar etkilidir.
- Lazer lifting yöntemi 12 ila 18 ay kalıcıdır.
- Radyofrekans yaklaşık olarak 1 yıl süreyle etkisini korumaktadır.
- Fokus ultrason yöntemi de 1 yıldan 2 yıla kadar kalıcıdır.
Selülitlerden Kurtulmanın Etkili Yöntemleri
Selülit, en basit ifadeyle deri altındaki ceplerde yağ hücrelerinin birikmesi olarak tanımlanabilir. Genellikle uyluk, kalça, bacak ve karın bölgesinde ortaya çıkarak yumrulu, çukurlu görünüme neden bir cilt problemidir. Kadınlarda çok daha yaygın görülen selülitler, sağlığa zararlı olmamakla birlikte estetik açıdan rahatsızlık yaratmaktadır.
Selülit oluşumunu gidermenin birçok farklı yolu bulunmaktadır. Selülit tedavisi; lazer, ultrason, radyofrekans enerjisi gibi teknolojilere sahip özel cihazlarla, lenf drenaj yöntemiyle veya mezoterapi ile gerçekleştirilebilmektedir.
Selülit nedir?
Yağ hücreleri deri katmanlarının arasına doğru çıktığında çukurlu, yumrulu, pütürlü bir görünüme yol açar. İşte bu durum selülit olarak adlandırılır.
Selülit yaygın olarak kadınlarda görülen, erkeklerde ise nadir rastlanan bir tür dolaşım bozukluğudur. Selülitin genellikle kadınları etkileyen bir problem olmasının temel nedeni her iki cinste yağ dokusu, bağ dokusu ve kas dokularının farklı şekillerde dağılım göstermesidir. Bağ doku bantları erkeklerde çapraz, kadınlarda ise dikey olarak uzanır. Yağ hücreleri büyüğünde, bu bantlar tarafından sıkıştırılır. Bu durum selülite yol açar.
Sıklıkla bacak, kalça, uyluk ve karın bölgelerinde ortaya çıkan selülitler deri üzerinde çukurlu, yumrulu yapılar halinde kendini gösterir. Portakal kabuğu görünümü selülitleri tanımlamak için en sık kullanılan ifadelerden biridir.
Selülit neden oluşur?
Sağlık açısından herhangi bir zararı olmayan selülitler çoğu zaman normal kabul edilmektedir. Genellikle kadınlarda görülen selülit oluşumunun kesin bir nedeni bilinmemekle birlikte selülit oluşumunu tetikleyen ve riski artıran bazı unsurlar şöyle sıralanabilir:
- Genetik yatkınlık
- Hormonal değişiklikler
- Doğum yapma
- Az su tüketmek
- Kötü beslenme
- Hareketsiz yaşam
- Hızlı kiloalımı ve kilo kaybı
Selülit nasıl önlenebilir?
Estetik anlamda kişiyi rahatsız edebilen selülitleri önlemenin veya azaltmanın en etkili yolu sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemektir.
- Beslenme listenin başında gelmektedir. Meyve, sebze ve lif açısından zengin gıdaları tüketmek selülit riskini azaltır. Öte yandan, daha sağlıklı, sıkı ve genç bir cildin temel ihtiyaçlarından biri de kolajendir. Ciltte kolajen üretimini tetikleyecek C vitamini yönünden zengin besinler de mutlaka tüketilmelidir.
- Her gün bol sıvı tüketmek selülit karşıtı en basit önlemlerden biridir.
- Her gün düzenli egzersiz yapmak hem kilo vermehem de ideal kiloda kalmayı sağlar; kas yoğunluğunu da artırarak selülitleri önlemeye yardımcı olur.
- Sigara ve alkol tüketiminden uzak durarak selülit riskini azaltmak mümkündür.
Bunun yanı sıra hafif seviyedeki selülit probleminin çözümünde masaj etkili bir yöntemdir. Problemli bölgelere elle veya fırça ile masaj yapmak kan dolaşımını hızlandırarak, selülit görünümünü azaltabilir.
Selülit tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Cilt pürüzsüzlüğünü bozan selülitlerin giderilmesinde ameliyatsız estetik yöntemleri kullanılmaktadır.
Selülit tedavisi kapsamında uygulanan yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Emtone: FDA onaylı bu özel yöntemde, termal ve mekanik enerji bir arada kullanılmaktadır. Selülitler bu ikili sistemle yok edilebilir.
- Coaxmed:5 farklı teknolojiyi aynı cihazda buluşturan Coaxmed, çoklu cilt problemlerinde etkili bir çözümdür. Özellikle cilt gençleştirme alanında kullanılan bu cihazın tedavi ettiği problemlerden biri de selülittir.
- Exilis Elite:Radyofrekans ve fokuslu ultrasonun birlikte kullanıldığı bu uygulama cildi yeniler ve sıkılaştırır. Selülit tedavisinde de etkili bir yöntemdir.
- Lazer tedavisi:Lazer ışınlarının problemli bölgelere uygulanmasıyla selülitler yok edilebilir.
- Lenf Drenaj (Pressoterapi):Dışarıdan basınç uygulanarak vücudun dolaşım sistemini düzenlemeye yardımcı olan bu yöntem, selülit görünümünü gidermede son derece başarılıdır.
- Mezoterapi:Lipoliz Mezoterapisi olarak adlandırılan yöntem kapsamında, yağ dokularının parçalanmasına yardımcı olan özel bir karışım, selülitli bölgeye enjekte edilir. Böylece hem bölgesel yağlanma hem de selülit problemi giderilebilmektedir.
Fraksiyonel Lazer Tedavisi ile Cilt Yenilenmesi
Cilt yenileyici estetik yöntemler arasında tüm dünyada en çok kullanılan uygulamaların başında gelen fraksiyonel lazer tedavisi, özellikle lekeler, izler ve kırışıklıklar üzerinde son derece etkilidir. Fraksiyonel lazer teknolojisinin gelişmesiyle birlikte hem çok daha başarılı sonuç veren hem de yan etkileri minimal seviyeye inen bu tedavi, uzmanlar tarafından gerçekleştirildiği takdirde son derece güvenlidir.
Fraksiyonel lazer tedavisi nedir?
Devrim niteliğindeki fraksiyonel lazer, leke tedavisi ve ameliyatsız cilt gençleştirme alanında en etkili yöntemlerinden biridir.
Fraksiyonel lazer tedavisi, kırışıklıkları, güneş ve yaşlılık lekelerini, sivilce izlerini, yanık veya kesik izleri ile cilt çatlaklarını gidermenin yanı sıra cildi sıkılaştıran ve cilt tonunu dengeleyen etkileri kanıtlanmış bir yöntemdir. Ayrıca bu yöntemle sivilce tedavisi de sağlanır.
Fraksiyonel lazer cilt yenileme işlemi lekeli, yaşlı, kırışmış, matlaşmış, hasarlanmış cilt katmanının kontrollü bir şekilde soyulmasıdır.
Fraksiyonel lazer uygulaması iki şekilde gerçekleştirilebilir. Klasik fraksiyonel lazerde hem epidermis adı verilen üst deri katmanı hem de alt deri katmanı kontrollü bir şekilde soyulur. Karbondioksit fraksiyonel lazerde ise sadece epidermis tabakası soyulur. Soyulma işleminin ardından ortaya yeni cilt çıkar.
Kaç seans uygulanır?
Fraksiyonel lazer uygulamasında seans sayısı bölgeye ve cilt probleminin yoğunluğuna göre değişmektedir. Örneğin hafif sivilce izlerinin ya da ince çizgilerin yok edilmesi için 2 seans yeterli gelebilirken daha derin akne izleri 3 veya 4 seansta giderilebilir.
Genellikle standart cilt problemlerinde iyi sonuç alınabilmesi için ortalama 4 seans önerilmektedir. Ancak çok derin yara izleri ve kırışıklıklar için ek seans gerekebilmektedir.
Fraksiyonel lazer tedavisi kalıcı mıdır?
Fraksiyonel lazer tedavisi, çok derin yara izleri ile yoğun ve yerleşik kırışıklıklar haricinde kalıcı etki sunmaktadır. Tedavinin cilt yenileme ve gençleştirme etkileri uygulama sonrası yaklaşık 3 ayda optimum seviyeye ulaşır. Bu sürenin ardından gerekli görüldüğü takdirde ek seanslarla yoğun leke, iz ve kırışıklık problemlerinin azaltılması sağlanabilir.
Fraksiyonel lazer tedavisi kullanım alanları nelerdir?
Kişiye özel planlanan fraksiyonel lazer tedavisinin kullanım alanı son derece geniştir. Bu uygulama, yüz, boyun, göğüs ve dekolte, el, kalça ve bacak bölgelerine özel cihazlarla gerçekleştirilir.
Fraksiyonel lazerin etkili olduğu cilt problemleri şöyledir:
- Akneveya su çiçeği izleri
- Cilt yaraları, ameliyat izleri
- Doğum lekeleri
- Yaşlılık lekeleri, karaciğer lekeleri
- Güneşin ciltte oluşturduğu hasarlar
- Yanık izleri
- İnce çizgiler ve kırışıklıklar
- Göz kapağısarkma ve kırışıklıkları
- Ciltteki çatlaklar
- Ciltte pigmentasyon bozuklukları
- Ciltte matlık
Fraksiyonel lazer tedavisi nasıl uygulanır?
Co2 Fraksiyonel lazer, cilt problemine ve yapısına göre uygun derinlik ve yoğunlukta uygulanır. İşlem kapsamında cilde, aralarında sağlam dokular bırakılarak mikrotermal kolonlar halinde lazer ışınları gönderilir.
Bu mikro kolonlar dermisi hem yüzeysel hem de derinlemesine tedavi eder. Lazer ışınlarının hedefinde su içeren kolajen ve benzeri yapılar vardır. Kontrollü hasara uğratılan hedef bölgelerin hemen yanındaki sağlam dokuların, zarar gören komşu dokuları yenilemesi sağlanır. Yani fraksiyonel lazer tedavisi kapsamında cildin doğal yenilenme ve iyileştirme mekanizması kullanılır.
Bir yandan cildin üst katmanındaki leke ve benzeri problemler giderilirken diğer yandan da cilt yenilenmesini sağlayacak olan kolajen üretimi tetiklenmiş olur.
Seanslar, tedavinin uygulanacağı bölgeye göre değişmekle birlikte yaklaşık 20-30 dakika sürer. İşlem hasta açısından konforludur. Fraksiyonel lazer cihazının soğutma özelliği bulunduğu için atışlar sırasında hasta herhangi bir rahatsızlık hissetmez. Sadece hafif bir yanma ve batma hissi oluşabilir. Çok hassas kişilerde isteğe bağlı olarak uygulama öncesinde lokal anestezik kremler kullanılabilir.
Fraksiyonel lazer uygulaması sonrası kızarıklık ve ödem oluşabilir. Bu şikayetler kısa sürede kendiliğinden geçer. İlerleyen günlerde ise ciltte soyulma, kabuklanma görülmesi normaldir. Tam iyileşme süresi genellikle bir hafta ila 10 gün arasında gerçekleşir.
Emface ile Genç ve Canlı Bir Cilt Kazanın
Yaşlandıkça cildimizdeki kolajen üretimi azalır; cilt elastik yapısını, hacmini ve kas yoğunluğunu kaybetmeye başlar. Ciltte yaşlanmaya bağlı meydana gelen bu etkilerin azaltılması ve yavaşlatılması için çeşitli anti aging yöntemleri kullanılmaktadır. Yaşlanma karşıtı uygulamalar her gün yeni teknolojiler ışığında gelişmekte ve böylece çok daha etkili sonuçlar alınabilmektedir. İnovatif bir teknolojinin ürünü olan Emface de ikili sistemi ile benzersiz bir anti aging tedavisi olarak ön plana çıkar.
Emface, radyo frekansı ile yüksek yoğunluklu odaklanmış elektro manyetik kas stimülasyonunu (Hifes) bir arada kullanır. Böylece bir yandan sarkma problemine karşı ciltte lifting etkisi sağlanırken diğer yandan da kırışıklıklar giderilerek daha genç, daha canlı ve daha çekici bir görünüm elde edilebilir.
Emface nedir?
Emface, yüz gençleştirme teknolojilerinde dünya lideri markalardan BTL tarafından geliştirilen ve özel cihazla uygulanan yenilikçi tedavi yönteminin adıdır. Benzersiz teknolojisiyle en çok talep edilen ameliyatsız cilt gençleştirme uygulamaları arasında yer almaktadır.
Emface, senkronize radyofrekans enerjisi ile HIFES adı verilen patentli teknolojiyi aynı anda uygulayabilen ilk yöntem olma özelliğine sahiptir.
Hifes, yüksek yoğunluklu odaklanmış elektro manyetik kas stimülasyonu anlamına gelmektedir. Yüz şekillendirme ve çene hattının belirginleştirilmesi için seçili yüz kaslarını hedef alır. Düzenli uygulama ile daha çekici ve güzel bir yüze kavuşmak mümkün olur.
Senkronize radyo frekans (RF) ise dermisi yani cildin üst tabakasını ısıtarak kolajen ve elastin üretimini uyarır. Böylece cilt yenilenir, gençleşir, hacim kazanır. Lift etkisi ile sarkma problemi giderilir. Cilt gerginleşir; kırışıklık ve çizgiler belirginliğini kaybeder.
Klinik araştırmalar, Emface’in tek başına kırışıkları %37 oranında azalttığını, %22 oranında lift etkisi sağladığını ve kas yoğunluğunda ise %30 artış meydana getirdiğini göstermiştir.
FDA onaylı Emface, invaziv olmayan, iğne kullanılmayan konforlu ve güvenli bir uygulamadır.
Emface kalıcı mıdır?
Emface’in etkisi kişiden kişiye göre değişmekle birlikte yaklaşık olarak 1 yıla kadar dayanmaktadır. Bir yıldan sonra hastanın cilt yapısına ve yaşına bağlı olarak 6 ayda bir veya yılda bir tekrarlanması önerilmektedir. Düzenli uygulama Emface etkisinin kalıcılığını da artırmaktadır.
Emface kimlere uygulanır?
Yan etkisi bulunmayan Emface uygulaması daha güzel, genç ve canlı bir cilde kavuşmak isteyen herkes için uygundur.
Emface;
- Yüzünde yaşlanmaya bağlı kırışıklık ve sarkma şikayeti olanlar
- Yüzünü şekillendirmek ve çene hattını belirginleştirmek isteyenler
- İğneli işlemlerden korkanlar,
- Cildine dolgu veya bot.oks gibi maddeler enjekte edilmesini tercih etmeyenler için uygundur.
Emface nasıl uygulanır?
Emface yüzü içten dışa yenileyen bir yöntemdir. 20 dakikalık uygulama ile hem cildi yeniler hem de yüz kaslarını şekillendirme amaçlı geliştirir. Emface aplikatörleri özellikle alın ve yanak bölgesine uygulanarak yüzün genel görünümünde etki sağlar.
Senkronize RF, dermisi kontrollü olarak ısıtarak kolajen ve elastin üretimini artırarak cilt gençleştirmeye yardımcı olur. Hifes teknolojisi yani elektromanyetik stimülasyon ise kasları seçici olarak kasarak, kas yapısının yoğunluğunu ve kalitesini artırır. Yüz dokularını onarır ve destekler.
İşlem sırasında hastalar hafif ısı ve nazik titreşimler hisseder. Bu anlamda yüz masajı gibi hissettiren bir uygulamadır.
Standart Emface uygulaması haftada bir olmak üzere 4 seanstır ancak hastanın ihtiyaçlarına ve isteğine bağlı olarak seans sayısı artırılabilir.
EMFACE güvenli bir prosedürdür. Kesi yapılmadığı veya iğne kullanılmadığı için genellikle ağrı/acı hissine yol açmaz.
Cildinizi Güneşin Zararlı Etkilerinden Korumanın Püf Noktaları
Güneş, gezegenimizin ve tüm canlı hayatının yaşam kaynağıdır. Yazın güneşlenmek ve bronz bir tene sahip olmak herkesi daha güzel ve iyi hissettirebilir ancak güneşin de fazlasının sağlık açısından zararlı olabildiği unutulmamalıdır.
Güneşe aşırı maruziyet en masum haliyle cilt lekeleri ve kırışıklıklara neden olurken, cilt kanseri gibi daha ciddi hastalıklara da yol açabilmektedir. Bu nedenle, güneş kaynaklı cilt problemleri ortaya çıkmadan önlem almak önemlidir.
Güneşten korunmak için uygulanabilecek birçok püf noktası bulunmaktadır.
Güneş ışınlarının zararlı etkileri nelerdir?
Güneş hem yararlı hem de zararlı etkilere sahip ışınlar içerir. Güneşten dünyamıza ulaşan ultraviyole ışınlar; Ultraviyole A (UVA), Ultraviyole B (UVB), Ultraviyole C (UVC) olarak sıralanır.
Güneş ışınlarının yararlı etkileri şöyle sıralanabilir: Sağladığı D vitamini sayesinde kemikleri güçlendirir ve geliştirir, bağışıklık sistemine katkı sunar, güneşle etkileşim insanı iyi hissettirir ve psikolojiyi olumlu etkiler, bronzlaşma sağlar.
Güneşin zararlı etkileri ise şöyledir:
- Cildin erken yaşlanmasına yol açar. Kırışıklıkların bir numaralı nedenlerinden biridir.
- Ciltte kahverengi lekelere neden olur.
- Deriyi kalınlaştırır, daha pürüzlü ve katı hale getirir.
- Cildi kurutur.
- Cilt üzerinde istenmeyen ve sağlık açısından da zararlı güneş yanıklarıoluşabilir.
- Gözsağlığını olumsuz etkiler.
- Damarlanmaya yol açabilir.
- Enfeksiyonlara karşı bağışıklığın düşmesine neden olur.
- Deri kanserlerinin başlıca nedeni doğrudan güneşe maruziyettir. Özellikle güneş ışınlarının dik geldiği yazaylarında güneş koruyucu olmadan öğle saatlerinde güneşte kalmak son derece zararlıdır.
Güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı hangi önlemleri alabiliriz?
Basit ama etkili önlemlerle güneşin faydalı etkilerinden yararlanırken zararlı etkilerinden korunabilmek mümkündür.
Güneşin zararlı etkilerinden korunma yöntemleri şu şekilde sıralanabilir:
- Güneş koruyucu ürünler en etkili korunmayöntemlerinin başında gelmektedir. Güneş kremi tipleri ikiye ayrılır. Sunscreen krem, güneş ışınlarını tutar ve UVB’ye karşı etkin koruma sağlar. Sunblock kremler ise cildi adeta bir tabaka gibi kaplayarak zararlı ışınlara karşı koruma kalkanı oluşturur. Çocuklar, bebekler ve cilt hassasiyeti olanlar için bu tip güneş koruyucu krem önerilmektedir.
- Güneş kremi mutlaka kişinin cilt tipine ve ihtiyacına uygun olmalıdır. UVA ve UVB ışınlarının her ikisine karşı etkili güneş koruyucu ürünler seçilmelidir.
- Güneş kremi gün boyu korumasağlamaz. Bu nedenle 2-3 saatte bir yenilenmelidir.
- Ultraviyole korumalı göz çevresini tam kapatan güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
- Yazın geniş siperlikli şapkaların kullanılması faydalıdır.
- Günümüzde artık ultraviyole korumalı kıyafetler de bulunmaktadır. Bu tip kıyafetlertercih edilebilir. Bunun dışında yazın pamuklu ve açık renkli kıyafetlerin ultraviyole geçirgenliği olduğu unutulmamalıdır. Koyu renkli ve mümkünse çok ince olmayan kıyafetlerle güneşten korunmak mümkündür.
- Güneş ışınlarısabah 11.00 ile öğleden sonra 16.00 arasında dik açılı ve yoğundur. Yazın bu saatlerde dışarı çıkılmamalı; çıkıldığında ise mutlaka güneş koruyucu ve şapka kullanılmalıdır.
Tüm önlemlere karşı güneş etkisiyle ciltte çeşitli problemler ortaya çıktığında mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı kimler risk altındadır?
Güneşin zararlı etkileri aslında kadın erkek her yaştan insan için risk yaratmaktadır. Ancak bazı kişilerde risk oranı daha yüksektir.
Bebekler ve çocuklar, kanser hastaları, cilt hassasiyeti olanlar, güneş alerjisi olan kişiler ile açık tenli, kızıl saçlı, mavi gözlü ve çilli insanlar risk grubunda yer alır. Bu tip kişilerin güneşin zararlı etkilerine karşı gerekli tüm tedbirleri almaları ve 4 mevsim güneş koruyucu kullanmaları önemlidir. Cilt tipine uygun kişiye özel ürün seçimi için ise dermatoloji doktoruna danışılması önerilmektedir.
Vücut Şekillendirme Uygulamaları Nelerdir?
Aşırı kilo alıp verme, ilerleyen yaş, doğum yapma, genetik yatkınlık, düzenli spor yapamama, beslenme alışkanlıkları gibi bir dizi nedenle vücutta kişiyi rahatsız eden çeşitli deformiteler meydana gelebilir. Bu problemler vücut şekillendirme yöntemleri ile giderilebilmektedir.
Vücut şekillendirme; fazla yağ dokusunu ortadan kaldırarak daha gergin ve güzel bir cilt elde edilmesi için gerçekleştirilen estetik yöntemlerinin genel adıdır.
Vücut şekillendirme operasyonları ve özellikle liposuction işlemi seçili hasta grubunda tercih edilebilir ancak gelişen teknolojinin de yardımıyla günümüzde cerrahi olmayan vücut şekillendirme yöntemleri de yaygın olarak kullanılmaktadır. Probleme ve bölgeye göre değişen vücut şekillendirme uygulamaları kişiye özel olarak belirlenir. Güvenilir güzellik merkezlerinde uzmanlar tarafından gerçekleştirilen uygulamalar son derece başarılı sonuç vermektedir.
Vücut şekillendirme nedir?
Diyet, egzersiz ve doğru yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi kilo vermek ve sağlıklı bir vücuda kavuşmak için önemlidir. Ancak bazen istenilen vücut şekline sahip olmak için bunlar da yeterli gelmeyebilir. Karın, bel, bacak, kalça, basen, kol gibi bölgelerdeki fazla yağlar kişiyi mutsuz edebilir. İşte bu tip problemler konforlu ve etkin vücut şekillendirme uygulamaları ile çözülebilmektedir.
Vücuttaki bölgesel yağlanma, selülit, deri sarkması gibi problemlerin giderilmesi, kas oluşumunun desteklenmesi ve vücudun daha fit görünmesi için gerçekleştirilen ameliyatsız estetik uygulamalar vücut şekillendirme olarak adlandırılmaktadır.
Karın germe, kol germe, bacak estetiği, liposuction ve yağ enjeksiyonu, meme küçültme, meme büyütme, meme dikleştirme gibi genel anestezi altında hastane ortamında gerçekleştirilen cerrahi yöntemlere alternatif olarak geliştirilen vücut şekillendirme yöntemleri ileri teknolojiye sahip cihazlarla uygulanır.
Vücut şekillendirme yöntemleri sayesinde birçok hasta bıçak altına yatmadan problemlerinden kalıcı olarak kurtularak istedikleri görünüme kavuşabilmektedir.
Vücut şekillendirme çeşitleri nelerdir?
Ameliyatsız vücut estetiği yöntemleri ile kişinin rahatsızlık duyduğu birçok problem kolay ve konforlu bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Vücut şekillendirme uygulamaları ile fazla yağların eritilmesi, karın germe, kol germe, sarkma probleminin giderilmesi, bacak estetiği, kas yapısının desteklenmesi mümkün olmaktadır.
Tercih edilen ve yaygın kullanılan vücut şekillendirme çeşitleri şöyle sıralanmaktadır:
- Emsculpt: Elektromanyetik dalga kullanan özel bir cihazla vücutta hem yağ yakımı sağlanırken hem de kas oranı artırılır. Bu anlamda devrim niteliğinde bir uygulamadır.
- Lazer Destekli İncelme: Bölgesel inatçı yağlar yok edilerek kişi daha sıkı, sağlıklı ve genç bir vücuda sahip olur.
- Coaxmed: Radyofrekans, ultrason, vakum masajı ve cryoliposculpt işlemlerini bir arada sunan bu özel cihazla inatçı yağlar, lekeler, selülit, sarkma problemi giderilir. Bölgesel incelme, gençleşme ve yenilenme sağlanır.
- Lenf Drenaj: Pressoterapi de denilen bu yöntem, dolaşım sistemini düzenleyerek hem genel sağlığın geliştirilmesine etki eder hem de bölgesel incelme, ödemin atılması ve vücudun şekillendirilmesine yardımcı olur.
- Emtone: Termal ve mekanik enerjiyi kullanarak selülit oluşumlarını yok eder.
- Exilis Elite – Saten Vücut Germe: Fokuslu radyofrekans ve ultrason enerjisini aynı anda kullanarak hem cildi sıkılaştırır hem de yeniler.
- Soğuk Lipoliz: Yağ hücrelerini soğutarak küçülten etkili bir yöntemdir.
Cerrahi vücut şekillendirme yöntemleri arasında ise liposuction en popüler uygulamadır. Bu yöntemle vücuttaki bölgesel fazla yağlar cilt altına yerleştirilen bir kanül aracılığı ile emilir. Fazla yağ dokuları aynı operasyonda yağ enjeksiyonu ile farklı bölgelere sıkılaştırma amaçlı nakledilebilir.
Bunun dışında, fazla yağ ve derinin alındığı, bölgesel şekillendirme ve sıkılaştırmanın yapıldığı karın germe ve kol germe operasyonları, kalça kaldırma operasyonu, meme estetiği operasyonu, bacak estetiği operasyonu da diğer cerrahi uygulamalardır.
Vücut şekillendirme nasıl yapılır?
Vücut şekillendirme hastaların ihtiyaç ve taleplerine göre yapılır. Ameliyatlı yöntemler bu alanda uzman doktorlar tarafından hastane ortamında gerçekleştirilir.
Estetik açıdan daha güzel bir vücuda kavuşmak isteyen ancak ameliyat olmak istemeyen hastaların tercih ettiği vücut şekillendirme uygulamaları ise güzellik merkezleri ve kliniklerde bu alanda deneyimli uzmanlar tarafından gerçekleştirilir. Bölgeye ve probleme özel olarak geliştirilmiş çeşitli cihazlarla dışarıdan non-invaziv yöntemlerle uygulama yapılır. Hasta açısından zahmetsiz, hızlı, kolay ve güvenli estetik uygulamalardır.
Vücut şekillendirme uygulamaları kalıcı mıdır?
Vücut şekillendirme yöntemlerinin kalıcılığı hastadan hastaya ve uygulama sonrası kişinin yaşam alışkanlıklarına göre değişmektedir. Ameliyatsız vücut şekillendirme yöntemleri 1-3 yıl arasında kalıcılığını korur. Yıllık düzenli uygulamalarla kalıcılık süresi uzatılabilmektedir.