Mezoterapi ile Cildinizi Besleyin ve Gençleştirin
Mezoterapi hem estetik hem de tıbbi amaçlı kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle cilt sağlığı ve güzelliği, bölgesel zayıflama ve sıkılaşma alanlarında yaygın olarak tercih edilen mezoterapi ameliyatsız bir medikal estetik uygulamadır.
Yüz ve saç mezoterapisi en çok kullanılan mezoterapi yöntemleridir. Yüz mezoterapisi cilt gençleştirme, sıkılaştırma, yenileme, leke giderme gibi amaçlarla yapılır. Saç mezoterapisi ise dökülme karşıtı etkili bir tedavidir.
Mezoterapi uygulaması geniş bir yaş grubundaki hastaya uzman değerlendirmesinin ardından ihtiyaçları doğrultusunda yapılabilmektedir.
Mezoterapi nedir?
Tüm dünyada 70 yılı aşkın zamandır uygulanan mezoterapi hem estetik problemlerin giderilmesinde hem de tıbbi alanda kullanılmaktadır.
Kullanım amacına göre belirlenen özel bir karışımın cildin orta tabakasına enjekte edilmesi işlemi mezoterapi olarak adlandırılmaktadır.
Mezoterapinin en yaygın kullanım alanı anti aging ve cilt yenilemedir. Çeşitli vitaminler, aminoasitler, mineraller, hyalüronik asit ve enzimlerin cilt altına enjekte edilmesiyle hastalar daha genç, daha sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olabilmektedir. Bu işlem ayrıca kan dolaşımını da hızlandırarak yaşlanma karşıtı etkisini artırır.
Mezoterapinin bazı türleri şöyle sıralanmaktadır:
- Yüz Mezoterapisi: Mezolifting olarak da adlandırılan bu yöntem özellikle ciltteki yaşlanma etkilerinin giderilmesi ve lekelerin tedavisinde kullanılır. Yüz mezoterapisi ile kırışıklık ve sarkma problemi büyük oranda giderilebilir, cilt yenilenerek daha sağlıklı, parlak ve pürüzsüz görünür.
- Saç Mezoterapisi: Saçlar, genetik faktörlerden hormon dengesizliğine, çevresel etkilerden sağlıksız yaşam alışkanlıklarına kadar birçok nedenle dökülebilir. Nedeni ne olursa olsun saç mezoterapisi ile kadınlarda ve erkeklerde saç dökülmesi probleminin giderilmesi veya hafifletilmesi, zayıf saçların güçlendirilmesi ve yeni saç oluşumunun desteklenmesi mümkündür.
- SelülitMezoterapisi: Cilt üzerinde portakal kabuğu görünümü ile karakterize olan selülitler özellikle kadınların en büyük dertlerinden biridir. Her yaş grubunda selulit probleminin azaltılması veya yok edilmesi için uygulanan mezoterapi yöntemi ile cilt altına gönderilen maddeler sayesinde selülite yol açan yağlar parçalanır, bölgede kan dolaşımı ve lenfatik sistem düzene girer.
- Bölgesel Yağlanma Mezoterapisi: Karın ve bel bölgesi başta olmak üzere, kol, bacak, gıdı gibi bölgelerde fazla yağbirikimi problemi mezoterapi yöntemiyle çözülebilir. Yağ dokularını yok eden içeriğin cilt altına tatbik edilmesiyle bölgesel zayıflama sağlanır. Daha etkili sonuç için tedavi diyet ve düzenli egzersiz ile de desteklenmelidir.
- İğnesiz Mezoterapi: Diğer adı mezopeeling olan iğnesiz mezoterapison yıllarda iğne korkusu olan ancak mezoterapi yaptırmak isteyen hastaların tercihi olmaktadır. İğne kullanılmayan bu uygulama yüz ve vücudun her bölgesine kullanılabilir. İğnesiz mezoterapi sıkılaştırma sağlamanın yanı sıra yara izi ve çatlak tedavisinde de etkilidir.
Mezoterapi hangi durumlarda yapılır?
Mezoterapi uygulaması hem estetik problemlerin giderilmesinde hem de çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.
Mezoterapinin estetik amaçla kullanıldığı durumlar şöyle sıralanmaktadır:
- Yüz gençleştirme
- Göz çevresi problemleri (Göz altı torbaları, morluklar, kaz ayakları)
- Cilt yenileme
- Saç dökülmesi ve incelmesinin durdurulması
- Akne ve sivilce
- Sıkılaştırma
- Selülit tedavisi
- İz ve leke tedavisi
- Bölgesel zayıflama
Tedavi Amaçlı Kullanım Alanları
- Ağrıve migren
- Gut
- Spor yaralanmaları (Burkulma, kas ve tendon yaralanmaları)
- Romatizmal hastalıklar
- Fibromiyalji
- Alerjiler
Mezoterapi kimlere yapılır?
Mezoterapi uygulaması 18 yaş üstünde olan ve bu işlemi yaptırmaya engel bir durumu olmayan hastalara yapılabilir.
- Ciltte elastikiyet kaybı ile ince çizgiler ve kırışıklıkları olanlar,
- Cilt lekesi problemi olanlar,
- Saç dökülmesi yaşayanlar,
- Bölgesel yağlardan şikayet edenler,
- Selülit problemi olanlar,
- Genel cilt sağlığını iyileştirmek isteyenler mezoterapi yaptırabilir.
Bununla birlikte mezoterapi uygulaması hamileler, emziren kadınlar, kanser hastaları, kalp hastaları, şeker hastaları, kan pıhtılaşması rahatsızlığı bulunanlar ve işlemde kullanılan ilaçlara karşı alerjisi olanlara yapılmamaktadır.
Mezoterapi nasıl yapılır?
Mezoterapi uygulaması genel olarak cildin yenilenmesi, gençleşmesi, sıkılaşması, saç dökülmesinin giderilmesi, bölgesel zayıflama, cilt lekeleri ve izlerinin yok edilmesi için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Yüz ve boyun dışında vücudun birçok bölgesine uygulanabilir. Çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde de tercih edilebilen bu yöntemde kullanılacak içerik kullanım amacına göre değişmektedir.
Mezoterapi işleminde cildin orta katmanına aminoasit, enzim, vitamin ve mineral ile bazen de tedavi amaçlı ilaçlar enjekte edilir.
Uygulama bölgesi temizlendikten sonra hastanın rahatsızlık hissetmemesi için lokal anestezi uygulanabilir. İşlemde çok ince iğneler yardımıyla mezoterapi kokteylleri orta deri katmanına enjekte edilir. İşlem süresi bölgeye göre değişmekle birlikte genellikle 10 ila 40 dakika arasındadır.
Seans sayısı kişinin problemine ve ihtiyacına göre belirlenir. Minimal invaziv bir işlem olduğu için genellikle iyileşme süreci hızlıdır.
Kılcal Damar Tedavileri Sağlıklı ve Işıltılı Bir Cilt
İnsan vücudundaki en ince damar türlerinden biri olan kılcal damarlar, atardamarlar ve toplardamarlar arasında bağlantı kurarak kan dolaşımını sağlar. Kılcal damarların bazı durumlarda genişleyerek cilt yüzeyinde belirgin hale gelmesi estetik açıdan sorun yaratabilmektedir.
Cilt yüzeyine yakın olan ve gözle görülen kılcal damarlar özellikle yüz veya bacak bölgelerinde meydana gelir; ince yapılı, kırmızı veya mor renkte olur. Bu durum damar çatlaması olarak adlandırılmaktadır.
En hafif dereceli varis tipi olarak da bilinen kılcal damarların belirginleşmesine ve genişlemesine neden olan birçok farklı faktör vardır. Güneş maruziyeti, genetik yatkınlık, hassas cilt yapısı, kuru cilt yapısı, gül hastalığı, bazı ilaçların kullanımı, aşırı alkol tüketimi gibi nedenler kılcal damar problemine yol açabilir.
Estetik açıdan kişilerde kaygı yaratan bu durum kılcal damar tedavileri ile çözümlenebilmektedir. Doğru hasta – doğru tedavi yöntemi eşleşmesiyle kılcal damarlar yok edilerek hastalar yeniden sağlıklı ve ışıltılı bir cilde kavuşabilir. Günümüzde kılcal damar tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem ise lazerdir. Lazer tedavisi çoğunlukla hızlı ve güvenli bir yöntem olduğu için tercih edilmektedir.
Kılcal damar tedavisi nedir?
Yüz ve bacak başta olmak üzere vücudun farklı noktalarında belirgin hale gelmiş kılcal damar görünümünün düzeltilmesi için uygulanan yöntemler kılcal damar tedavisi olarak tanımlanır.
Cilt yüzeyine yakın olan, ince, genişlemiş ve estetik açıdan göze hoş gelmeyen kılcal damarlar çeşitli tedavilerle yok edilebilmektedir.
Uygulanacak tedavi şekli ve seans sayısı damarların yapısına, boyutuna, hastanın cilt tipine göre planlanır. Kılcal damar tedavileri minimal invaziv yöntemlerle yapılır.
Kılcal damar tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler şöyle sıralanabilir:
- Lazer tedavisi(özellikle yüz bölgesindeki kılcal damarlar için kullanılır)
- Skleroterapi (Çoğunlukla bacak bölgesindeki büyük kılcal damarlar ve varis için kullanılır)
- IPL (Yoğun Atımlı Işık) Tedavisi (Geniş cilt bölgelerinde ince damarların yok edilmesinde etkilidir)
- Radyofrekans Tedavisi (Hassas cilt yapısındaki hastalar için tercih edilebilir)
Kılcal damarların tedavi edilmesi sonrasında özellikle hassas ciltlerde geçici olarak kızarıklık ve ayrıca morluk, karıncalanma, şişlik gibi belirtiler oluşabilir. Soğuk kompres uygulaması bu geçici problemleri daha hızlı gidermeye yardımcı olur.
Kılcal damar tedavisi neden yapılır?
Kılcal damar tedavisi ince ve genişlemiş kılcal damar görünümünü ortadan kaldırmak için yapılır.
Kılcal damar tedavisinin tercih edilmesinin temel nedeni estetik kaygıların giderilmesidir. Çünkü yüz, bacak gibi bölgelerde ortaya çıkan kırmızı, mavi veya mor renkli kılcal damarlar özellikle kozmetik açıdan rahatsız edici olabilmektedir.
Bazen bacaktaki genişlemiş kılcal damarlar kaşıntı, yanma gibi bazı şikayetlere de yol açabilir. Kılcal damarların yok edilmesi bu rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olabilir.
İncelen ve genişleyen kılcal damarlar yok edilmediği takdirde zamanla görünümü daha belirgin hale gelebilir. Tedavi bu durumun önüne geçebilir.
Kılcal damar tedavisi kimlere yapılır?
Kılcal damar görünümünden şikayetçi olan uygun hastalar tedavi yöntemleriyle bu problemden kurtulabilir. Kılcal damar tedavi yöntemleri:
- Vücudunda ince ve geniş hale gelmiş kılcal damar görünümü olan kişilere,
- Estetik açıdan belirgin kılcal damar görünümünden rahatsızlık duyanlara,
- Bacaklarında kılcal damarlar nedeniyle ağrı, yanma, kaşıntı gibi şikayetleri olanlara,
- Cilt tipi lazer ve diğer ışık tedavileri için uygun olan hastalara uygulanabilir.
Tedavinin uygulanmasının sakıncalı olabileceği bazı durumlar da vardır. Hamileler, emzirme dönemindeki anneler, kanama bozukluğu olan kişiler, epilepsi hastaları, yoğun cilt rahatsızlığı olanlar, kalp pili kullananlar, kronik hastalıkları için sürekli ilaç kullananlar genellikle bu tedaviler için uygun olmayabilir. Bu hastalar ancak dermatoloji doktoru tarafından yapılacak ayrıntılı değerlendirme sonrası uygun bulundukları takdirde tedavilerden yararlanabilir.
Kılcal damar tedavisi kalıcı mıdır?
Kılcal damar tedavisinin kalıcılığı genelde hastadan hastaya ve uygulanan yönteme göre değişmektedir. Çoğunlukla lazer yöntemi ile yapılan uygulama sonrası aynı bölgede yeni kılcal damar oluşumlarının görülmesi son derece nadirdir.
Doğru hasta için doğru tedavi yönteminin seçilmesi ve uygulamanın uzman eller tarafından yapılması genellikle kalıcı sonuç verebilir.
Kılcal damar tedavisi nasıl yapılır?
Güneşe maruz kalma, genetik faktörler, hassas veya kuru cilt yapısı gibi nedenlerle ortaya çıkan kılcal damarlar farklı yöntemlerle giderilebilir.
Kılcal damar tedavileri şu şekilde uygulanmaktadır:
- Lazer tedavisi:Cilt gençleştirme alanında yaygın olarak tercih edilen lazer yönteminin bir diğer kullanım alanı da kılcal damar tedavisidir. Günümüzde kılcal damar tedavisi genellikle lazer yöntemiyle gerçekleştirilmektedir. Lazer tedavisi seçili hastalarda hızlı ve etkili sonuç vermesi, lokal anestezi ile konforlu bir şekilde yapılabilmesi, yüz ve bacak başta olmak üzere vücutta farklı bölgelere uygulanabilmesi nedeniyle tercih edilmektedir. Uygulama bölgesine ve hastanın damar tipine göre Nd YAG Lazer, diod lazer gibi farklı cihazlar kullanılabilir. Lazerle kılcal damar tedavisi öncesinde uygulama bölgesi lokal anestezi ile uyuşturulur. Ardından lazer ışığı cilt üzerinden kılcal damarların üzerine gönderilir. Lazer ışınları damarları ısıtarak yok eder. Lazer tedavisi sayesinde cilt yüzeyi zarar görmez. Kontrollü bir şekilde hasarlandırılan damarları vücut zamanla doğal yollarla temizler.
- IPL tedavisi:IPL (Yoğun Atımlı Işık) tedavisi lazerle benzer şekilde uygulanır. Kılcal damarların tedavi edildiği bu yöntem daha geniş bir ışık spektrumuna sahiptir.
- Skleroterapi:Skleroterapi yöntemi, damar içine ince bir iğne yardımıyla özel bir solüsyonun enjekte edilmesi ile gerçekleştirilir. İşlemde kullanılan solüsyon damarları kontrollü bir şekilde tahrip ederek yok etme prensibiyle çalışır. Bu tedavi yöntemi çoğunlukla bacak bölgesinde meydana gelen kılcal varis oluşumları için kullanılır.
- Radyofrekans Tedavisi:Bu yöntemle kılcal damarlar radyofrekans enerjisi ile ısıtılarak yok edilir. Radyofrekans ile tedavi yöntemi daha çok küçük damarlar ve hassas bölgelerde tercih edilmektedir.
Göz Çevresi Estetiği ile Yorgun Görünüme Veda
Gözler ve göz çevresi yüz güzelliğinin odak noktasıdır. Bu nedenle göz çevresinde meydana gelen kırışıklık, morluk, sarkma, torbalanma ve göz kapağı düşüklüğü gibi problemler kişiyi olduğundan yaşlı, yorgun ve sağlıksız göstererek estetik açıdan rahatsızlık yaratabilmektedir.
Göz çevresindeki estetik problemler ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerle giderilebilir. Göz çevresi estetiği alt ve üst göz kapaklarını, göz altını ve kaşları kapsayan işlemlerdir.
Ameliyat içeren yöntemler genellikle ciddi seviyedeki göz kapağı sarkması ve göz torbalarının giderilmesi ile bazı estetik ihtiyaçlar için kullanılır. Ameliyatsız yöntemler ise hafif veya orta seviyeli göz çevresi kırışıklık problemleri, göz altı morlukları, sarkmalar ve çöküklükler için tercih edilmektedir.
Göz altı estetiği işlemleri çoğunlukla lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Cerrahi işlemlerin bazılarında ise genel anestezi kullanılır.
Göz çevresi estetiği nedir?
Göz çevresinde meydana gelen sarkma, kırışıklık, torbalanma, morluk ve çökme gibi problemlerin giderilmesi için uygulanan medikal kozmetik uygulamalar ve cerrahi işlemler göz çevresi estetiği genel çatısı altında değerlendirilmektedir.
Göz çevresi estetiği yaygın olarak tercih edilen cilt gençleştirme uygulamaları arasında yer alır.
Ameliyatsız göz çevresi estetiği denilince akla gelen ilk uygulamalar dolgu, bot.toks ve lazerdir.
Cerrahi işlemler ise Oküloplasti (Göz çevresi estetiği) olarak tanımlanır ve göz kapakları, göz yuvası (orbita), gözyaşı kanalları ve kaş gibi geniş bir müdahale alanını kapsar. Göz çevresi estetiği kapsamında blefaroplasti işlemi ve badem göz estetiği en çok tercih edilen uygulamalardır.
Göz çevresi estetiği uygulamaları nelerdir?
Cerrahi göz çevresi estetiği uygulamaları şöyle sıralanabilir:
- Üst göz kapağıestetiği
- Alt göz kapağı estetiği
- Badem göz estetiği (Kantoplasti)
- Temporal lift (Şakak germe ameliyatı)
- Kaş kaldırma
Yaygın olarak kullanılan ameliyatsız göz çevresi estetiği uygulamaları ise şu şekildedir:
- Göz altı ışık dolgusu
- Mezoterapi
- toks
- Biyolojik serum uygulaması
- Lazeruygulamaları
- Radyofrekans uygulaması
Göz çevresi estetiği uygulamaları kalıcı mıdır?
Ameliyatsız göz çevresi estetiği yöntemleri belli süre kalıcılığını koruyabilmektedir. Etki süresi seçilen yönteme göre 6 ay ila 2 yıl arasında değişmektedir.
Ameliyatlı estetik yöntemler uzun süre kalıcıdır. Ancak cilt yaşlanması devam eden bir süreç olduğu için belli bir süre sonra yeniden yaşlanma etkileri görülebilir.
Göz çevresi estetiği uygulamaları nasıl yapılır?
Göz çevresi estetiği uygulamaları seçilen yönteme göre farklı şekillerde yapılmaktadır.
- Dolgu uygulamalarıameliyatsız göz çevresi estetiği alanında en yaygın kullanılan yöntemlerdendir. Göz altı ışık dolgusu işleminde genellikle hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri göz altına enjekte edilir. Bu uygulama sayesinde göz altı dolgunluk kazanır ve çökükler, morluklar ve hafif seviyeli torbalar giderilebilir.
- toks işlemi göz çevresindeki kaz ayakları olarak da adlandırılan ince çizgileri ve kırışıklık görünümü tedavietmek için uygulanmaktadır. Bot.toks işlemi ile göz çevresindeki kaslar geçici olarak felç edilir. Böylece cilt gerginleşir ve kırışıklıklar kaybolur.
- Lazer yöntemleri de göz çevresine daha genç ve ışıltılı bir görünüm kazandırmak için yapılabilir. Göz çevresindeki kırışıklıkların yanı sıra lekeler ve cilt tonu problemleri de lazerle giderilebilmektedir. Lazer ışınları ile ciltte kolajen üretimi uyarılarak yenilenme sağlanır.
- Göz altı mezoterapisi işleminde çeşitli vitaminler, mineraller, aminoasitler, peptitler ve hyaluronik asit gibi maddeleri içeren özel bir karışım ince iğnelerle cilt altına enjekte edilir. Bu yöntem özellikle göz altındaki morluk ve koyu halkalar, torbalanmalar ve hafif kırışıklıklarda tercih edilmektedir. Göz altı mezoterapisi ile biyolojik serum uygulaması da kombine edilebilir.
- Cerrahi göz çevresi estetiği alanında ise en çok tercih edilen yöntem Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti) işlemidir. Genellikle bu işlem lokal anesteziile yapılabilir. Ancak bazen genel anestezi de kullanılması gerekebilir. Üst göz kapağı ameliyatında göz kapağının doğal kıvrım çizgisi boyunca bir kesik yapılır, fazla deri ve kas doku çıkarılır, ardından ince dikişlerle kapatılır. Kesi doğal kıvrım çizgisinden yapıldığı için yara izi fark edilmez. Alt göz kapağı ameliyatında genellikle yara izi oluşmaması için alt kirpiklerin hemen altından veya göz kapağının iç kısmından bir kesi açılır. Göz altı torbalarını oluşturan yağ dokusu düzenlenir veya fazla cilt dokusu çıkarılır. Alt göz kapağı ameliyatı kapsamında hastanın ihtiyacına göre göz altına yağ enjeksiyonu uygulaması da yapılabilmektedir. Yağ enjeksiyonu sonrasında göz altı kaybettiği hacmi yeniden geri kazanabilir.
Lazerle Leke Tedavisinde En Son Yöntemler
Cilt lekeleri son derece yaygın görülen bir problemdir. Yüzde ve vücudumuzun farklı yerlerinde ortaya çıkabilen lekelerin temel nedeni cilde rengini veren melanin pigmetinin fazla üretilmesi veya dengesizliğidir. Güneş ışınlarına maruz kalmak, yaşlanma, genetik yatkınlık, yanlış kozmetik ürünlerin kullanımı, cilt hastalıkları, akne, bazı ilaçların kullanımı gibi birçok faktör ciltte leke oluşmasına yol açabilmektedir.
Lekelerin giderilmesi için birçok medikal estetik yöntem bulunmakla birlikte lazer uygulamaları günümüzde en çok tercih edilen tedavileri oluşturmaktadır. Lazerle leke tedavisi ciltte çeşitli nedenlerle ortaya çıkan lekelerin yok edilmesi veya görünümlerinin büyük oranda hafifletilmesi için yaygın olarak kullanılan yöntemleri içermektedir.
Güneş lekelerinden doğum lekelerine, akne izlerinden çillere kadar birçok leke türü için lazer yöntemi uygulanabilmektedir.
Lazerle leke tedavisi genellikle hızlı, etkili ve güvenilir bir tıbbi yöntem olarak değerlendirilmektedir. Dermatoloji uzmanı tarafından yapılan değerlendirme ışığında kişiye en uygun lazer yöntemi belirlenerek tedaviye başlanabilir.
Lazerle leke tedavisi nedir?
Cilt renginden sorumlu olan melanin pigmentinin aşırı üretilmesi veya düzensizliği lekelere yol açar. Yüz başta olmak üzere vücudumuzun birçok bölgesinde ortaya çıkan cilt lekeleri estetik açıdan rahatsızlık yaratabilmektedir.
Leke tedavisinde mezoterapi, kimyasal peeling ve renk açıcı kremler kullanılabilir. Ancak lazer uygulamaları lekelerin giderilmesinde en etkili yöntemdir.
Lazerle leke tedavisi güneş lekelerinden yaşlılık lekelerine, pigmentasyon bozukluklarından akne izlerine kadar her tür leke tipinde kullanılabilir. Cilt altındaki fazla melaninin yok edilmesini sağlayan ve cildi yenileyerek leke oluşumlarının yok edilmesine yardımcı olan lazer tedavileri sadece lekeleri hedef alır. Leke probleminin görülmediği sağlıklı hücrelere zarar vermediği için güvenilir bir yöntem olarak kabul edilebilir.
Lazer tedavisi vücudun tüm bölgelerine uygulanabilir. Yüz, dekolte bölgesi, sırt, ellerin üstü gibi lekelerin olduğu bölgelere, leke tipine ve hastanın cilt yapısına uygun lazer yöntemi uzmanlar tarafından belirlenir.
Lazerle leke tedavisi yöntemleri nelerdir?
Lazerle leke tedavisi farklı özelliklere sahip cihazlarla yapılmaktadır. En sık kullanılan lazer yöntemleri şu şekildedir:
- Q-Switched Nd Yag lazer leke tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Melanin pigmentini hedef alarak ciltte görülen lekeleri yok eder veya görünümlerini azaltır. Orta ve derin dermal katmanlara dört farklı dalga boyu ile etki edebilir. Koyu renkli cilt lekelerinde tercih edilen Q-Switched lazer, özellikle güneş lekeleri, melazma, çil tedavisi için idealdir.
- Karbondioksit (CO2) Lazer cilt gençleştirmeve cilt problemlerinde kullanılır. Cildin derin katmanlarına ulaşarak buharlaştırıcı bir etki yaratır. Cilt yüzeyini soyarak hasarlı hücreleri yok eden bu yöntem yeni hücre oluşumunu teşvik eder. CO2 lazer, yaşlılık lekeleri, sivilce izleri, ince kırışıklıklar, güneş lekeleri ve genel cilt dokusunu iyileştirmek için kullanılmaktadır.
- Fraksiyonel lazer leke tedavisi, çatlak tedavisive sivilce izi tedavisi gibi cilt problemlerinde kullanır. Ciltte mikro kanallar açarak, kontrolü hasar yaratır. Cilt tabakasını soyarak yeni cilt oluşumunu teşvik eden bu yöntem derin cilt lekelerinde, sivilce izleri ve yaşlanma belirtilerinin giderilmesinde kullanılmaktadır. Fraksiyonel lazer yöntemi aynı zamanda bir cilt gençleştirme uygulamasıdır. Genellikle diğer leke tedavileri ile birlikte uygulanabilir.
- IPL( yoğun atımlı ışık ) tedavisi lazerden farklı olarak çok daha geniş spekturuma sahip ışık dalgalarını kullanır. Genellikle orta tabakadaki ve yüzeydeki lekelerde tercih edilen IPL hemen her leke probleminde etkili sonuç verebilmektedir. En yaygın kullanıldığı leke tipleri güneş lekeleri, çiller, roza ve genişlemiş kılcal damar sorunlarıdır.
Lazerle leke tedavisi kalıcı mıdır?
Lazerle leke tedavisi lekelerin kalıcı olarak ortadan kaldırılması veya görünümlerinin en az seviyeye indirilmesi için uygulanır. Doğru leke tipine doğru lazer yönteminin uygulanması ile lekelerin kalıcı olarak giderilmesi veya kalıcı olarak görünümlerinin azaltılması mümkündür.
Lazerle leke tedavisi kimlere yapılır?
Lazerle leke tedavisi;
- Cildindegüneş lekeleri, melazma (kahverengi lekeler), yaşlılık lekeleri, çiller, akne izleri ve pigmentasyon problemleri olanlara,
- Cilt yapısı lazere uygun olan kişilere,
- Genel sağlık durumunda lazer tedavisine engel teşkil eden bir durum olmayanlara uygulanabilir.
Bununla birlikte lazer tedavisi için genellikle kişinin bronzlaşmamış olması gerekmektedir. Aktif enfeksiyon durumu olanlar, cilt hastalığı bulunanlar, hamileler veya emziren kadınlar, aşırı koyu cilt tipine sahip olan kişiler için ise lazer yöntemi ile tedavi önerilmemektedir.
Lazerle leke tedavisi nasıl yapılır?
Lazerle leke tedavisi öncesinde uzman bir dermatolog tarafından kişinin cilt tipi, tonu, lekenin türü ve derinliği değerlendirilerek buna göre tedavi şekli ve planı belirlenir.
Tedavinin ilk aşamasında cilt makyaj ve kirden arındırılır. Ağrı eşiği düşük kişilere lokal anestezi kremi uygulanarak işlem sırasında rahatsızlık hissetmemeleri sağlanabilir.
Lazer cihazı ile lekelerin üzerine atış yapılır. Lazer ışınları ciltteki melanin pigmentini hedef alarak bu pigmenti parçalar. Lazerin yarattığı kontrollü hasar sonrasında cildin kendini yenileme süreci başlar. Böylece lekeler zamanla solar veya tamamen yok olur.
Tedavi kapsamında uygulanacak seans sayısı lekelerin tipine, büyüklüğüne ve derinliğine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle bir seans 15 ila 30 dakika arasında sürebilir.
Uygulama sonrası ciltte geçici olarak hafif seviyeli kızarıklık, şişlik veya hassasiyet görülebilir. Yara oluşumu ise nadir görülen bir komplikasyondur.
Lazer tedavisi sonrasında cilt bakımı ve cildin güneşten korunması son derece önemlidir. Ayrıca uygun ürünlerle cilt nemlendirilmelidir. Tedavinin tam olarak etkisinin anlaşılması 2-3 ay sonra gerçekleşir.
Cilt Tonu Eşitlemek İçin Yüz Leke Tedavisi
Cildimiz güneş ışınlarından yanlış kozmetik ürünlere, beslenmeden hormonal bozukluklara, genetik yatkınlıktan çevresel etkenlere kadar birçok faktörden olumsuz etkilenebilir. En yaygın karşılaşılan cilt problemlerinden biri de lekelerdir. Cilt lekeleri ve izler vücudun birçok bölgesinde ortaya çıkabilir.
Özellikle yüzdeki lekeler kişileri rahatsız ederek estetik kaygılara yol açabilmektedir.
Cilt lekeleri çoğu zaman zararsızdır. Ancak bazı lekeler cilt kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına da işaret edebilir. Bu bakımdan cilt lekeleri tedavisi için ilk adım olarak bir dermatoloji uzmanına başvurularak lekenin türü ve nedeni belirlenmelidir.
Günümüzde tehlikeli olmayan cilt lekeleri kişiye özel farklı medikal estetik tedavilerle giderilebilmektedir. Kremler, peeling yöntemleri, mezoterapi ve lazer tedavileri farklı cilt lekelerine etkili çözümler sunarak pürüzsüz bir cilt elde edilmesine yardımcı olmaktadır.
Yüz leke tedavisi nedir?
Cilt lekeleri çeşitli nedenlere bağlı olarak herkeste ortaya çıkabilen ve sık rastlanan bir problemdir.
Özellikle yüzde alın bölgesi, burun üstü, yanaklar, dudak üstünde meydana gelen belirgin lekeler estetik açıdan kişileri rahatsız edebilmektedir.
Lekeler melanosit hücrelerinin normalin üzerinde üretilmesi veya düzensizliği nedeniyle ortaya çıkar. Saç, göz ve cildin doğal rengi bu hücrelerden gelmektedir. Dolayısıyla hücrelerdeki düzensizlik cilt lekelerine yol açar. Yaşlanma etkisi, güneş ışınlarına fazla maruz kalmak, hamilelik, hormonal bozukluklar, enfeksiyonlar, akneli cilt yapısı, genetik faktörler, bazı ilaçlar, sağlıksız beslenme ve yaşam alışkanlıkları leke oluşumunun nedenleri arasında yer almaktadır.
Ciltte meydana gelen lekelerin yok edilmesi veya görünümünün azaltılması için uygulanan yöntemler leke tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Yüz leke tedavisi de yüze uygulanarak cildin lekelerden arınmasını ve daha pürüzsüz görünmesini sağlayan yöntemleri kapsar.
Yüz leke tedavisi çeşitleri nelerdir?
Leke tedavisi lekelerin türüne ve derinliğine, kişinin cilt yapısına ve lekelerin konumuna göre belirlenmektedir. Cilt leke tedavisi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir:
- Medikal krem tedavisi: Lekeleri açmak için reçete edilen medikal kremler retinoik asit, hidrokinon ve azelaik asit gibi maddeler içermektedir. Özellikle melazma adı verilen cilt lekelerinin tedavisinde yaygın kullanılır.
- Kimyasal peeling uygulaması: Genellikle alfa hidroksi asit (AHA) peelingi veya diğer adıyla glikolik asitpeelingi uygulanarak melazma başta olmak üzere cilt lekeleri tedavi
- Enzimpeeling uygulaması: Etkili bir leke tedavisi yöntemidir. İçeriğindeki etken maddeler tirozinaz enzimini baskılayarak lekeye yol açan fazla melanin üretiminin önüne geçer. Enzim peeling melazma ve güneş lekeleri tedavisinde kullanılmaktadır.
- Mezoterapi yöntemi: Mikro enjeksiyonlar ile ciltteki pigmentasyon bozukluklarıgiderilebilir ve cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olur.
- Mikrodermabrazyon: Leke, akne ve sivilce izleri ile ince kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Ciltte kan dolaşımını artırarak cilt tonunu eşitler.
- Karbon peeling: Lazer ile birlikte uygulanan bu yöntemle gözenekler küçültülebilir, cilt tonu eşitlenir, cilt derinlemesine temizlenir ve lekelerin görünümü hafifletilebilir.
- Lazer tedavileri: Lazer yöntemiyle cilt lekeleri, güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri ve melazma gibi çeşitli pigmentasyon sorunları etkin şekilde tedavi edebilir.
Yüz leke tedavisi kalıcı mıdır?
Leke tedavilerinin etkinliği lekelerin türüne, yoğunluğuna, izlerin derinliğine, kişinin cilt yapısına ve leke oluşumlarının ne kadar eski olduğuna göre değişmektedir. Bazı lekeler uygun tedavilerle kalıcı olarak yok edilirken, bazı lekelerin ise görünümün azaltılması mümkün olmaktadır. Lazer tedavisi en etkili sonuçları veren yöntemdir.
Tedavinin başarısı ve kalıcılığının desteklenmesi için seanslara düzenli olarak katılım sağlanmalıdır.
Kişiye uygun cilt bakımı aksatılmamalıdır. Ayrıca tedavi sonrası yüz bölgesinin güneşe maruz bırakılmaması da önemlidir. Güneş koruyucu kullanılarak yeniden leke oluşmasının önüne geçilebilmektedir.
Yüz leke tedavisi kimlere uygulanır?
Yüz leke tedavisi yüz bölgesinde leke problemi olan herkese uygulanabilir.
- Güneş lekeleri olanlar,
- Akneizlerinden şikayet edenler,
- Yaşlılık lekeleri oluşan kişiler
- Melazma (kahverengi lekeler) ve vitiligo (beyaz lekeler) sorunu olanlar,
- Doğum lekeleri olan kişiler,
- Çil sorunu bulunanlar leke tedavileri ile bu problemlerinden kurtulabilmektedir.
Aşırı derin lekeleri, ciddi seviyede deri yaralanmaları veya açık yaraları olanlar, alerjik cilt yapısına veya çok ince cilde sahip olanlar için ise bu tedaviler uygun olmayabilir. Bu tip problemleri olanlar bir cilt uzmanı tarafından değerlendirildikten sonra tedaviye uygun olup olmadıkları belirlenebilir.
Yüz leke tedavisi nasıl uygulanır?
Yüz lekesi tedavisi seçilen tedavi türüne göre fark şekillerde uygulanmaktadır.
- Leke gidericimedikal kremler doktor tarafından reçete edilir. Genellikle hidrokinon, tretinoin, kojik asit, azelaik asit ve C vitamini gibi aktif bileşenler içeren bu kremler doğrudan lekenin üzerine uygulanır.
- Kimyasal peeling yönteminde hastanın cilt tipineve lekenin derinliğine göre genellikle glikolik asit, salisilik asit veya trikloroasetik asit içeren kimyasal solüsyon uygulanır. Cilt tabakası bu yöntemle soyulduktan sonra, alttaki taze ve yenilenmiş cilt ortaya çıkar.
- Enzim peeling veya diğer adıyla leke maskesibir cilt soyma işlemidir. Özel içerikli maske cilde uygulanarak 8 ila 10 saat süreyle bekletilir. Bu işlem sonrası devam kremi yaklaşık 4-6 ay süreyle lekeli bölgelere sürülür.
- Mezoterapi yönteminde cildin orta katmanına çeşitli vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer aktif maddeler mikro iğneler yardımıyla enjekte edilir. Bu uygulamaile cilt hücrelerinin yenilenmesi hızlandırılır, cilt tonu eşitlenerek leke görünümü azaltılır. Mezoterapi hem leke tedavisinde hem de cilt gençleştirme alanında kullanılmaktadır.
- Mikrodermabrazyon tekniğinde cildin üst tabakası mikro kristaller veya elmas başlıklar kullanılarak soyulur. Bu işlem cilt yenilemeetkisiyle leke görümünü hafifletir.
- Cilt gençleştirmeve cilt problemlerinin tedavisinde kullanılan en yaygın yöntemlerden biri de lazerdir. Lazerle leke tedavisi Q-switched (Q anahtarlı l) lazer, fraksiyonel karbondioksit (CO2) lazer, IPL (Intense Pulsed Light), Thulium lazer gibi farklı cihazlarla yapılabilmektedir. Belirli dalga boylarında yoğun ışık enerjisi yayan lazer cihazlarıyla alt deri tabakalarına ulaşılarak pigmentasyon sorunları giderilir.
Yüz lekesi tedavisinin yanı sıra yeni leke oluşumunu önlemek ve mevcut lekelerin daha fazla koyulaşmasını engellemek için sadece yaz aylarında değil her mevsimde yüksek SPF’li bir güneş koruyucu kullanılması da tavsiye edilmektedir.
Soğuk Lipoliz ile Vücudunuzu Şekillendirin
Bölgesel yağlanma vücudun birçok bölgesinde ortaya çıkabilen yaygın bir problemdir. Bu problemin giderilmesi için uygulanan en etkili bölgesel zayıflama yöntemlerinin başında soğuk lipoliz gelmektedir. Soğuk lipoliz veya diğer adıyla kriyolipoliz yağları dondurarak yok etme işlemidir. Cerrahi olmayan bu yöntemle fazla yağlar parçalanarak vücuttan atılırken diğer dokulara zarar verilmez.
Özellikle uzun süre spora ve egzersize vakit ayıramayan, yoğun bir günlük temposu olan kişiler soğuk lipoliz yöntemiyle fazla yağlarından kurtulabilmektedir.
Soğuk lipoliz nedir?
Lipoliz cilt altında biriken yağları yok ederken, kolajen üretimini tetikleyerek cilt gençleştirme ve sıkılaştırma etkisi de yaratan yöntemleri kapsar. Lipoliz yöntemlerinden biri de soğuk lipolizdir.
Yağ dondurma işlemi soğuk lipoliz olarak adlandırılmaktadır. Soğuk lipoliz uygulaması özel bir cihaz yardımıyla eksi derecelerde yağ hücrelerinin dondurularak parçalanmasını ve vücuttan atılmasını içerir.
Diyet ve egzersiz programlarına rağmen bölgesel kilolardan kurtulamayan veya düzenli egzersiz yapmaya vakit ayıramayan kişilerin tercih ettiği soğuk lipoliz FDA onaylı bir teknolojidir. Güvenli bir işlem olan soğuk lipoliz işleminde deri altında birikmiş yağ hücreleri yok edilir. İşlemden 2-3 ay sonra optimum sonuç alınarak hedeflenen incelme ve şekillenme sağlanır.
Soğuk lipoliz işleminin seans sayısı kişiye ve ihtiyaçlarına göre değişmektedir.
Bir yağ parçalama ve vücut şekillendirme yöntemi olan soğuk lipoliz vücudun birçok farklı bölgesine uygulanabilir. Bu bölgeler şöyle sıralanabilir:
- Gıdı
- Karın
- Kol
- Yan simitler (karın ve belbölgesinin iki yanı)
- Kalçave basen
- Bacak(İç ve dış bacak)
- Sırt
Soğuk lipoliz kimlere uygulanır?
Soğuk lipoliz tedavisi 18 yaşın üzerinde olan, bölgesel yağlanma problemi bulunan ve bu işleme mani bir sağlık problemi bulunmayan herkese uygulanabilir.
Soğuk lipoliz:
Bölgesel kilo probleminden şikayet eden,
Diyet ve spor yapmasına rağmen kilo verme sorunu yaşayan,
Vücudunu şekillendirmek ve forma sokmak isteyen,
Egzersiz için vakit ayıramayan
Yağ aldırma (liposuction) işlemi yaptırmak istemeyen kişiler için uygundur.
Öte yandan 18 yaşın altındaki kişiler, hamileler, kan dolaşım bozukluğu olan kişiler, diyabet (şeker) hastaları, kalp hastalıkları bulunanlar, Raynaud sendromu olan kişiler için soğuk lipoliz tedavi yöntemi önerilmemektedir.
Soğuk lipoliz kalıcı mıdır?
Kişiden kişiye değişmekle birlikte soğuk lipoliz işleminin tek seansı sonrasında vücut yağları yaklaşık olarak %20 oranında eritilebilmektedir. En iyi sonuç ise işlemden 2 ila 4 ay sonrasında alınır. Soğuk lipoliz uygulanan bölgede yağlar kalıcı olarak giderilebilir. Ancak kişinin bu işlemden sonra sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemesi de önemlidir. Elde edilen etkinin kalıcılığını korumak için sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, yeterli su tüketmek tavsiye edilmektedir.
Soğuk lipoliz nasıl uygulanır?
Bölgesel zayıflama sağlayan lipoliz yöntemleri arasında yer alan soğuk lipoliz güvenli bir uygulamadır. Yaklaşık olarak 45 dakika ila 60 dakika arasında süren işlemin ilk adımında antifriz özellikli jel içeren koruyucu pedler uygulama bölgesine yerleştirilir. Burada amaç soğuk yanığını önlemektir.
Uygulama bölgesine özel cihaz başlığı seçildikten ve derece ayarı yapıldıktan sonra işleme başlanır.
Cihazla yağ dokuları vakumlanır. Kısa bir ısıtma işlemi sonrasında yağ hücreleri dondurularak parçalanır. Genellikle işlemde -5 ila -10 derece soğukluk değeri kullanılmaktadır.
Parçalanmış yağ hücreleri vücuttan dolaşım sistemi ve boşaltımla, yani doğal yoldan dışarı atılır.
İşlemden sonra günden güne fark edilir seviyede bölgesel incelme ve sıkılaşma sağlanır. 2-4 ay arasında da maksimum etki görülür.
Tedavi sonrası en iyi sonuçların alınabilmesi ve korunabilmesi için bol su tüketilmeli, sağlıklı beslenme ve egzersiz de ihmal edilmemelidir.
Cilt Sıkılaştırmada Kolajen Aşısının Gücü
Kolajen proteini cildimizin büyük kısmını oluşturur. Cildin elastikiyetini sağlayan kolajen yaşlanma başta olmak üzere çeşitli nedenlerle zamanla azalabilir. Kolajenin eksilmesiyle birlikte cilt sıkılığını kaybeder; sarkma, matlaşma, nem kaybı ve kırışıklıklar gibi sorunlar ortaya çıkar. Cilde kaybettiği kolajeni geri kazandırarak yeniden genç, sıkılaşmış ve parlak bir görünüm sağlamak için uygulanan çeşitli medikal tedaviler mevcuttur. Bu tedaviler arasında en etkili yöntemlerden biri olan kolajen aşısı gerek yaşlanma gerekse çevresel ve genetik nedenli cilt problemlerinin çözümünü sağlar.
Kolajen aşısı ile cilt yeniden elastikiyet kazanır, neme doyar ve kırışıklık görünümü azalır.
Yaşlanma karşıtı tedaviler arasında yer alan kolajen aşısı hem ülkemizde hem de dünya genelinde özellikle cilt sıkılaştırma alanında tercih edilmektedir.
Kolajen aşısı nedir?
Vücudumuzda doğal olarak bulunan en yaygın protein olan kolajen bağ dokularının temel yapı taşıdır.
Cilt, kemikler, kaslar, tendonlar, bağlar ve kan damarlarında bulunan kolajen dokuların esnekliğini, dayanıklılığını ve bütünlüğünü korur. En bilinen görevlerinden biri de cildin genç ve elastik görünmesini sağlamasıdır.
Cilt yaşlanma ile birlikte daha az kolajen üretmeye başlar. Ayrıca genetik faktörler, sigara tüketimi, aşırı güneş maruziyeti, stres gibi çevresel faktörler de kolajen üretimini olumsuz etkilemektedir.
Kolajenin azalması ciltte elastikiyet kaybına, sarkma, ince çizgiler gibi problemlere yol açar. Kolajen aşısı vücutta azalan kolajeni yerine koyarak cilt kalitesini geri kazandırmak için yüz, boyun dekolte gibi vücutta birçok bölgeye uygulanan etkili yöntemlerden biridir.
Kolajenin cilde enjekte edilmesiyle uygulanan bu yöntem cilt altında bulunan fibroblastları tetikler ve böylece kolajen üretimi hızlanır. Kolajen aşısı tedavisi ile ciltte canlanma, yenilenme, sıkılaşma ve doku iyileşmesi sağlanır.
Kolajen aşısı faydaları nelerdir?
Kolajen aşısı gençleştirme ve sıkılaşma için uygulanan bir medikal estetik yöntemdir. Bu tedavinin faydaları şöyle sıralanabilir:
- Yaşlanma karşıtı etkiye sahiptir.
- Sadece yüz bölgesinde değil tüm vücutta cildin yenilenmesine ve onarımına yardımcı olur.
- Ciltte elastikiyet kaybınınortadan kaldırılmasını sağlar.
- Cildi sıkılaştırır. (Karınve kalça, boyun, dekolte ve üst kol gibi farklı vücut bölgelerinin sıkılaştırılmasında etkilidir)
- Cilde parlaklıkve nem kazandırır
- Kırışıklık gibi yaşlanma etkilerini azaltır.
- Akneve yara izlerini hafifletir.
- Dermis katmanı ve bağ dokusunun yenilenmesi sağlanır.
Kolajen aşısı kalıcı mıdır?
Kolajen aşısı ömür boyu kalıcı bir tedavi yöntemi değildir. Ancak düzenli seanslar sonrası etkisini 1 ila 1.5 yıl süreyle korur. Etkisini kaybetmeye başladığında yeniden uygulanabilir. Düzenli uygulama, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi ve doğru cilt bakımı rutinleri ile kalıcılığı desteklenebilir.
Kolajen aşısı kimlere uygulanır?
Kolajen aşısı 25 yaş üstü, kolajen kaybına bağlı cilt problemleri yaşayan herkese uygulanabilir.
- Kırışıklık ve sarkma problemi olan,
- Cildi nemsiz ve mat görünen,
- Elastikiyet ve sıkılaşma kaybı belirgin olan,
- Akne ve yara izi gibi cilt lekeleri bulunan,
- Lazerişlemi sonrasında cildinde oluşan yara ve reaksiyonların hızlı iyileşmesini isteyen kişiler kolajen aşısı tedavisinden faydalanabilir.
Bununla birlikte bu tedavi hamileler, emziren anneler, otoimmun hastalıkları olanlar, alerjik reaksiyon gösterenler, kanama ve pıhtılaşma sorunu olanlar, kontrol altına alınamayan şeker hastalığı (diyabet) bulunanlar, enfeksiyon durumu olanlar ve kanser hastaları için uygun değildir.
Kolajen aşısı nasıl uygulanır?
Bir cilt gençleştirme yöntemi olan kolajen aşısı klinik ortamda uygulanabilen bir işlemdir. Hastanın rahatsızlık hissini ortadan kaldırmak amacıyla lokal anestezik krem uygulama bölgesine sürülerek cilt uyuşturulur. Bölge temizlendikten sonra ince uçlu özel mezoterapi iğneleri aracılığıyla kolajen içerikli aşı dermal tabakaya uygulanır. Ardından masaj ile kolajenin cilt altına yayılması sağlanır. Son olarak enfeksiyon kapmaması için uygulama bölgesine antibakteriyel krem ile UV ışınlarına karşı da güneş koruyucu sürülür.
İşlem sonrası ciltte hafif seviyeli kızarıklık veya morluk gibi reaksiyonlar görülebilir. Ancak bu şikayetler birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur.
Kolajen aşısı tedavisi kişiden kişiye ve problemli bölgeye göre değişmekle birlikte genellikle 4 seans şeklinde uygulanır. Seanslar 15 günde bir veya 4 haftada bir tekrarlanır.
Kişinin ihtiyaçlarına göre kolajen aşısı diğer mezoterapi işlemleriyle ve dolgu veya bot.toks. gibi yaşlanma karşıtı yöntemlerle kombine olarak da yapılabilir.
Mezoterapi ile Canlı ve Işıltılı Bir Cilt
Mezoterapi hem tıpta hem de kozmetik estetik alanında kullanılan bir tedavi yöntemidir. Mezoterapi ameliyatsız yüz gençleştirme ile bölgesel zayıflama ve sıkılaştırma başta olmak üzere leke ve yara izleri, saç dökülmesi, çatlak ve selülit gibi problemlerin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
70 yılı aşkın bir zamandır tüm dünyada tercih edilen bir tedavi yöntemi olan mezoterapi cilt altında kolajen ve elastin üretimini tetikleyerek yenileyici etki gösterir. Bu özelliğiyle cildin canlılığını, ışıltısını, gençliğini ve sağlığını geri kazanmasına yardımcı olur.
Yüz ve boyun, saçlı deri, dekolte bölgesi, el ve vücudun tedavi gerektiren her alanında etki gösteren bu yöntem kişiye ve ihtiyaçlarına özel olarak uygulanmaktadır.
Mezoterapi nedir?
Mezoterapi cilt altına protein, hormon, enzim, vitamin ve mineral gibi maddelerden oluşan karışımların enjekte edilmesi işleminin genel adıdır. Mezoterapi yönteminde kullanılan içerikler kişiye ve ihtiyaçlarına göre özel olarak planlanır.
Dünya genelinde en sık kullanılan ameliyatsız estetik uygulamaların başında gelen mezoterapi günümüzde mikro enjeksiyon yöntemiyle gerçekleştirilmektedir. Çok ince iğnelerle yapılan işlemde gerektiğinde lokal anestezi ile uygulama bölgesi uyuşturularak hasta konforu artırılmaktadır.
Mezoterapi faydaları nelerdir?
Mezoterapi uygulandığı bölgeye ve uygulama amacına göre farklı faydalar sağlamaktadır.
Saç mezoterapisi:
- Saç dökülmesinin tedavi edilmesini sağlar.
- Saç ekimi sonrası ekilmiş saçları güçlendirir.
Yüz mezoterapisi:
- Anti agingetki gösterir.
- Cildi sıkılaştırır.
- İnce kırışıkların görünümünü azaltır.
- Cilde canlılık ve ışıltı verir.
- Cildi nemlendirir.
- Lekelerin görünümünü iyileştirir.
Vücut mezoterapisi:
- Selülit oluşumlarının azaltılmasını sağlar.
- Çatlak tedavisi için kullanılır.
- Bölgesel yağlanmayı tedavi eder.
- Sarkma ve gevşeme sorunu olan karın, bacak içi, kol gibi bölgeleri sıkılaştırır.
Mezoterapi kimlere uygulanır?
Mezoterapi bu tedaviye ihtiyaç duyan 18 yaşın üzerindeki herkese uygulanabilen güvenli bir yöntemdir. Şu problemleri yaşayan kişiler için mezoterapi yöntemi uygundur:
- Kırışıklık ve sarkma
- Göz çevresi kırışıklıkları ve gözaltı torbaları
- Güneş lekeleri
- Sivilce ve yara izleri
- Sigara nedenli cilt hasarı
- Çatlaklar
- Selülit
- Bölgesel yağlanma
- Saç dökülmesi
Mezoterapi ayrıca alerjiler, damar rahatsızlıkları, spor yaralanmaları, alerji ve ağrı gibi durumların tedavisinde de kullanılmaktadır.
Hamileler, emziren anneler, diyabet (şeker) hastaları, kanser hastaları, kalp hastalıkları olanlar, alerjik reaksiyon riski bulunan kişiler ise mezoterapi için uygun değildir.
Mezoterapi çeşitleri nelerdir?
Mezoterapi cilt yenileme başta olmak üzere saç dökülmesi, selülit tedavisi gibi farklı alanlarda uygulanabilir. Uygulama bölgesi veya uygulama amacına göre farklı çeşitlere ayrılmaktadır.
- Yüz mezoterapisi diğer bir adıyla mezolifting cildin elastikiyetini artırmak, ince çizgileri, sarkma ve kırışıklıkları azaltmak için uygulanan bir mezoterapi türüdür. Hyaluronik asitbaşta olmak üzere vitamin mineral aminoasit gibi cildi besleyici maddeler yüzde belli noktalara enjekte edilir. Yaşlanma karşıtı tedaviler arasında yer alan bu yöntemle ciltte kolajen uyarımı artırılarak daha genç, sıkı, aydınlık ve ışıltılı bir görünüm elde edilebilir. Yüz mezoterapisi genellikle 4-6 seans arasında yapılır. Belli aralıklarla tekrarlandığında etkisini korur.
- Leke mezoterapisi ciltteki pigmentasyon sorunlarını gidermek için uygulanan bir mezoterapi çeşididir. Güneş lekeleri, akneizleri, yara izlerinin tedavisi mezoterapi ile sağlanabilir.
- Göz altı mezoterapisi kapsamında hafif seviyedeki göz altı torbaları, morluklar ve ince kaz ayağı çizgileri hafifletilebilmektedir.
- Saç mezoterapisi saç dökülmesinin tedavisi, yıpranmış saçların onarımı, saç uzamasının sağlanması ve kellik tedavisinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Kadın ve erkek hastalara uygulanabilen saç tedavisikapsamında saç köklerini besleyen vitaminler, mineraller ve amino asitler saç derisinin altına enjekte edilir. Bu sayede saç folikülleri canlandırılarak yeniden çıkması sağlanır ve kan dolaşımı artırılarak saçlar güçlendirilir. Bu yöntem saç ekimi sonrası da ekilen saçların daha güçlü olması için uygulanmaktadır.
- Vücut mezoterapisi özellikle bölgesel yağlanmayı azaltarak incelme sağlamak, vücut hatlarını şekillendirmek ve cildi sıkılaştırmak amacıyla uygulanır. Bu kapsamda yağ yıkımını hızlandıran ve dolaşımı artıran maddeler cilt altına enjekte edilir. Cerrahi bir işlem olan liposuction yöntemine alternatiftir. Karın ve bel bölgesi, bacak ve bacak içi, kol gibi yağlanma ve sarkma olan bölgelere uygulanır.
- Selülit mezoterapisi her yaştan kadını etkileyebilen selülit görünümünün azaltılması için uygulanır. Yağ hücrelerini parçalamaya yardımcı olan lipolitik ajanlar ve kandolaşımını artıran maddeler sayesinde selülit görünümü hafifletilebilmektedir.
- İğnesiz mezoterapiise iğne yerine ultrason, lazer, elektroporasyon, plazma shower gibi tekniklerin kullanıldığı mezoterapi çeşididir. İğnesiz mezoterapide gözenekler açılarak cildin ihtiyaç duyduğu vitaminler, mineraller, hyaluronik asit gibi maddeler alt deri katmanlarına ulaştırılır.
Mezoterapi nasıl uygulanır?
Mezoterapi derinin orta tabakasına özel mikro iğneler aracılığıyla çeşitli maddelerin enjekte edilmesiyle uygulanır.
Mezoterapi uygulaması öncesinde hastanın şikayetleri, beklentileri, cilt yapısı, sağlık durumu gibi kriterler değerlendirilerek kişiye özel tedavi planlanır.
Uygulama öncesi cilt temizlenir. Hastaların rahatsızlık hissetmemesi için lokal anestezi ile uygulama bölgesi uyuşturulabilir.
Daha sonra mikro iğneler kullanılarak vitamin, mineral, enzim ve diğer biyo aktif maddeleri içeren karışım cildin alt tabakasına enjekte edilir.
Ardından enjeksiyon yapılan bölgeye hafif masaj uygulanarak karışımın cilt altına eşit olarak dağılması sağlanır.
Mezoterapi sonrasında ciltte hafif kızarıklık, morluk ya da şişlik görülebilir. Bu yan etkiler genellikle birkaç gün içinde geçer. Tedavi sonrasında güneşten korunmak önemlidir.
Uygulama sonrası 24 saat bölgeye su değmemelidir.
Ameliyatsız Gıdı Estetiği ile Hızlı Sonuçlar
Çenenin alt bölümü gıdı olarak adlandırılır. Gıdı bölgesinde yağ birikimi (double chin) ve cildin sıkılığını kaybederek sarkması birçok kişide estetik kaygılara yol açmaktadır.
Fazla gıdı görünümü yaygın bir problemdir. Genellikle kilo alımına bağlı yağlanma, deri elastikiyetinin kaybolması, kişinin çene ve boyun yapısı, ileri yaş gibi nedenlerle gıdı bölgesinde fazlalık oluşabilir.
Günümüzde ameliyatsız gıdı estetiği yöntemleriyle bıçak altına yatmadan da fazla double chin görünümü giderilebilmekte, çene ve jawline (çene hattı) çizgisi düzeltilebilmektedir.
Ameliyatsız gıdı estetiği nedir?
Çift çene veya double chin de denilen gıdı bölgesinde yağ birikimi ve sarkma problemlerini gidermek için uygulanan, cerrahi olmayan yöntemler ameliyatsız gıdı estetiği olarak ifade edilmektedir.
Gıdı fazlalığından şikayetçi olan ve ameliyat olmak istemeyenler medikal estetik uygulamaları tercih etmektedir.
Ameliyatsız gıdı estetiğinde kullanılan birden fazla yöntem vardır. Hastanın gıdı probleminin seviyesi, yaşı, cilt yapısı ve beklentileri doğrultusunda en uygun yöntem dermatoloji uzmanları tarafından belirlenir.
Gıdı fazlalığı ve sarkması probleminin tedavisi tek bir yöntemle yapılabileceği gibi bazı durumlarda birden fazla yöntem kombine de edilebilmektedir.
Son yıllarda liposuction veya gıdı germe operasyonu yerine ameliyatsız gıdı estetiği işlemlerinin tercih edilmesinin başlıca nedeni; bu yöntemlerin cerrahi müdahale gerektirmemesi ve genel anestezi alınmamasıdır. Bunun yanı sıra iyileşme sürecinin hızlı olması ve doğal bir görünüm sağlaması da ameliyatsız gıdı tedavisinin avantajları arasında sayılabilir.
Ameliyatsız gıdı estetiği kalıcı mıdır?
Ameliyatsız gıdı estetiği ile elde edilen sonuçlar her zaman kalıcı değildir. Yaşam tarzı alışkanlıklarına dikkat edilmesi, kilo kontrolünün sağlanması, doğru bakım uygulamaları ameliyatsız işlemlerin kalıcılık süresini uzatmaktadır. Yaşlanma ve aşırı kilo alma gibi durumların kişide yeniden gıdı problemlerine yol açabileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte çoğu ameliyatsız gıdı estetiği yöntemi ihtiyaç halinde tekrarlanabilir.
Ameliyatsız gıdı estetiği kimlere yapılır?
Ameliyatsız gıdı estetiği işlemleri, çift çene, belirgin gıdı görünümü, gıdı sarkması gibi problemler yaşayan 18 yaş üzerindeki kişilere uygulanabilir.
Ancak estetik işlemlerin yapılmasına engel bazı durumlar da söz konusudur. Kanser hastaları, diyabet hastaları, bazı ilaçları kullanan kişiler, çok hafif gıdısı olanlara ve gıdı bölgesinde enfeksiyon durumunda ameliyatsız gıdı estetiği yapılamaz.
Ameliyatsız gıdı estetiği nasıl yapılır?
Ameliyatsız gıdı estetiği farklı cilt yenileme yöntemleriyle yapılabilir. En çok tercih edilen gıdı estetiği yöntemleri şöyle sıralanmaktadır:
- Lazer Lipolift: Ameliyatsız yüz germe ve boyun germe yöntemlerinden biri olan lazer lipolift gıdı eritme için de kullanılmaktadır. Gıdı bölgesi için özel dalga boyu kullanılan lazer cihazlarıyla gerçekleştirilen işlem kapsamında fazla yağ dokusu sıvı hale getirildikten sonra vücut tarafından atılması sağlanır veya vakum cihazı ile çekilir. Ardından lazer atışları ile cilt germeuygulanır. Ciltte kolajen üretimini de teşvik eden bu cilt yenileme işlemi lokal anestezi altında tek seans olarak gerçekleştirilir.
- Mezoterapi: Ameliyatsız cilt gençleştirmeyöntemi olarak da bilinen mezoterapi işlemi gıdı inceltme ve eritme amacıyla da uygulanmaktadır. Bu amaçla özel moleküller ve deoksikolat gibi maddeler içeren bir karışım gıdı bölgesine enjekte edilir. Bölgesel yağları doğal şekilde yakan bu moleküller sayesinde gıdı bölgesindeki fazlalık giderilmiş olur. Kişiden kişiye değişmekle birlikte 2 ila 6 seans arasında uygulanabilir.
- Soğuk Lipoliz: Soğuk lipoliz yönteminde özel cihazlar kullanılarak gıdı bölgesi -8 derecede soğutulur. Bu şekilde yağ hücreleri yok edilerek fazla gıdı görünümü iyileştirilebilir. Uygulama 1 ila 3 seans arasında yapılır.
- Fokuslu Ultrason: Ses dalgaları yardımıyla yüz ve boyun bölgesindegerme ve sıkılaştırılma etkisi oluşturmak için uygulanan bir yöntemdir. Fokuslu ultrason yağ eritmekten ziyade lifting ve germe etkisi sağlar. Cilt yenileme etkisi de sunan bu yöntem tek seans uygulanmaktadır.
- Çene Estetiği (Jawline Estetiği): Cilt gençleştirme yöntemlerinden biridir. Yapısal olarak çene hattı geride olan kişilerde gıdı bölgesi daha belirgindir. Bu tip kişilerde çene hattı dolgu uygulaması ile belirgin hale getirilir; böylece gıdı görünümü de hafifletilmiş olur.
- Radyofrekans: Cilt yenileme ve gençleştirme uygulaması olan radyofrekans yöntemi gıdı estetiğinde de kullanılabilir. Gıdı bölgesine radyofrekans enerjisi verilerek cilt altındaki dokular ısıtılır. Kolajen üretimini artıran ve hızlandıran bu işlem özellikle gıdı sarkması ve gevşek deri problemlerinin giderilmesini sağlar.
Ameliyatsız yöntemlerin etkili olmadığı hastalara liposuction işlemi veya gıdı germe ameliyatı uygulanabilir.
Kalıcı Akne İzleri İçin Tedavi Yöntemleri
Sadece ergenlikte değil her yaşta yaygın rastlanabilen cilt problemlerinden biri de aknedir. Akne ve sivilce problemi ile birlikte özellikle yüz bölgesinde ortaya çıkan akne izleri kişiye özel tedavilerle düzeltilebilir.
Medikal akne izi tedavisi kapsamında farklı yöntemler uygulanabilmektedir. Akne izlerinin derinliği, boyutu, yeri, kişinin cilt tipi gibi faktörler seçilecek yöntemi belirler. Ayrıca deri altında ortaya çıkan kistik yapılara bağlı olarak kendini gösteren sivilceler de çoğunlukla iz bırakma eğilimdedir. Bu nedenle tedavi kapsamında bu tip aknelerin de yok edilmesi önem taşır.
Uzmanlar tarafından düzenli aralıklarla uygulanan doğru yöntemler sayesinde ciltte akne ve sivilce nedeniyle ortaya çıkan çukurlaşma, kabarıklık veya renk farkları iyileştirilebilmektedir.
Akne izi nedir?
Akne, ciltteki yağ bezlerinin tıkanması veya iltihaplanması sonucu oluşur. Ergenlik döneminde yaygın görülen bu cilt problemi yetişkinlerde de ortaya çıkabilir.
Akne beyaz veya siyah noktalar, kistler veya nodüller şeklinde görülebilir. Sivilce akne ile aynı anlama gelse de genellikle daha küçük boyutlu şişlikler sivilce olarak adlandırılır.
Akne ile birlikte ortaya çıkan bir diğer cilt problemi de izlerdir. Akne ve sivilcelerin iyileşme sürecinde ortaya çıkan kalıcı izlere akne izi veya akne skarı denilmektedir. Özellikle büyük boyutlu ve derin aknelerin iz bırakma ihtimali daha yüksektir.
Akne izleri koyu renkli lekeler şeklinde olabileceği gibi ciltte çöküntü ve çukur (atrofik skar) veya kabarıklık (hipertrofik skar) şeklinde ortaya çıkabilir.
Akne izleri yüzeysel ve derin izler olarak iki ana kategoride değerlendirilmektedir.
Yüzeysel sivilce izleri cildin üst tabakasında meydana gelen ve genellikle alt tabakanın etkilenmediği vakalardır. Kırmızı renkte leke şeklinde görülebilir ve hafif çökme de görülebilir.
Derin sivilce izleri ise cildin alt tabakasını etkiler ve kalıcı iz bırakma eğilimi vardır. Derin akne izleri kendi içinde üçe ayrılır.
- İcepick skar ciltte delik şeklindeki dar yapılı akne izleridir. Bu yuvarlak veya oval izler cildin yağ tabakasına kadar uzar.
- Boxcar skar krateri andıran bir çökme şeklinde ortaya çıkar. Keskin kenarlıdır. İcepick skar kadar derine uzanmaz ancak daha geniş bir alanı etkileyebilir.
- Rolling skar akne nedeniyle ciltte meydana gelen dalgalı ve düzensiz çukurlardır. Yumuşak kenarlıdır.
Akne izleri yara ve leke tedavisi yöntemleriyle giderilebilir.
Akne izi neden olur?
Akne izleri çeşitli nedenlerle meydana gelebilir ve bu izlerin oluşumunda cildin doğal iyileşme sürecinde açığa çıkan kolajen miktarı da etkilidir. Akne izlerinin nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Şiddetli iltihaplanma ve buna bağlı cildin yoğun hasar görmesi
- Aknelerin zamanında ve doğru yöntemlerle tedavi edilmemesi
- Akne tedavisine düzenli devam etmemek
- Akne ve sivilceleri sıkmak ve patlatmak
- Yanlış cilt bakımıürünleri/rutini
- Genetik olarak akneli cilde yatkın olmak
- Derin ve kistik yapıdaki akneler
Akne izi belirtileri nelerdir?
Ciltte akne sonrası meydana gelen;
- Çukurlar (Atrofik İzler)
- Yükselmiş yani kabarık görünümlü, kırmızı veya pembe renkte izler (Hipertrofik İzler)
- Kalın, kabarık ve düzensiz şekle sahip izler (Keloid İzler)
- Pürüzlü ve dalgalı izler
- Koyu veya açık renkli lekeler sivilce izibelirtileri arasında sayılabilir.
Akne izi nasıl tedavi edilir?
Akne izi ve yara tedavisi farklı yöntemler içermektedir. Akne izinin yeni veya eski oluşu, yüzeysel veya derin oluşu, önceki tedaviler, kişinin cilt yapısı ve rengi seçilecek tedaviyi de belirlemektedir.
Akne izleri tedavisi topikal krem uygulaması, kimyasal peeling, lazer, radyofrekans, dermabrazyon, dolgu, mikro iğneleme, subsizyon gibi farklı yöntemlerle veya bu yöntemlerin kombine edilmesiyle uygulanabilir.
En yaygın kullanılan modern akne izi tedavi yöntemleri şöyledir:
- Lazerle akne izi tedavisi: Cilt gençleştirmeyöntemlerinden biri olan lazer tedavisi akne izlerinin giderilmesinde de etkin olarak kullanılır. Akne izlerinin bulunduğu bölgeye gönderilen lazer ışınları hasarlı dokuları parçalayarak yerine taze, yeni ve sağlıklı dokunun gelmesini sağlar. Cilt yenileme etkisi ile birlikte kolajen üretimini de artırarak izlerin görünümünün azaltılmasına yardımcı olur. Lazer tedavisi sonrası ciltte hafif kızarıklık oluşabilir. Kızarıklık şikayeti geçicidir.
- Radyofrekans tedavisi: Diğer adı altın iğneolan bu yöntemle ciltte problemli bölgede ısı artışı sağlanarak kolajen ve elastik lif oluşumu tetiklenir. Bu da cildin yenilenmesini ve izlerin giderilmesini sağlar. Radyofrekans uygulaması aynı zamanda bir cilt gençleştirme yöntemidir.
- Kimyasal Peeling: Uygulamakapsamında cilt özel bir içerikle soyulur. Sonrasında cilt yüzeyi yenilenerek daha pürüzsüz ve lekesiz bir cilt elde edilir.
- Dermaroller(Mikroiğneleme): Mikro iğnelerle ciltte küçük delikler açılarak kontrollü hasar oluşturulur. Cildin kendi kendini yenileme özelliği harekete geçirilir.
- Dolgu: Çukur izleri dolgu maddeleri ile doldurarak cilt yüzeyi düzleştirilir.
- Subsizyon: Daha çok rolling skarlar için kullanılır. Cilt altındaki bağ dokular kesilerek cildin daha pürüzsüz görünmesi sağlanır.
Leke tedavisi sonrası cildin korunması için güneş kremi kullanılması önerilmektedir.
Akne izi tedavisi kalıcı mıdır?
Akne izi tedavisinin başarısı ve kalıcılığı uygulanan yönteme, izin türüne ve kişinin cilt tipine göre değişmektedir. Medikal estetik akne izi tedavileri ile izlerin görünümü büyük oranda iyileştirebilmektedir ve elde edilen sonuçlar kalıcıdır. Bununla birlikte çok derin izleri tamamen yok etmek mümkün olmayabilir.