Ameliyatsız Gıdı Estetiği ile Hızlı Sonuçlar
Çenenin alt bölümü gıdı olarak adlandırılır. Gıdı bölgesinde yağ birikimi (double chin) ve cildin sıkılığını kaybederek sarkması birçok kişide estetik kaygılara yol açmaktadır.
Fazla gıdı görünümü yaygın bir problemdir. Genellikle kilo alımına bağlı yağlanma, deri elastikiyetinin kaybolması, kişinin çene ve boyun yapısı, ileri yaş gibi nedenlerle gıdı bölgesinde fazlalık oluşabilir.
Günümüzde ameliyatsız gıdı estetiği yöntemleriyle bıçak altına yatmadan da fazla double chin görünümü giderilebilmekte, çene ve jawline (çene hattı) çizgisi düzeltilebilmektedir.
Ameliyatsız gıdı estetiği nedir?
Çift çene veya double chin de denilen gıdı bölgesinde yağ birikimi ve sarkma problemlerini gidermek için uygulanan, cerrahi olmayan yöntemler ameliyatsız gıdı estetiği olarak ifade edilmektedir.
Gıdı fazlalığından şikayetçi olan ve ameliyat olmak istemeyenler medikal estetik uygulamaları tercih etmektedir.
Ameliyatsız gıdı estetiğinde kullanılan birden fazla yöntem vardır. Hastanın gıdı probleminin seviyesi, yaşı, cilt yapısı ve beklentileri doğrultusunda en uygun yöntem dermatoloji uzmanları tarafından belirlenir.
Gıdı fazlalığı ve sarkması probleminin tedavisi tek bir yöntemle yapılabileceği gibi bazı durumlarda birden fazla yöntem kombine de edilebilmektedir.
Son yıllarda liposuction veya gıdı germe operasyonu yerine ameliyatsız gıdı estetiği işlemlerinin tercih edilmesinin başlıca nedeni; bu yöntemlerin cerrahi müdahale gerektirmemesi ve genel anestezi alınmamasıdır. Bunun yanı sıra iyileşme sürecinin hızlı olması ve doğal bir görünüm sağlaması da ameliyatsız gıdı tedavisinin avantajları arasında sayılabilir.
Ameliyatsız gıdı estetiği kalıcı mıdır?
Ameliyatsız gıdı estetiği ile elde edilen sonuçlar her zaman kalıcı değildir. Yaşam tarzı alışkanlıklarına dikkat edilmesi, kilo kontrolünün sağlanması, doğru bakım uygulamaları ameliyatsız işlemlerin kalıcılık süresini uzatmaktadır. Yaşlanma ve aşırı kilo alma gibi durumların kişide yeniden gıdı problemlerine yol açabileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte çoğu ameliyatsız gıdı estetiği yöntemi ihtiyaç halinde tekrarlanabilir.
Ameliyatsız gıdı estetiği kimlere yapılır?
Ameliyatsız gıdı estetiği işlemleri, çift çene, belirgin gıdı görünümü, gıdı sarkması gibi problemler yaşayan 18 yaş üzerindeki kişilere uygulanabilir.
Ancak estetik işlemlerin yapılmasına engel bazı durumlar da söz konusudur. Kanser hastaları, diyabet hastaları, bazı ilaçları kullanan kişiler, çok hafif gıdısı olanlara ve gıdı bölgesinde enfeksiyon durumunda ameliyatsız gıdı estetiği yapılamaz.
Ameliyatsız gıdı estetiği nasıl yapılır?
Ameliyatsız gıdı estetiği farklı cilt yenileme yöntemleriyle yapılabilir. En çok tercih edilen gıdı estetiği yöntemleri şöyle sıralanmaktadır:
- Lazer Lipolift: Ameliyatsız yüz germe ve boyun germe yöntemlerinden biri olan lazer lipolift gıdı eritme için de kullanılmaktadır. Gıdı bölgesi için özel dalga boyu kullanılan lazer cihazlarıyla gerçekleştirilen işlem kapsamında fazla yağ dokusu sıvı hale getirildikten sonra vücut tarafından atılması sağlanır veya vakum cihazı ile çekilir. Ardından lazer atışları ile cilt germeuygulanır. Ciltte kolajen üretimini de teşvik eden bu cilt yenileme işlemi lokal anestezi altında tek seans olarak gerçekleştirilir.
- Mezoterapi: Ameliyatsız cilt gençleştirmeyöntemi olarak da bilinen mezoterapi işlemi gıdı inceltme ve eritme amacıyla da uygulanmaktadır. Bu amaçla özel moleküller ve deoksikolat gibi maddeler içeren bir karışım gıdı bölgesine enjekte edilir. Bölgesel yağları doğal şekilde yakan bu moleküller sayesinde gıdı bölgesindeki fazlalık giderilmiş olur. Kişiden kişiye değişmekle birlikte 2 ila 6 seans arasında uygulanabilir.
- Soğuk Lipoliz: Soğuk lipoliz yönteminde özel cihazlar kullanılarak gıdı bölgesi -8 derecede soğutulur. Bu şekilde yağ hücreleri yok edilerek fazla gıdı görünümü iyileştirilebilir. Uygulama 1 ila 3 seans arasında yapılır.
- Fokuslu Ultrason: Ses dalgaları yardımıyla yüz ve boyun bölgesindegerme ve sıkılaştırılma etkisi oluşturmak için uygulanan bir yöntemdir. Fokuslu ultrason yağ eritmekten ziyade lifting ve germe etkisi sağlar. Cilt yenileme etkisi de sunan bu yöntem tek seans uygulanmaktadır.
- Çene Estetiği (Jawline Estetiği): Cilt gençleştirme yöntemlerinden biridir. Yapısal olarak çene hattı geride olan kişilerde gıdı bölgesi daha belirgindir. Bu tip kişilerde çene hattı dolgu uygulaması ile belirgin hale getirilir; böylece gıdı görünümü de hafifletilmiş olur.
- Radyofrekans: Cilt yenileme ve gençleştirme uygulaması olan radyofrekans yöntemi gıdı estetiğinde de kullanılabilir. Gıdı bölgesine radyofrekans enerjisi verilerek cilt altındaki dokular ısıtılır. Kolajen üretimini artıran ve hızlandıran bu işlem özellikle gıdı sarkması ve gevşek deri problemlerinin giderilmesini sağlar.
Ameliyatsız yöntemlerin etkili olmadığı hastalara liposuction işlemi veya gıdı germe ameliyatı uygulanabilir.
Kalıcı Akne İzleri İçin Tedavi Yöntemleri
Sadece ergenlikte değil her yaşta yaygın rastlanabilen cilt problemlerinden biri de aknedir. Akne ve sivilce problemi ile birlikte özellikle yüz bölgesinde ortaya çıkan akne izleri kişiye özel tedavilerle düzeltilebilir.
Medikal akne izi tedavisi kapsamında farklı yöntemler uygulanabilmektedir. Akne izlerinin derinliği, boyutu, yeri, kişinin cilt tipi gibi faktörler seçilecek yöntemi belirler. Ayrıca deri altında ortaya çıkan kistik yapılara bağlı olarak kendini gösteren sivilceler de çoğunlukla iz bırakma eğilimdedir. Bu nedenle tedavi kapsamında bu tip aknelerin de yok edilmesi önem taşır.
Uzmanlar tarafından düzenli aralıklarla uygulanan doğru yöntemler sayesinde ciltte akne ve sivilce nedeniyle ortaya çıkan çukurlaşma, kabarıklık veya renk farkları iyileştirilebilmektedir.
Akne izi nedir?
Akne, ciltteki yağ bezlerinin tıkanması veya iltihaplanması sonucu oluşur. Ergenlik döneminde yaygın görülen bu cilt problemi yetişkinlerde de ortaya çıkabilir.
Akne beyaz veya siyah noktalar, kistler veya nodüller şeklinde görülebilir. Sivilce akne ile aynı anlama gelse de genellikle daha küçük boyutlu şişlikler sivilce olarak adlandırılır.
Akne ile birlikte ortaya çıkan bir diğer cilt problemi de izlerdir. Akne ve sivilcelerin iyileşme sürecinde ortaya çıkan kalıcı izlere akne izi veya akne skarı denilmektedir. Özellikle büyük boyutlu ve derin aknelerin iz bırakma ihtimali daha yüksektir.
Akne izleri koyu renkli lekeler şeklinde olabileceği gibi ciltte çöküntü ve çukur (atrofik skar) veya kabarıklık (hipertrofik skar) şeklinde ortaya çıkabilir.
Akne izleri yüzeysel ve derin izler olarak iki ana kategoride değerlendirilmektedir.
Yüzeysel sivilce izleri cildin üst tabakasında meydana gelen ve genellikle alt tabakanın etkilenmediği vakalardır. Kırmızı renkte leke şeklinde görülebilir ve hafif çökme de görülebilir.
Derin sivilce izleri ise cildin alt tabakasını etkiler ve kalıcı iz bırakma eğilimi vardır. Derin akne izleri kendi içinde üçe ayrılır.
- İcepick skar ciltte delik şeklindeki dar yapılı akne izleridir. Bu yuvarlak veya oval izler cildin yağ tabakasına kadar uzar.
- Boxcar skar krateri andıran bir çökme şeklinde ortaya çıkar. Keskin kenarlıdır. İcepick skar kadar derine uzanmaz ancak daha geniş bir alanı etkileyebilir.
- Rolling skar akne nedeniyle ciltte meydana gelen dalgalı ve düzensiz çukurlardır. Yumuşak kenarlıdır.
Akne izleri yara ve leke tedavisi yöntemleriyle giderilebilir.
Akne izi neden olur?
Akne izleri çeşitli nedenlerle meydana gelebilir ve bu izlerin oluşumunda cildin doğal iyileşme sürecinde açığa çıkan kolajen miktarı da etkilidir. Akne izlerinin nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Şiddetli iltihaplanma ve buna bağlı cildin yoğun hasar görmesi
- Aknelerin zamanında ve doğru yöntemlerle tedavi edilmemesi
- Akne tedavisine düzenli devam etmemek
- Akne ve sivilceleri sıkmak ve patlatmak
- Yanlış cilt bakımıürünleri/rutini
- Genetik olarak akneli cilde yatkın olmak
- Derin ve kistik yapıdaki akneler
Akne izi belirtileri nelerdir?
Ciltte akne sonrası meydana gelen;
- Çukurlar (Atrofik İzler)
- Yükselmiş yani kabarık görünümlü, kırmızı veya pembe renkte izler (Hipertrofik İzler)
- Kalın, kabarık ve düzensiz şekle sahip izler (Keloid İzler)
- Pürüzlü ve dalgalı izler
- Koyu veya açık renkli lekeler sivilce izibelirtileri arasında sayılabilir.
Akne izi nasıl tedavi edilir?
Akne izi ve yara tedavisi farklı yöntemler içermektedir. Akne izinin yeni veya eski oluşu, yüzeysel veya derin oluşu, önceki tedaviler, kişinin cilt yapısı ve rengi seçilecek tedaviyi de belirlemektedir.
Akne izleri tedavisi topikal krem uygulaması, kimyasal peeling, lazer, radyofrekans, dermabrazyon, dolgu, mikro iğneleme, subsizyon gibi farklı yöntemlerle veya bu yöntemlerin kombine edilmesiyle uygulanabilir.
En yaygın kullanılan modern akne izi tedavi yöntemleri şöyledir:
- Lazerle akne izi tedavisi: Cilt gençleştirmeyöntemlerinden biri olan lazer tedavisi akne izlerinin giderilmesinde de etkin olarak kullanılır. Akne izlerinin bulunduğu bölgeye gönderilen lazer ışınları hasarlı dokuları parçalayarak yerine taze, yeni ve sağlıklı dokunun gelmesini sağlar. Cilt yenileme etkisi ile birlikte kolajen üretimini de artırarak izlerin görünümünün azaltılmasına yardımcı olur. Lazer tedavisi sonrası ciltte hafif kızarıklık oluşabilir. Kızarıklık şikayeti geçicidir.
- Radyofrekans tedavisi: Diğer adı altın iğneolan bu yöntemle ciltte problemli bölgede ısı artışı sağlanarak kolajen ve elastik lif oluşumu tetiklenir. Bu da cildin yenilenmesini ve izlerin giderilmesini sağlar. Radyofrekans uygulaması aynı zamanda bir cilt gençleştirme yöntemidir.
- Kimyasal Peeling: Uygulamakapsamında cilt özel bir içerikle soyulur. Sonrasında cilt yüzeyi yenilenerek daha pürüzsüz ve lekesiz bir cilt elde edilir.
- Dermaroller(Mikroiğneleme): Mikro iğnelerle ciltte küçük delikler açılarak kontrollü hasar oluşturulur. Cildin kendi kendini yenileme özelliği harekete geçirilir.
- Dolgu: Çukur izleri dolgu maddeleri ile doldurarak cilt yüzeyi düzleştirilir.
- Subsizyon: Daha çok rolling skarlar için kullanılır. Cilt altındaki bağ dokular kesilerek cildin daha pürüzsüz görünmesi sağlanır.
Leke tedavisi sonrası cildin korunması için güneş kremi kullanılması önerilmektedir.
Akne izi tedavisi kalıcı mıdır?
Akne izi tedavisinin başarısı ve kalıcılığı uygulanan yönteme, izin türüne ve kişinin cilt tipine göre değişmektedir. Medikal estetik akne izi tedavileri ile izlerin görünümü büyük oranda iyileştirebilmektedir ve elde edilen sonuçlar kalıcıdır. Bununla birlikte çok derin izleri tamamen yok etmek mümkün olmayabilir.
Vücut Lekeleri Tedavisinde Güncel Tedaviler
Vücudun belli bölgelerinde meydana gelen renk düzensizlikleri cilt lekesi olarak tanımlanır. Vücut lekeleri güneş maruziyeti, genetik faktörler, bazı ilaçlar, hormonal problemler, gebelik ve yanlış kozmetik ürün kullanımı gibi çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.
Cilt lekeleri çoğunlukla zararsızdır ve estetik açıdan kişileri rahatsız eder. Bununla birlikte bazen ciddi sağlık problemlerinin de işareti olabilmektedir. Bu nedenle cilt lekeleri için dermatoloji uzmanına başvurarak lekenin türü, nedeni tespit edilmeli buna göre tedavi uygulanmalıdır.
Günümüzde medikal estetik alanındaki gelişmeler vücut lekesi şikayetlerinin de daha etkin şekilde tedavi edilebilmesini sağlamaktadır.
Leke tedavisi yüz dışında vücudun her bölgesine uygulanabilir. Tedavi yöntemi lekenin türüne, nedenine, seviyesine ve kişinin cilt tipine göre değişmektedir. Güncel tedavilerle vücut lekeleri hafifletilebilir veya yok edilebilir.
Vücut lekeleri nedir?
Melanosit hücreleri tarafından üretilen melanin cilde, saça ve göze rengini veren doğal pigmenttir. Bu hücrelerin normalden çok fazla veya az melanin üretmesi veya hücrelerde meydana gelen düzensizlikler vücut lekesi olarak da adlandırılan renk değişikliklerine yol açar. Cilt lekeleri çoğunlukla güneş ışınlarına aşırı maruz kalınması nedeniyle ortaya çıkar. Ancak genetik faktörler ile diğer çevresel etkenler de vücutta leke oluşmasına neden olabilmektedir.
Cilt lekeleri yaygın olarak yüz, sırt ve göğüs bölgelerinde oluşur. Özellikle yüzde meydana gelen lekeler saklanamadığı için estetik kaygılara yol açabilmektedir.
Cilt lekelerinin türleri ise şöyle sıralanabilir:
- Akne ve sivilce(Aknelerin sıkılması veya yanlış tedavisi ciltte kalıcı lekelere yol açabilir.)
- Melazma(Kahverengi lekeler)
- Güneş lekeleri
- Doğum lekeleri
- Çiller
- Vitiligo (Beyaz lekeler)
- Yaşlılık lekeleri
- Deridöküntüleri; egzama, sedef ve gül hastalığı cilt hastalıkları
- Cilt kanseri
Vücut lekeleri neden olur?
Cilt lekeleri doğuştan olabileceği gibi sonradan birçok farklı nedenle ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenler şöyledir:
- Güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalma ve güneş koruyucukullanmama
- Genetik faktörler
- Yaşlanma
- Hormonal düzensizlikler
- Hamilelik
- Yanlış kozmetikürünler
- Bazı ilaçlar (Doğum kontrol haplarıve antibiyotikler, antidepresanlar vb.)
- Ciltte meydana gelen enfeksiyonlar
- Yanlış peeling uygulamaları
- Kötü beslenme ve az su tüketme
- Sigara ve alkol tüketimi
Vücut lekeleri belirtileri nelerdir?
Vücutta belli bölgelerde cilt tonu ile uyuşmayan açık veya koyu renkli lekelerin oluşması, bir kişide cilt lekesi olduğunun belirtisidir. Lekeler kahverengi tonlarda veya süt beyazı olabilir. Yüz bölgesinde, sırt bölgesinde, omuzda veya ellerin üzerinde belirebilir.
Vücut lekeleri kalıcı mıdır?
Vücut lekeleri bazı durumlarda kalıcı olabilir. Lekelerin türü, tonu, oluşma nedeni, kişinin cilt tipi ve yaşı, genetik yatkınlık gibi faktörler lekelerin kalıcılığında belirleyicidir.
Güneş lekeleri tedavi ile hafifletilebilir ancak tamamen yok edilmesi zordur.
Melazma gibi hormonal değişikliklerle ilişkili lekeler tedavi edilebilir. Ancak tekrar etme ihtimali vardır.
Çiller genellikle kalıcıdır ve güneş ışınlarına maruz kalındığında belirginleşir. Tedavi ile görünümü hafifletilebilir.
İltihap sonrası oluşan lekeler zamanla kaybolabilir, ancak bazı durumlarda da kalıcı olabilirler.
Akne izleri veya cilt yaralanmaları sonrası oluşan lekelerin bazıları zamanla solabilirken bazıları ise kalıcı olabilir.
Bazı cilt tipleri ve genetik yatkınlık pigment bozukluklarının daha kalıcı olmasına neden olmaktadır.
Vücut lekeleri nasıl tedavi edilir?
Leke tedavisi cilt lekelerinin türüne ve nedenine göre dermatoloji uzmanları tarafından kişiye özel olarak planlanır. Vücut lekeleri tedavisi şu yöntemlerle gerçekleştirilebilir:
- Özellikle kahverengi lekelerenzim peeling ile hafifletilebilmektedir. Tedavi lekeye yol açan tirozinaz enzimini durdurmayı amaçlar. Yüzeysel lekelerde yüksek başarı sağlanmaktadır.
- Kimyasal peeling tedavisinde özel içerikler kullanılarak cilt kontrollü şekilde soyulur. İşlem sonrası kolajenüretimi tetiklenir; ölü hücreler atılarak cilt yenilenir. Bu uygulama yaz ayları dışında yapılmalıdır.
- Mezoterapi yöntemi de leke tedavisinde kullanılan etkili yöntemler arasında yer alır. Lekeli bölgeye enjekte edilen vitamin, mineral ve enzimler sayesinde cilt yenilenir ve lekeler hafifler. Bu tedavi aynı zamanda cilt gençleştirme amacıyla da yapılmaktadır.
- Biyolojik serum uygulaması ile hastadan alınan kan özel bir işleme tabi tutulur. Ayrıştırılan plaz.ma lekeli bölgeye enjekte edilir. Bu tedavi ile lekeler hafifletilirken cilt kalitesi de artırılır.
- Dermaroller ve dermapen tedavisi kapsamında ciltte mikrokanallar oluşturularak kendi kendine onarım mekanizması harekete geçirilir. Ayrıca açılan mikrokanallardan direkt olarak lekelerin giderilmesine ve cilt yenilenmesine yardımcı içerikler de tatbik edilebilir.
- Lazeryöntemi leke tedavisinde yaygın kullanılan etkili bir uygulamadır. Cilt lekelerinin olduğu bölgelere lazer ışınları ile atış yapılarak cilt görünümü iyileştirilebilir.
Leke tedavilerinden sonra da uygun cilt bakımı rutinleri izlenmeli, güneş koruyucu krem kullanılarak ciltte yeni leke oluşumlarının önüne geçilmelidir.
Göz Altı Morluklarına Veda Edin Etkili Tedavi Yöntemleri
Alt göz kapaklarında meydana gelen koyu renkli halklar göz altı morluğu olarak tanımlanır. Düzenli ve yeterli uyku almama, genetik faktörler, dehidrasyon, kötü beslenme veya bazı sağlık problemleri göz altı morluklarına yol açabilir. Kişiyi olduğundan yaşlı ve yorgun gösteren bu durum yaygın rastlanan estetik şikayetler arasında yer almaktadır.
Günümüzde mezoterapi, kimyasal peeling ve lazer gibi medikal estetik tedavilerle göz altı morlukları giderilebilmekte ve kişi yeniden aydınlık bir göz çevresine kavuşabilmektedir. İleri göz altı morluğu ile birlikte yoğun torbalanma ve sarkma durumu olduğunda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir.
Bu yazımızda göz altı morlukları nasıl giderilir sorusunu detaylı olarak cevaplandıracağız.
Göz altı morlukları nedir?
Sık rastlanan bir hiperpigmentasyon problemi olan göz altı morlukları alt göz kapağı bölgesinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan koyu halkalardır. Göz altı cilt rengindeki bu koyuluğa kan damarlarının görünür hale gelmesi yol açar.
Göz altında koyu halkalar mor, siyah, kahverengi ve hatta mavi tonlarda ortaya çıkabilir. Genetik yatkınlık, yaşın ilerlemesi, koyu ten rengi veya bazı sağlıksız yaşam alışkanlıkları göz altı morluğu riskini tetiklemektedir.
Göz altı morluğu sağlığı tehdit eden bir durum olmamakla birlikte estetik açıdan kişileri rahatsız eden bir cilt problemidir. Hastaya özel çeşitli yöntemlerle etkin tedavisi mümkündür.
Göz altı morlukları neden olur?
Göz altında koyu halka oluşmasının birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Göz altı morlukları şu nedenlerle meydana gelebilir:
- Hiperpigmentasyon (cilt renginden sorumlu melaninpigmentinin normalden fazla üretilmesi sonucu koyu leke oluşması)
- Uykusuzluk
- Yorgunluk
- Genetik faktörler
- Cilt rengi düzensizliği
- Gözleri çok sık ovuşturmak
- Aşırı güneş maruziyeti
- İlerleyen yaş ile birlikte deride incelme meydana gelmesi
- Sigara tüketimi
- Yetersiz sıvıtüketimi
- Dehidrasyon(vücutta sıvı kaybı)
- Demir eksikliği
- Alerjiler, saman nezlesi (alerjik rinit)
- Egzama (Atopik dermatit ve kontakt dermatit)
- Tiroit rahatsızlıkları
- Sinüzit
- Bazı göz damlaları
Göz altı morlukları belirtileri nelerdir?
Göz altı morlukları kendini alt göz kapağındaki dairesel koyulaşma şeklinde gösterir. Göz altı morluğu belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Gözün alt kısmında koyu renkoluşması
- Göz altlarında şişlik
- Yorgun görünüm
- Göz altındaki ince kırışıklıkların belirginleşmesi
- Deride incelme
Göz altı morlukları hangi hastalıkların belirtisi olabilir?
Göz altı morlukları her zaman bir hastalık belirtisi değildir. Uykusuz kalma, yorgunluk gibi modern hayatın akışında ortaya çıkabilen durumlar da göz altında koyu halkaların belirgin hale gelmesine yol açabilir. Bununla birlikte göz altındaki koyulaşma bazı sağlık problemlerine de işaret edebilir.
Alerjik reaksiyonlar göz altında morluğa yol açabilmektedir. Özellikle morlukla birlikte kaşıntı, kızarıklık gibi şikayetler de varsa alerji söz konusu olabilir.
Hormonal bozukluklar da bazen göz altı morluklarının nedenidir. Kadınlarda özellikle adet dönemlerinde veya hamilelik durumunda bu sorun gözlemlenebilir.
Göz altı morlukları bazı kişilerde tiroit hastalıkları ve böbrek hastalıklarına da işaret edebilir.
Göz altı morlukları nasıl tedavi edilir?
Göz altı morlukları hafif seviyedeyse ve geçici sorunlara bağlı ortaya çıkmışsa, evde bazı basit uygulamalarla giderilebilir. Bölgeye soğuk kompres yapmak, salatalık dilimi veya demlenmiş çay poşeti koyarak bir süre bekletmek, sağlıklı beslenmek, yeterli su tüketmek, uyku düzenine dikkat etmek, yüzü sıcak su ile yıkamamak, antioksidan içerikli cilt ürünleri tercih etmek kolay ve etkili yöntemlerdir.
Evde yapılan bu yöntemler sonuç vermediğinde medikal tedaviler devreye alınabilir. Bu tedaviler şu şekildedir:
- Dermatologlar tarafından reçete edilen kolij asit veya azelail asit içeren ürünler, topikal kremve topikal C vitamini içeren ürünler göz altı morluklarına iyi gelebilir.
- Işık dolgusu göz altında morluk, şişlik ve çöküklük problemlerinin tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Uygulamakapsamında hyalüronik asit içeren dolgu maddesi özel iğnelerle bölgeye enjekte edilir.
- Kimyasal peeling hiperpigmentasyon tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemdir. Göz altı için özel hazırlanmış alfa hidroksi asit ve glikolik asitler içeren maddelerle cilde peeling yani soyma işlemi yapılır. Cildin üst katmanı soyularak daha taze ve genç bir cilt dokusu ortaya çıkar.
- Göz altı mezoterapisi koyu halka görünümünü azaltmakta etkili bir yöntemdir. Mezoterapi kapsamında vitamin ve enzim kokteylleri göz altına enjekte edilir; cilt yapısı güçlendirilerek morluklar azaltılır.
- Biyolojik Serum Uygulamasında kişiden alınan kanözel bir işlemden geçirilir. Elde edilen Plaz.Ma. göz altına enjekte edilir. Bu uygulama bölgede cilt yenilenmesini teşvik eder.
- Lazer uygulaması etkili sonuç veren bir göz altı morluk Göz altı bölgesine uygun lazer cihazları ile bölgede cilt yenilenmesi teşvik edilerek koyu halkalar ve ince çizgiler tedavi edilebilmektedir.
- Ameliyatsız yöntemlerin sonuç vermediği hastalarda cerrahi yöntem de uygulanabilmektedir. Blefaroplasti (göz kapağı estetiği) ile fazla deri ve yağ dokusunu alınarak göz çevresidaha iyi bir görünüme kavuşturabilir.
Göz Altı Torbası Tedavisinde Yenilikler
Gözler yüzün odak noktasıdır ve ilk dikkati çeken bölgedir. Bu nedenle göz çevresinde meydana gelen torbalanma ve kırışıklık gibi problemler kişinin yüz güzelliğini etkileyebilir. Göz çevresinin cilt yapısı daha hassas ve incedir; göz altındaki damar yapısı daha yoğun olduğu için yaşlanma belirtileri de burada daha belirgin olabilir.
Göz çevresinde karşılaşılan en yaygın estetik şikayetlerden biri de torbalanmadır. Göz altı torbaları kişiyi olduğundan daha yaşlı, daha yorgun veya mutsuz gösterebilir. Göz altında torbalanmanın birçok nedeni olmakla birlikte en yaygın neden yaşlanmadır.
Günümüzde göz altı torbaları birçok hastada cerrahi müdahaleye gerek kalmadan gelişmiş teknolojiye sahip cihazların da kullanıldığı medikal kozmetik tedavilerle giderilebilmektedir.
Göz altı torbaları nedir?
Göz altında şişlik veya çökük bir görünüme yol açan anormal yağ dokusu birikmesi göz altı torbası olarak tanımlanabilir. Yaş ile birlikte kas ve dokular da zayıflar. Bunun sonucunda göz kapakları eskisi gibi desteklenemez, göz çevresindeki yağ tabakası gözün alt bölümüne gelir. Yağ torbaları belirginleşir. Bu da göz altı torbalanması olarak da ifade edilen durumu ortaya çıkarır.
Göz altı torbaları neden olur?
Göz altı torbalarının en yaygın nedeni yaşlanmadır. Ancak tek neden bu değildir. Kişide göz altı torbalanmasına yol açan faktörler şu şekilde sıralanabilir:
- Aşırı tuz tüketimi ve buna bağlı ödem
- Alerji ve alerjik reaksiyonlar
- Yorgunluk
- Stres
- Uykusuzluk veya yeterli uyku alınamaması
- Uykuda tek bir tarafa yatılması (buna bağlı olarak kan dolaşımı değişir, yerçekiminin de etkisiyle göz altında sıvı birikimi olur)
- Genetik ve yapısal nedenler
- Güneş ışınlarına maruziyet
- Sigara tüketimi
- Dengesiz beslenme
- Göz enfeksiyonları
- Göz altı bölgesinde yaralanma
- Böbrek hastalığı
Göz altı torbaları nasıl tedavi edilir?
Göz altı bölgesinde torbalanma, morluk, kırışıklık gibi problemlerin giderilmesi için ameliyatsız ve ameliyatlı yöntemler mevcuttur. Birçok hastada göz altı torbaları ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir. Ameliyatsız yöntemlerin başlıcaları şöyledir:
- Mezoterapi: Tedavi kapsamında mikro iğneler aracılığı ile göz altına çeşitli vitaminler, mineraller, amino asitler, hyaluronik asit gibi besleyici maddeler enjekte edilir. Cilt kalitesini artırarak yaşlanma etkilerinin azaltılmasını sağlayan göz çevresi mezoterapisi morluk görünümünü de hafifletir. Lazer tedavisi ile kombine edildiğinde daha etkili sonuç verebilir.
- Göz altı ışık dolgusu: Koyu halkalar ve torbaları azaltmak için hyaluronik asit gibi dolgu maddeleri ince iğnelerle göz altına tatbik edilir.
- Fraksiyonel lazer: Bu işlemde cildi sıkılaştırmak ve kalınlaştırmak için kontrollü hasar yaratılır. Lazer ışınları ile oluşturulan mikrotravmalar cildin kendini iyileştirme mekanizmasını tetikler; cildi yeniler, kolajen üretiminin artırılmasını sağlar.
- Dermapen: Dermapen cihazıyla ciltte kontrollü küçük çaplı hasar oluşturulur ve dokuların kendini iyileştirmesi ve yenilemesi teşvik edilir.
- Radyofrekans: Altın iğne radyofrekans cihazı da benzer bir şekilde ciltte kolajen üretimi ve sentezini tetikler ve hızlandırır.
- Plaz.Ma: Plaz.Ma enerjisi kullanılarak göz altı torbalarının görünümü azaltılabilir. Göz çevresinde doku iyileşmesini ve yeni dokuların oluşumunu sağlayarak cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.
- Plastik cerrahi tedavi: Ameliyatsız yöntemlerle başarı elde edilemeyen veya göz altında çok ciddi torbalanma problemi olanlar ise göz estetiği ameliyatı ile tedavi edilebilmektedir. Göz altı torbası ameliyatı kapsamında göz kapağı ve kirpik hizasından mini kesiler açılarak giriş sağlanır; fazla yağlar alınır ve yıpranan kaslar onarılarak göz altı gerdirilir.
Göz altı torbaları nasıl önlenir?
Göz altı torbalarının görünümünün hafifletilmesi veya önlenmesi için kişinin evde uygulayabileceği bazı basit, doğal yöntemler de vardır. Ancak bu yöntemler yerleşmiş torbalanma şikayetlerinde çok da etkili olmayabilir.
Tuz tüketiminin azaltılması, günlük yeterli sıvı alımı, sağlıklı beslenme, sigara ve alkol tüketmemek, yatış pozisyonuna dikkat etmek, göz altı bölgesine özel bakım kremlerini kullanmak tavsiye edilebilir.
Göz altına soğuk kompres uygulamak da şişliklere iyi gelmektedir. Bir bezin içine buz koyarak şiş bölgeye yaklaşık 10 dakika aralıklı olarak soğuk kompres uygulaması yapılabilir. Buz uygulaması 15 dakikadan fazla yapılmamalıdır.
Çay, ödemin atılması ve şişlik görünümünün hafifletilmesini sağlayabilir. Soğuk su ile ıslatılan çay poşetleri göz altına koyularak yaklaşık 10 ila 15 dakika boyunca bekletilebilir.
Göz altı torbaları yüz masajı ile hafifletilebilir. Göz ve sinüs çevresine hafifçe çok bastırmadan masaj yaparak ve parmak uçlarıyla hafif vuruşlar etkili olabilir.
Mezoterapi ile Yüz Gençleştirme
Mezoterapi yaşlanma karşıtı ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemleri arasında sıklıkla tercih edilen uygulamalardan bir tanesidir. Cilt için faydalı maddelerden oluşan özel bir karışımın mikro iğnelerle problemli bölgelere enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bu uygulama cildin yenilenmesini ve onarılmasını sağlayarak kişinin daha genç ve canlı bir görünüm kazanmasına yardımcı olmaktadır.
Sadece kadınların değil son yıllarda erkeklerin de tercih etmeye başladığı mezoterapi tedavisinin farklı çeşitleri bulunmaktadır. Yüz mezoterapisi ve saç mezoterapisi en yaygın uygulanan mezoterapi çeşitlerini oluşturmaktadır.
Saç dökülmesi ve saçların güçlendirilmesi için uygulanan mezoterapi yöntemi saç mezoterapisi olarak adlandırılır. Yüz mezoterapisi ise yüz ve dekolte bölgesindeki cilt problemlerinin giderilmesi, cildin yenilenmesi ve gençleştirilmesi için uygulanmaktadır.
Anti-aging tedavisinin yanı sıra cilt lekelerini giderme ve cilt kalitesini artırma gibi amaçlarla da uygulanan yüz mezoterapisi ciltte kolajen üretimini uyararak daha genç, sıkı ve parlak bir cilt sağlar.
Yüz mezoterapisi nedir?
Yüz mezoterapisi veya diğer adıyla mezolifting cildi yenileyen, onaran ve yaşlanma etkilerini gidermek için uygulanan ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemlerinden biridir.
Yüz mezoterapisi çeşitli vitaminler, mineraller, amino asitler, antioksidanlar vb. bileşenlerden oluşan bir kokteylin cilt altına enjeksiyon ile aktarılmasıdır.
Yüz mezoterapisinin temel hedefi ciltte kolajen ve elastin aktivasyonunu sağlamak ve böylece daha sıkı, pürüzsüz ve nemli bir cilt elde etmektir. Ayrıca bu işlem leke tedavisi kapsamında da kullanılır. Cilt lekeleri mezoterapide kullanılan bazı maddelerin etkisiyle azaltılabilmektedir.
Yüz mezoterapisi kişiye özel estetik cilt bakım uygulamasıdır. Yani işlemde kullanılan içerik kişinin cilt yapısı ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak özel olarak hazırlanır.
Yüz mezolifting uygulaması olarak da adlandırılan işlemde kullanılan vitaminler cilt sağlığını ve yenilenmesini sağlar. Mineraller hücre fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olur. Amino asitler protein yapımını destekler. Hyaluronik asit cildi nemlendirerek dolgunlaştırır. Enzimler metabolizmayı hızlandırır ve cilt yenilenmesini teşvik eder.
Yüz mezoterapisi hangi bölgelere uygulanır?
Yüz mezoterapisinin uygulandığı bölgeler şu şekildedir:
• Alın
• Yanaklar
• Çene
• Göz çevresi
• Göz altı
• Gıdı
• Boyun ve dekolte
Mezoterapide hangi içerikler kullanılır?
Yüz mezoterapisinde kullanılan karışım kişinin ihtiyaçlarına göre uzmanlar tarafından hazırlanır. Genellikle mezoterapi karışımında şu içerikler yer alır:
• Hyaluronik asit
• Lidocaine
• Vitamin A, C, D, E,
• Vitamin B1, B2, B3, B5, B6
• Silica,
• Amino asitler
• Alfa lipoik asit
• Glutatyon
• Nükleik asitler
• Somon DNA
• Polipeptidler
• Koenzimler
• DMAE (Dimetil amino etanol)
Yüz mezoterapisi neden yapılır?
Yüz mezolifting cilt altında kolajen ve elastin üretimini teşvik ederek cildin daha sıkı ve esnek olmasını sağlar.
• Yaşlanma etkilerinin azaltılması,
• Kırışıklık ve ince çizgilerin giderilmesi,
• Cildin sıkılaşması,
• Cildin daha pürüzsüz görünmesi,
• Cildin derinlemesine nem kazanarak daha canlı ve sağlıklı görünmesi,
• Cilt tonunun düzeltilmesi,
• Güneş lekeleri ve yaşlılık lekeleri gibi sorunların giderilmesi için yapılabilir.
Yüz mezoterapisi kalıcı mıdır?
Yüz mezoterapisi ömür boyu kalıcı sonuç veren bir işlem değildir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle 4 ila 8 seans arasında uygulanması önerilmektedir. Ciltteki olumlu sonuçlar birinci seanstan itibaren gözlemlenebilir. 6 ayda bir veya yılda bir kez yapılan uygulamalar, mezoterapinin cilt gençleştirme etkisinin de daha uzun ömürlü olmasını sağlayabilmektedir.
Yüz mezoterapisi kimlere uygulanır?
Cildinin daha genç görünmesini isteyen ve cilt kalitesini artırmayı arzulayan herkese yüz mezoterapisi uygulanabilir. Yüz mezoterapisine ihtiyaç duyabilecek kişiler şöyle sıralanabilir:
• Cilt yaşlanmasını hızlandıran sigara ve alkol tüketenler
• Güneşe aşırı maruz kalanlar
• Sık sık solaryuma girenler
• Cilt bakım rutinini ihmal edenler
• Kronik hastalıkları nedeniyle cilt problemleri yaşayanlar
• Kuru cilt yapısına sahip kişiler
• Akne ve sivilce problemi olan kişiler
• Cildinde çizgi, kırışıklıklar ve sarkma olanlar
• Parlaklığını kaybetmiş matlaşmış cilt problemi yaşayanlar
• Cildinde yara izi ve leke sorunu olanlar
• Daha sağlıklı bir cilde kavuşmak isteyenler
Yüz mezoterapi yöntemleri nelerdir?
Yüz mezoterapisi iğneli ve iğnesiz şekilde yapılabilir. İğneli mezoterapi, ince iğneler aracılığı ile kişiye özel hazırlanan karışımın cilt altına tatbik edilmesini kapsar. İğne korkusu olan veya acı eşiği düşük kişilere uygulanan iğnesiz mezoterapide ise karışımın özel bir cihaz aracılığı ile cildin alt katmanlarına geçmesi sağlanır. Genellikle ultrason, elektroporasyon gibi cihazlarla gerçekleştirilmektedir.
Yüz mezoterapisi nasıl yapılır?
Mezoterapi ile cilt yenileme tedavisi öncesinde dermatolog veya estetik uzmanı tarafından bir ön değerlendirme yapılarak, kişinin cilt tipi, problemleri ve ihtiyaçları tespit edilir.
Buna göre kullanılacak mezoterapi içeriği hastaya özel olarak hazırlanır.
İşlem öncesi cilt temizlenir ve hastanın rahatsızlık hissini azaltmak için cilt yüzeyine anestezik krem sürülür.
Ardından mezoterapi kokteyli, mikro iğneler kullanılarak cildin altına enjekte edilir.
İşlemin süresi cildin durumuna ve tedavi edilen bölgeye bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle 10-30 dakika sürer.
Uygulama sonrası ciltte hafif kızarıklık, şişlik veya morarma olabilir. Ancak bu durum kısa sürede kendiliğinden geçer.
Cilt yenileme ve gençleştirme alanında etkili bir yöntem olan yüz mezoterapisi deneyimli hekimler tarafından donanımlı merkezlerde uygulanmalıdır. Tedavi öncesinde ve sonrasında uzman tavsiyelerine uyularak yan etkiler en aza indirilebilir ve en başarılı sonuçlar elde edilebilir.
Cildinizi Gençleştirecek En İyi Uygulamalar
Cilt yaşlanması sadece yaşın ilerlemesiyle değil yaşam tarzı alışkanlıkları, çevresel faktörler ve genetik unsurlarla da ilişkilidir. Birçok nedenle cilt erken yaşlanabilmekte; ince çizgiler, kırışıklıklar, sarkma ve matlaşma gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Gerek yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan cilt kusurları, gerekse genetik ve dış faktörlerden kaynaklanan cilt problemleri günümüzde medikal estetik uygulamalarla düzeltilebilmektedir. Cilt gençleştirme yöntemleri kişinin cilt yapısı, problemleri, ihtiyaçları ve yaşı doğrultusunda uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmeye göre belirlenir. Düzenli gerçekleştirilen kişiye özel cilt gençleştirme uygulamaları sonunda hastalar daha genç, daha sağlıklı ve daha pürüzsüz bir görünüme kavuşabilmektedir.
Cilt gençleştirme nedir?
Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz, dış etkenlere karşı koruyucu bir bariyer görevi görür. Cildimiz zamanla yaşlanır ve çevresel faktörlerin de etkisiyle çeşitli problemler ortaya çıkabilir.
Ciltte kırışıklık, hacim kaybı, deri sarkması, yaşlılık lekeleri, yara izleri, güneş lekeleri, pigment değişiklikleri, matlaşma gibi problemleri tedavi etmek için gerçekleştirilen uygulamaların tamamı cilt gençleştirme olarak adlandırılmaktadır.
Cilt gençleştirme ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerle yapılabilmektedir. Günümüzde yaşlanma karşıtı kozmetik estetik yöntemleri sayesinde birçok cilt problemi cerrahi müdahale olmaksızın çözüme kavuşturulabilmektedir.
Cilt gençleştirme veya cilt yenileme yöntemleri ile kolajen üretimi tetiklenerek yaşlanma etkileri düzeltilebilmekte, yaşlanma süreci yavaşlatılabilmekte, cildin kalitesini artırılarak hücre onarımı harekete geçirilebilmektedir.
Cilt gençleştirme uygulamaları nelerdir?
Günümüzde anti aging alanında etkili sonuçlar veren birçok medikal estetik uygulama mevcuttur.
En çok tercih edilen cilt gençleştirme uygulamaları şöyle sıralanabilir.
- Cilt bakımı
- Kimyasal peeling
- Dolgu
- Toks
- Gençlik aşısı
- Mezoterapi yöntemleri
- Kök. Hüc. Tedavisi
- Biyolojik Serum Uygulaması
- Fraksiyonel Lazerile cilt gençleştirme
- Ameliyatsız yüz germe(İple Yüz ve Boyun Germe)
- Altın İğnefraksiyonel radyofrekans
- Fokus Ultrason
- Cilt soyma
Cilt gençleştirme uygulamaları kimlere uygulanır?
Cilt gençleştirme tedavisi cildinde yaşlanma belirtileri görülen tüm yetişkinlere uygulanabilir.
- Cildinde kırışıklıkve ince çizgiler olan
- Elastikiyet kaybı ve sarkma şikayeti bulunan
- Yaşlılık lekeleri ortaya çıkan
- Güneş hasarına bağlı lekesorunu olan
- Akneve akne izleri bulunan
- Cildinde renk düzensizlikleri ve pigmentasyon sorunları olan
- Büyümüş ve genişlemiş gözeneklerden yakınan
- Cildi parlaklığını ve canlılığını yitirmiş kişiler gençleştirme yöntemleri ile sorunlarını aşabilmektedir.
Cilt gençleştirme uygulamaları nasıl uygulanır?
- Dolgu: Dolgu uygulaması, cildin altına belirli maddelerin enjekteedilerek kırışıklıkların, ince çizgilerin ve hacim kaybının giderilmesini sağlayan bir estetik tedavi yöntemidir. Genellikle hasta konforunu artırmak için lokal anestezi altında yapılır. Günümüzde çoğunlukla hyaluronik asit içeren dolgular tercih edilmektedir. Kırışıklık ve çizgilerin yok edilmesi; hacim kaybının giderilmesi ve cilt sarkmalarının toparlanması likit lifting dolgularla sağlanmaktadır. Likit lifting dolgular, yüzde çene hattından burun bölgesine, dudaktan elmacık kemiklere kadar her noktaya uygulanabilir.
- Mezoterapi: Mezoterapi, cilt altına vitaminler, mineraller, amino asitler, enzimler ve diğer besleyici maddelerin mikro iğneler yardımıyla enjekte edilmesi yoluyla yapılan bir tedavi yöntemidir. Cildin yenilenmesini, canlanmasını ve daha gençgörünmesini sağlamak amacıyla yapılır. İşlemde cilde lokal anestezi kremi uygulanarak hastanın rahatsızlık hissetmemesi sağlanır.
- GençlikAşısı: Gençlik aşısı cildin gençleştirilmesi, canlandırılması ve nemlendirilmesi amacıyla yapılan bir mezoterapi yöntemidir. Bu tedavi cilt altına hyaluronik asit gibi cildin doğal bileşenlerini içeren maddelerin enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir.
- Fokus Ultrason: Ameliyatsız yüz germeyöntemleri arasında yer alan fokus ultrason işlemi, cilt gençleştirme, sıkılaştırma amacıyla yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason (HIFU) teknolojisini kullanan non-invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, cilt altındaki dokulara odaklanmış ultrason dalgaları göndererek kollajen üretimini teşvik eder ve cildin sıkılaşmasını sağlar.
- Lazerle Cilt Gençleştirme: Cilt dokusunu yenileyerek ve iyileştirerek daha genç, pürüzsüz ve sağlıklı bir görünüm elde etmek amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Lazer lifting tedavisi lazerenerjisini cildin belirli bölgelerine mikroskopik kolonlar halinde ileterek çalışır. Ciltte küçük hasar noktaları oluşturur ve bu bölgelerde yeni kolajen üretimini teşvik ederken, çevresindeki sağlıklı dokuya zarar vermez. Fraksiyonel Lazer ve Optimum Pulse Light Terapi yöntemleri bu alanda tercih edilmektedir.
- Altın iğne fraksiyonel radyofrekans yöntemi:Bu yöntem, cilt altına ince altın kaplamalı mikro iğnelerle radyofrekans enerjisi verilerek cildin yenilenmesini sağlar. Hem mekanik mikro iğneleme hem de radyofrekans enerjisinin birlikte kullanılması, cildin daha derin katmanlarına ulaşarak etkili bir tedavi sunar.
- Toks: Bot. Toks ince iğnelerle cilt altında belli noktalara tatbik edilir; böylece sinir sinyalleri bloke edilerek kasların geçici olarak gevşemesi sağlanır. Bu da ciltteki kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü azaltır.
- Biyolojik Serum Uygulaması: Kişinin kendi kanından elde edilen plazmanın, yüksek konsantrasyonda trombosit içerdiği için cildin yenilenme sürecini hızlandıran doğal bir yöntemdir. T. bositten zengin plaz.ma.lar, büyüme faktörleri ve iyileştirici proteinler içerir, bu nedenle PRPtedavisi cilt dokusunun iyileşmesini ve yenilenmesini teşvik eder.
- Kök. Hüc.Tedavisi: Cilt dokusunun yenilenmesi ve gençleştirilmesi için kök hücrelerin kullanıldığı ileri teknoloji bir estetik tedavi yöntemidir. Vücuttaki birçok farklı hücre tipine dönüşebilen kök hücreler cildin onarılmasına ve yeniden yapılandırılmasına yardımcı olur. Laboratuvar ortamında kişinin kendi kanından cildi yenileyici hücreler ayrıştırılıp çoğaltılarak, kişiye geri enjekte edilir. İşlem sonrası ciltte geçici hafif kızarıklık ve şişlik oluşabilir.
- İple Yüz Germe: Özel medikal iplerin cilt altındaki belli noktalara yerleştirilerek cildin gerilmesi işlemidir. Ultra V-Lift ve Fransız İp Askı yöntemleri ameliyatsız yüz germe uygulamaları arasında en yaygın kullanılan tekniklerdir. Ciltte ameliyatsız lifting etkisi yaratan iple yüz germe, kaş kaldırma, göz çevresi kırışıklarının düzeltilmesi, dudaküstü kırışıklık görünümünün giderilmesi, boyun sarkmalarının toparlanması, kol, karın, göğüs ve iç bacak gibi vücut sarkmalarının iyileştirilmesinde etkilidir.
- Elixir Saten Yüz Germe: Bu yöntemde radyofrekans ve fokuslu ultrason enerjisi eş zamanlı olarak bir arada kullanılır. Kolajen yenilenmesini sağlayan bu özel teknoloji sayesinde zamanla deformasyona uğrayan cildin kalitesi yeniden artırılır. Bu işlem cilt altında onarım sürecini harekete geçirerek kolajen üretiminisağlar ve elastin fiberleri de yenilenir.
Lazer Epilasyon Genel Bilgiler ve İpuçları
Lazer epilasyon istenmeyen tüylerin yok edilmesi veya azaltılması için tüm dünyada tercih edilen kalıcı ve güvenli bir kozmetik işlemdir. Lazer epilasyon yöntemi bu alandaki teknolojik gelişmelere paralel olarak ilerlemiştir. Günümüzde farklı cihazlarla yüz ve vücutta hemen her bölgeye lazer epilasyon uygulanabilmekte ve etkili sonuçlar alınmaktadır.
Geleneksel epilasyon yöntemleri zaman alabilmekte ve kalıcı çözüm sunmamaktadır. Ayrıca ağda, epilatör ve tıraş gibi yöntemler cilde zarar verebilmektedir. Lazer epilasyon uzun vadede koyu renkli tüylerden kalıcı olarak kurtulmayı sağlayarak rahatlık sunar ve pürüzsüz bir cilt elde edilmesine yardımcı olur.
Lazer epilasyon nedir, hangi bölgelere uygulanır ve lazer epilasyon nasıl yapılır gibi merak edilen soruların cevaplarını bu yazımızda derledik.
Lazer epilasyon nedir?
Lazer kelimesi ışığın uyarılmış emisyon yoluyla güçlendirilmesidir. Lazer ışığı oluştuğu dalga boyuna göre farklılaşır. Dalga boyu ve gücüne göre farklı alanlarda tedavi amaçlı kullanılmaktadır.
Lazerin en yaygın kullanıldığı alanlardan biri de epilasyondur. Lazer epilasyon lazer enerjisi kullanılarak vücuttaki istenmeyen kılların yok edilmesini sağlayan ameliyatsız bir işlemdir.
Günümüzde sadece kadınların değil erkeklerin de tercih ettiği lazer epilasyon uzun vadede büyük konfor sunar.
Öte yandan cilt ve kıl rengi, cilt ve kıl yapısı, hormonal değişimler, kullanılan cihazın özellikleri, seanslara düzenli gelinip gelinmediği ve uygulayan kişinin uzmanlığı lazer epilasyon başarısını etkileyen faktörlerdir.
Lazer epilasyon hangi bölgelere yapılır?
Tüm vücut lazer epilasyon göz çevresi dışında her bölgeye uygulanabilir. Uygulama bölgesine ve kıl durumuna göre daha etkili sonuç alınabilmesi için farklı lazer cihazları bulunmaktadır.
Lazer epilasyon uygulanan bölgeler şu şekildedir:
- Yüz
- Kollar ve koltuk altı
- Bacak
- Genitalbölge (bikini bölgesi)
- Sakal üstü bölge
- Boyun
- Sırt
- Göğüs (dekolte bölgesi)
Lazer epilasyon kalıcı mıdır?
Lazer epilasyon uygulaması sarı ve beyaz renkteki tüyler hariç tüm koyu renk tüylerin yok edilmesinde etkilidir.
5-6 seans aralığında kalıcı olarak koyu tüylerden kurtulmak mümkün olmaktadır. Ancak bazı bölgeler için daha fazla seans gerekebilir
Lazer epilasyon nasıl yapılır?
Lazer epilasyon nasıl yapılır sorusunun en basit yanıtı; lazer cihazıyla tüy köklerine yoğun ışık enerjisinin aynı dalga boyunda atımlar halinde gönderilmesidir. Bu ışık enerjisi kıl kökleri üzerine uygulanır; kıl foliküllerinde bulunan melanin tarafından emilir ve ısıya dönüşerek kıl kökünü tahrip eder. Böylece tüylerin yeniden çıkması engellenir veya önemli ölçüde azalır.
En bilinen lazer epilasyon cihazları Alexandrite lazer ve ND-Yag lazerlerdir.
- Alexandrite lazerler tüylere rengini veren melaninleri hedefleyerek kontrollü bir şekilde kıl köklerineetki eder. Alexandrite lazer özellikle beyaz tenli olup da tüyleri koyu ve kalın yapıda olan hastalarda çok etkili sonuç vermektedir. Koyu tüylerin yok edilmesinde en başarılı lazer cihazlarının başında gelir. Soğutucu özellikli cihazlar ağrı şikayetini de azaltarak konforu artırmaktadır. Genital bölge dahil her bölgeye uygulanabilir.
- ND-Yag lazerler tüy yok etme, kılcal damar görünümünü azaltma ve leke tedavisinde kullanılmaktadır. Kıl köklerininyakılarak yok edilmesini sağlayan ND-Yag lazer bikini bölgesi ve koltuk altı gibi hassas bölgelerde güvenli bir şekilde kullanılabilir.
- Diyot lazerler diğer iki lazer cihazına göre daha eski bir teknolojidir. Diyot lazerlerin melanin emilimi düşüktür. Bu nedenle özellikle ince tüylerin yok edilmesinde daha başarısızdır. Ancak diyot lazerler daha derin cilt katmanlarına ulaşabilir; bu bakımdan kalınve koyu renkli kıllar için etkilidir. Yüz bölgesinde ve kollarda tercih edilebilir.
- Son yıllarda en çok tercih edilen yöntem ise buz lazerepilasyon işlemidir. Alexandrite, Nd Yag ve diyot lazerlerin özelliklerinin bir kombinasyonunu içeren bu yöntem soğuk lazer olarak da adlandırılır. Buz lazer yöntemi özellikle hassasiyeti olan hastalar için daha konforlu olabilmektedir.
Lazer epilasyon sonrası özellikle yüze işlem yapıldıysa güneş ışınlarından cildi korumak önemlidir. Bu nedenle güneş kremi uygulanmalıdır. Ayrıca işlem sonrası 24 saat uygulama bölgesine su değmemesine dikkat edilmelidir.
Lazer epilasyon kimlere uygulanır?
Lazer epilasyon yöntemleri istenmeyen tüylerden kalıcı olarak kurtulmak isteyenlere uygulanabilir. 18 yaşın altındaki hastalara da ebeveynlerinin izni ile uygulanabilir ancak hormonal değişiklikler nedeniyle ileride yeniden tüylenme oluşma ihtimali unutulmamalıdır.
Lazer epilasyon işlemi tüylerinin rengi koyu olan kadın ve erkek tüm yetişkinlere uygulanabilir. Ancak lazer epilasyonun sakıncalı olduğu bazı durumlar da söz konusudur.
Lazer ışığına duyarlı olanlar, kanser hastaları, HIV hastaları, lazer uygulanacak bölgedeki enfeksiyon riski olan kişiler, sedef gibi cilt hastalığı olanlar, hamileler veya emziren anneler lazer epilasyondan yararlanamaz. Emzirme sonrası ise kadınlar lazer yaptırabilir.
Işık Dolgusu Gençleşmenin Yeni Yolu
Işık Dolgusu Gençleşmenin Yeni Yolu
Yüzün odak noktası gözlerdir. Güzel gözlere eşlik eden aydınlık ve pürüzsüz bir göz çevresi yüz güzelliğinin de vazgeçilmez unsurudur. Genetik, çevresel veya yaşa bağlı nedenlerle göz çevresinde meydana gelen koyu halkalar, morluk ve çöküklük gibi problemler kişiyi olduğundan daha yaşlı, yorgun ve sağlıksız gösterebilmektedir.
Estetik açıdan kişileri rahatsız eden bu durumun kolay ve hızlı tedavisi ışık dolgusu ile sağlanabilmektedir. Göz altı ışık dolgusu ile daha genç ve sağlıklı bir görünüm elde edilebilmektedir.
Işık dolgusu nedir?
Göz altı bölgesinde yaşlanma başta olmak üzere yoğun tempolu çalışma, sağlıksız yaşam alışkanlıkları, genetik yatkınlık, yanlış cilt bakım uygulamaları gibi nedenlerle koyu halkalar, morluklar, çukurlaşmalar, kırışıklık gibi problemler ortaya çıkabilir.
Işık dolgusu veya diğer adıyla göz altı ışık dolgusu bu problemleri gidererek göz çevresini gençleştirmek için uygulanan ameliyatsız medikal estetik yöntemdir.
Işık dolgusu hyaluronik asit başta olmak üzere çeşitli peptitler ve antioksidanları içeren özel bir karışımın gözaltı bölgesine uygulanması işlemidir.
Işık dolgusu ile gözaltı bölgesinin yeniden hacim kazanması ve ihtiyaç duyduğu nemi alması sağlanmaktadır.
Işık dolgusu tedavisi ne amaçla uygulanır?
Işık dolgusu gözaltında meydana gelen;
- Morluklar
- Koyu halkalar
- Hafif torbalanma ve şişlik
- Çukurlaşma ve sarkma gibi şikayetlerin tedaviedilmesi için uygulanır.
Alanında uzmanlar tarafından doğru hasta grubuna uygulandığında göz çevresindeki çukurların dolup yanağa doğru yükselmesi sağlanır, koyuluklar giderilir; hücreler yenilenerek cilt tazelenir, gözaltı sağlıklı, doğal ve genç bir görünüm kazanır. Ayrıca dolgu içeriğinde bulunan hyalüronik asit göz altı kırıklıklarının da görünümünün hafifletilmesine yardımcı olmaktadır.
Işık dolgusu tedavisi nasıl yapılır?
Gözaltı ışık dolgusu işlemi yapılmadan önce bölge temizlenerek kir ve yağdan arındırılır. Ardından hastanın işlem sırasında göz çevresine anestezik krem sürülür. Lokal anestezi kremleri sayesinde kişi herhangi bir rahatsızlık duymaz.
Kişinin ihtiyaçlarına göre seçilen hyaluronik asit bazlı dolgu içeriği özel bir ince iğne yardımıyla göz altındaki problemli alana dikkatli bir şekilde enjekte edilir. Deri altına dolgu işlemi sonrası hafifçe masaj yapılarak dolgu malzemesinin göz altına doğru şekilde dağılması sağlanır.
Yaklaşık 30 dakikada tamamlanan işlem sonunda göz altı bölgesinde son kontroller yapılarak uygulama tamamlanır. İyileşme süreci kontrol randevusu ile takip edilir.
Işık dolgusu işleminden sonra hafif morluk, şişlik veya kızarıklık gibi problemler ortaya çıkabilir. Bu şikayetler birkaç günde kendiliğinden geçmektedir.
Işık dolgusu sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Göz altı ışık dolgusu sonrası iyileşme sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması ve daha etkili sonuç alınması için dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır.
- Şişlik ve morluk gibi şikayetleri hafifletmek için işlem sonrası bölgeye 2-3 gün boyunca belli aralıklarla soğuk kompres yapılabilir.
- Bölgenin enfeksiyonkapmaması için 12 saat süreyle dokunulmaması gerekmektedir.
- İşlemden sonra 1-2 gün yoğun egzersizden, sauna gibi çok sıcak ortamlardan kaçınılmalıdır.
- Göz altı için su bazlı nemlendiriciler tercih edilmelidir.
- Sadece yüzü değil göz çevresini de güneşin zararlı ışınlarından korumak önemlidir. Bu nedenle iyi bir güneş koruyucu uygulanmalı; gözlük kullanılmalıdır.
- Kontrol randevularına mutlaka gidilerek uzmanlar tarafından iyileşme sürecinin takibi yapılmalı; gerekli düzeltmeler gerçekleştirilmelidir.
Işık dolgusu kalıcı mıdır?
Işık dolgusu sürekli kalıcı etkisi olan cerrahi bir uygulama değildir. Bununla birlikte göz çevresindeki çoklu problemlerin hızlı ve kolay çözümünü sağlayan bir yöntemdir.
Göz altı ışık dolgusunun kalıcılık süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte 6 ila 18 ay arasında değişmektedir. Genellikle 1 yıl kalıcılığını koruyabilen bu işlem belli aralıklarla yapıldığında; kişi sağlıklı yaşam ve gerekli cilt bakım rutinlerini de uyguladığı takdirde kalıcılık süresi daha uzun olmaktadır.
Vücut Çatlakları İçin Etkili Tedavi Yöntemleri
Vücut çatlakları cildin dermis tabakasında kolajen liflerinin birbirinden ayrılmasıyla meydana gelen yırtılmalardır. Bu yırtılmalar nedeniyle cildin yüzeyinde gözle görülen ince izler ortaya çıkar. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen bu durum sağlığı olumsuz etkilemez ancak estetik açıdan göze hoş gelmediği için özellikle kadınların yakındığı yaygın cilt problemlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Cilt çatlakları sıklıkla hızlı kilo alıp verme, hamilelik ve doğum, hormonal düzensizlikler ve genetik faktörler nedeniyle oluşur.
Cilt çatlakları farklı medikal estetik yöntemlerle tedavi edilebilir. Erken tedavi çatlak görünümünün iyileştirilmesi açısından önemlidir. Yeni çatlaklar tedaviye çok daha hızlı ve iyi yanıt verirken eski ve yerleşmiş çatlaklar ise her zaman istenilen sonuçları vermeyebilir. Bu nedenle çatlaklar oluştuğunda üzerinden uzun zaman geçmeden tedaviye başlanması önerilmektedir.
Vücut çatlakları nedir?
Vücut çatlakları veya cilt çatlakları tıpta stria (striae) olarak adlandırılmaktadır. Cildin alttaki dermiş tabakasında kolajen liflerinin kopması veya hasar görmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu duruma genellikle cildin hızlı gerilmesi veya genişlemesi neden olmaktadır. Gerilme ciltte çizgi gibi ince ve uzun izlere yol açar. Bu izler çatlak olarak tanımlanmaktadır.
Vücut çatlakları genellikle bacak bölgesi ile birlikte kalça, karın ve meme bölgesinde veya üst kol içinde görülmektedir.
Yeni oluşan deri çatlaklarının renkleri genellikle pembe, kırmızı ve mor şeklindedir. Zaman geçtikte renk açılarak beyaza döner. Özellikle güneş maruziyeti ile bronzlaşan tende çatlakların görünümü daha belirgin hale gelmektedir.
Pembe ve kırmızı renkli çatlakların tedavisi beyaz çatlakların tedavisine kıyasla çok daha başarılı bir şekilde yapılabilmektedir.
Vücut çatlakları neden olur?
Deri yüzeyinde epidermis tabakası yer alır. Onun altındaki orta tabaka ise dermis olarak adlandırılır. Dermis kolajen ve elastin lifleri bakımından zengin bir katmandır. Bu liflerin gerilme sonucu kopması veya ayrılması ise cildin yüzeyinde gözle görülür yapıdaki çizgimsi izlere neden olur.
Cilt çatlağı nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Hızlı kilo alıp vermecildin ani gerilmesine yol açarak çatlaklara neden olur.
- Hamileliksırasında özellikle karın, göğüs ve kalça bölgelerinde cilt çatlakları sıklıkla görülmektedir.
- Ergenlikdöneminde hızlı büyüme, boyun uzaması ve vücut şeklinin değişmesi çatlak oluşumuna sebebiyet verir.
- Genetik yatkınlık çatlakların bir diğer nedenidir.
- Uzun süreli steroid veya kortizon kullanımı cilt elastikiyetini azaltarak çatlaklara yol açabilir.
- Cushing sendromu gibi hormonal dengesizlikler cilt çatlaklarına neden olabilir.
Vücut çatlakları nasıl tedavi edilir?
Günümüzde medikal estetik alanındaki teknolojinin gelişmesiyle çatlak tedavisi de eskiye oranla daha başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Çatlak tedavileri ciltteki izlerin görünümünü azaltmaktadır ancak çatlak görünümünün tam ve kesin olarak düzeltilmesinin mümkün olmadığı da unutulmamalıdır.
Cilt çatlağı tedavilerinin hedefi çatlakların derinliğinin azaltılması, renginin cilt rengine yaklaştırılması ve görünümünün hafifletilmesidir.
Tedavi süresi ve seans sayısı yönteme, kişiden kişiye ve çatlakların genel durumuna göre değişir.
Tedavide en çok tercih edilen yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Fraksiyonel CO2 Lazeryöntemi: Bu yöntem yara ve leke, yaşlanma, kılcal damar gibi birçok deri probleminin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Fraksiyonel co2 lazer tedavisi ile cilt altına uygulanan lazer ışınları bölgede kolajen ve elastin üretimini tetikleyerek cildin yenilenmesine yardımcı olur. Hasarlı doku yerine sağlıklı doku gelir ve ayrıca cilt daha sıkı bir yapıya kavuşur.
- Radyofrekans uygulaması: Cilt tedavilerinde kullanılan bir diğer yaygın yöntem de radyofrekans uygulamasıdır. Çatlakların bulunduğu bölgeye radyo frekans dalgaları gönderilir. Bu sayede ciltte kolajen üretimi artırılarak hücreyenilenmesi sağlanır.
- Dermaterapi: Uygulamada dermaroller cihazı kullanılır. Çatlakların bulunduğu bölgenin üzerinde gezdirilen dermaroller cihazı bu bölgelerde mikro kanallar oluşturur. Daha sonra cilde serum veya kök. hüc. tatbik edilir ve açılmış mikro kanallar sayesinde dermise ulaşır. Kolajen üretimi hızlandırılarak cilt yenilenmesi sağlanır.
- Biyolojik Serum Uygulaması: Kişiden alınan kanın özel işlemle ayrıştırılarak elde edilen trom.bositten zengin plaz.ma yeniden kişinin vücuduna enjekte edilir. Bu uygulamaile cilt onarımı harekete geçirilerek çatlak izlerinin belli oranda giderilmesi sağlanır. Biyolojik serum fraksiyonel lazer gibi diğer çatlak tedavisi yöntemleri ile kombine olarak da uygulanabilir.
- Krem tedavisi: Kolajen üretimini artıran, C vitaminli veya retinoid içeren kremler çatlak tedavisinde kullanılabilir. Ancak kremler tek başına etkili değildir, mutlaka diğer tedavilerle bir arada uygulanmalıdır.
Çatlak tedavisinde ameliyatsız yöntemler tercih edilmekle birlikte eğer kişide çatlak problemine ileri seviyede cilt sarkması da eşlik ediyorsa germe ameliyatı yapılabilmektedir. Germe ameliyatı ile sarkmış fazla deri alınmakta ve aynı zamanda çatlaklar da tedavi edilebilmektedir.
Vücut çatlakları tedavisi kalıcı mıdır?
Vücut çatlakları tedavisi ile elde edilen sonuçlar kalıcılığını uzun sürede korumaktadır. Bununla birlikte kişinin yeniden aşırı kilo alıp vermesi veya hamilelik gibi durumların yeni çatlak oluşumuna yol açabileceği unutulmamalıdır.
Beyaz çatlak görünümünün tamamen iyileştirilmesi %100 mümkün olmasa da medikal cilt çatlağı tedavileri ile günümüzde etkili sonuçlar alınabilmektedir. Yeni çatlaklarda tedavi çok daha başarılı olurken, eski ve yerleşmiş çatlaklar ise daha zorlu bir tedavi sürecini gerektirebilir.